Tınaztepe gibi bir dağ başında kondurulmuş fakülte dokuzçeşmelerden iyidir. Hele dokuzçeşmelerin ydy önünden her fakülte iyidir.
Mühendislikten kız tavlamaya gelenden tut mini devrimler yapana kadar her çeşit mevcut.
nerden başlasam, neresinden tutsam elimde kalacak olan fakültedir. fakülte kültürü tamamen kayırma üzerine kuruludur. ben hayattımda bu kadar bilgisiz, alanlarında bu kadar yetkin olmayan, ve öğretme adına zerre-i miskal tecrübe sahibi olmayan hocalar görmedim.
1-söz konusu marketing dersine(pazarlama) dersine giren hocalar bakkalda sakız satsa insanın alası gelmeyecek kadar antipatik, bilgisiz ve burunları havadadır.
2-fakülte eğitim dili ingilizce olmasına rağmen ingilizce konuşamayan, konuşulanları anlamayan hocalarla doludur. örneğin; ders devam edecek diyeceğine ''we will kantanyo'' diyecek kadar ingilizceden bihaberler.
3- ne hikmetse aynı hocaların dersleri fakültenin en düşük sınav ortalamarına sahip. neden mi? çünkü başka bir şekilde öğrenciye nasıl '' ben burdayım'' diyebilecek.
4- her öğretmenin bir grup yalaka öğrenci grubu vardır. ve o öğrenci grubuna her zaman en yüksek notları verir. örneğin; her soru 10 puan olan 10 soruluk bir sınavda bir arkadaşım 7 soru yapmış olmasına rağmen hoca 90 vermişti. kendi tabiriyle ayıya dayı deme meselesiydi bu.
5-fakültenin bclub diye bir öğrenci kulübü var. fakültenin ne kadar silik, asosyal ve bastırılmış duygularla harmanlaşmış öğrencisi varsa burda rahatlıkla bulabilirsiniz. ne iş mi yaparlar? erkekler tüm gün bir kızla konuşmak ya da onlarla çekilmiş bir fotoğraflarını paylaşmak için ellerinden geleni ardıllarına koymazlar. aynı kulüpte çalışan bir kaç ezik çocuk bilirim bana '' abi sen de gelsene ya orda kızlarla falan konuşabiliyoruz.'' demişti. bi siktirin gidin lan dediğimi hatırlıyorum. kızlar ise bazen bir bakarsın ağızlarında ki düdüğü öte öte ekşın yaratırlar, bi bakarsın ultra mini eteklerle paspal paspal konferans salonun orda takım elbise giymiş bahsettiğim o ezik erkeklerle küçük dünyaları ben yarattım havalarında beklerler. sanırsın konferansa george carlin'i getirmişler amk. ya buca'dan bir esnafı getirmişler ya da biz bu okuldan eleman alamayız diyecek adamları getirmişlerdir.
not: bu kulüpte çalışan tüm kızlarda fakültenin ortalama güzel kızların baya aşağısındadır. mini etek desen taşımayı bilmez çünkü hayatlarında hiç giymemişler. tokattan gelen bir kız nerde giymiş mini eteği o yüzden yavan duruyor. topuklu ayakkabılarla cebelleşmelerini es geçiyorum. olmamış bacım nurella' nın tabiriyle size kuş kalkmıyor. burda kesinlikle kadınları aşağıla gibi bir amacım yok. sadece bazı şeylerin bazı insanlarda durmadığını belirtmek istedim
6- asistanlar desen paso öğrenci kız düşürme peşinde. bir kaç sağlam haberim var ama şimdi burdan söylemem.
sonuç olarak; zemin katla beraber bu beş katlı kocaman binanın içinden hoca olarak tanıdığım adam gibi adam bir ya da iki kişidir. burdan onlara saygılarımı diziyorum. iyi ki varsınız. bunlardan biri mustafa tanyeridir.
son olarak tüm öğrenci arkadaşlarıma bir şey söylemek istiyorum; üniversite hayattı sadece belli firmaların, kocaman fontlarla reklamı olduğu, tişörtleri giyip fink atmak değildir. ya da sadece ''aman sınıfı geçeyim de, yüksek not alayım da her şeyden ödün verebilirim'' kafası hele hele hiç değildir. bir çıkın etrafınıza bakın, dünyayı görün, hayattın gerçeklerini görün. bu feyk fakülte kültürü ailenizden bile utanacak noktaya getirmişse sizi oturup mahhakeme etme zamanıdır sizin için.
6. Senemi okuyacağım yerdir. Fakülte demeye dilim varmıyor. Google görsellere rezillik yazıp aratırsanız muhtemelen binayı komple görebilirsiniz. Yalakalık karşılığı açıklanmış sınav notunu sisteme farklı giren hocalar mı dersiniz, kızlara asılmak namına derslere anlık kontenjan açan öğrenci işleri personeli mü dersiniz ne ararsanız var. Mezun olup diplomayı hocaların götüne sokasım var.
fakültenin dağ başında olmasından, hiçbir sosyal aktivitenin olmamasından, derslerin kazıklaştırılmasından yada yüksek dozda tribal enfeksiyona yakalanmış öğrencilerinden bahsetmeyeceğim. yahu arkadaş okul açılalı bir hafta olmuş hala ders kaydımızı tamamlayamadık. hadi onu geçtim yardımcı olabilecek hiçbir yetkili de yok. kime ne sorsam ben bilmem beyim bilir modunda. o günü fazla sorumluluk almadan kurtarma derdinde. sene olmuş 2012 dilekçe al, ver, imzala, yukarı götür, aşağı indir, müdür yok hemşerim bugün git yarın gel gibi muhabbetlerin bugünlerde sıkça döndüğü, ingilizce eğitimin verildiği, egenin avrupaya bakan yüzü(!) olan fakültedir. dilekçe vermekten parmaklarım nasır tuttu. fakülte sekreteriyle öğrenci işleri arasında gidip gelmekten ayak tabanlarım su topladı. öğrenci işlerinin önü ana baba günü. dışardan biri görse kesin sosyal yardımlaşma kurumunun dağıttığı kömür-makarna kuyruğudur der. allahınız yok mu lan sizin her sene bu eziyeti yaşicak kadar ne günah işledik biz? hee samet öyle değil mi?
geleceğin turrizm işletmecisi olarak bu sene okumaya başlayacağım fakültedir. tınaztepe adında bir yere kurulmuştur dağın başındadır. rivayetlere göre fakülteye kurtların indiği bile olmuştur.
içinde ingilizce işletme, ingilizce iktisat, ingilizce uluslarası ilişkiler, ingilizce turizm işletmeciliği, ingilizce uluslararası ticaret ve işletmecilik bölümlerini barındıran ayrıca uluslararası ilişkiler ve turizm işletmeciliği için almanca veya fransızca olmak üzere ikinci yabancı dille eğitim veren genel öğrenci popülasyonunun zengin, şımarık olduğu, öğrenci otoparkı bulunan, üçüncü dünya ülkelerinden öğrencilerin değişim programıyla geldiği, özele adam yetiştiren, paragöz idareye sahip ayrıca her sene istikrarlı bir şekilde puanları düşen buna müteakip öğrenci kalitesinde de ciddi zayıflama hissedilen fakülte.