milletvekillerinin ve üst düzey yöneticilerin hiçbir baskı altında kalmadan halkın menfaatlerini düşünerek karar almaları düşünülerek kendilerine millet tarafından verilen hak.
osmanlı devletinde danışma meclisine başkanlık yapan padişahın bir süre sonra danışmanlarının kendisinden çekindiklerini ve bu sebeple yanlı konuştuklarını anlamasıyla başkanlık makamını sadrazama bırakması, danışmanların padişah hakkında bile yorum yapabilmelerine olanak sağlamıştır. türkiye cumhuriyeti dokunulmazlık kavramının temellerini buradan almıştır. ikisindede amaç aynıdır.
belli süre sonra bu hak kötüye kullanılmaya başlanmıştır.
aklanıp gelicem diyen davut dişli'yi sarıp sarmalayan zırh. e madem aklanıp gelicem diyorsun kurtul dokunulmazlık zırhından, yargılan. biz de diyelim ki aa bak haksızlık yapmışız adama.
yasal dokunulmazlığa dair en komik şey, yasaları bizzat yapanların, yani milletvekillerinin, kendi yaptıkları/sorumlu oldukları yasalardan muaf olmalarıdır.
yasayı yapan kurum (yani meclis) kendi yasalarına tabi değilken biz neden olalım, anlamak mümkün değil.
veriliş amacı yolsuzluğun, usulsüzlüğün ve haksızlığın üzerine korkmadan gidilmesini sağlamak iken, belirtilen işlerin yapılmasını sağlayan mekanizma haline gelendir. ne diye vermişler kardeşim size dokunulmazlığı? 'seni seçenin menfaatini koru, menfaat dışında bir mevzu tespit edersen korkmadan üzerine git, yetkilerle donattık seni' demek için. ama sen ne yapıyorsun? bu hakkı alengirli işler çevirmek için kullanıyorsun. çok iyi niyetlerle değerlendirilirse, bu iyi niyeti suistimaldir.
benim de bu sözlükte sahip olduğum statü. kimseden istemedim tabii, zorla verdiler. herhalde beni kaybetmek istemedikleri için böyle yapıyorlar. korkmayın yahu, bir yere gittiğim yok. siz de beni bu kadar severken hiç gidemem zaten.
ak parti'nin yargı üyeleri ve askerlerin dokunulmazlıklarının da kaldırılması taahhüt edilirse, milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracağını belirtmesini akıllara getirmiştir.
kendisinin kesinlikle istememsine ragmen, bazi yalakalarinca "dokundurtmam" (elestiri vs. dahil) denilerek, o igrenc zirha büründürülmüstür ve bundan dolayi yabancilara bir diktatör görünümü vermistir (bilseler bile bunu kendi lehlerine kullaniyolar)
mustafa kemal atatürk, kendi zamaninda böyle bir koruma, dokunulmazlik istemedi, paraya dahil olmak bile onun fikri degildi, demokrasinin ne oldugunu bilmeyen andavallarin icraatleridir.
laiklik sistemini bu ülkeye uygun bulan kisi, kendisinin putla$tirilmasini mi isterdi ? ya da dolandiricilarin kendisinin arkasina saklanilmasini ?
atatürk'ü anlatmak cok kolayken bunu zora sokan andavallarin bu yaptiklarindan dolayi kendileri ile övünmeleri ve baskalarini bu andavalliklari yapmadigi icin yahut kabul etmedikleri icin elestirilmesi, itilmesi, kakilmasi, "imamsin yakismazsin bu mekana" demesi...
parsadan olayini hatirliyalim, atatürk denince komutanlarin, ciller'in kendilerini mecbur hissetmesi, aksi takdirde bu dokunulmazlik zirhiyla basina gelecekleri biliyorlardi.
atatürk, vefaat etmis bir diktatör degildi, yeni bir demokratik, laik (!) cumhuriyeti kuranlarin önderiydi.
yeni meclisin belki de ilk olarak ele alması gereken hak...
meclis'in vekillerinin halktan daha çok suç dosyasına sahip olmaları ve her fırsatta adaletten bahsetmeleri bu koruma kalkanı sayesinde oldukça komik durmaktadır...
milletvekilliği sona eren mehmet ağar' dan alınan ve onun yargılanmasına sebebiyet veren gerizekalı hak. halkın seçtiği vekil halktan farklı bir statüye sahip ardından da demokrasi özgürlük naraları atan vekillerimz bu hakkın arkasına saklanıp devletin ansını ağlatıyorlar...
secimlerden* once gene* chp tarafindan oy toplama araci olarak kullanilmis*, fakat gene hic bir tanecik milletvekili tarafindan konusu acilmayacak olan siyasi* terimdir, taa ki gelecek genel secimlerin 1-2 ay oncesine kadar.
turkiye'de yolsuzluklarin bitmesinin en buyuk caresidir. o yuzden asla kaldiril(a)mayacaktir.
her seçim öncesinde propagandalarda şu aralar da olduğu gibi parti liderleri tarafından dile getirilen fakat yerine getirilmeyen vaattir. hiç kimsenin konumu ne olursa olsun dokunulmazlık gibi bir hakkı olamaz bu hak varolduğu sürece de yapılan bir çok yolsuzluğun ve haksızlığın önüne geçilemez.
sürakli seçim mitinglerinde ''kaldıracağız!! bunu ancak milletten korkanlar ister!'' diye bas bas bağırıp, meclise girince de hemen unutuluveren seçim vaatlerinden biri.
- sayın iktidar! lütfen dokunulmazlığı kaldıralım
+ sayın muhalefet! biz kaldırıyoruz ama siz istemiyorsunuz
- saçmalıyorsunuz sayın iktidar. asıl kaldıran biziz
+ sözlerinize dikkat edin sayın muhalefet. kaldırdığımızı siz görmüyorsunuz ama aziz, zeki ve yüksek ahlaklı halkımız görüyor!
akp'nin islam propagandası yaptığı seçim öncesi dönemlerde göreve gelir gelmez kaldıracağını söylediği şey. kemal abi tırsmış olacak ki, hala kalkmadı. zaten rte'nin de oğlundan borç aldığı 200000 eurosu var, bir de passatt'ı. gariban...
Cumhurbaşkanlığına gözünü dikmiş RTE 'nin ve hortumcu bakanlarının , sayesinde ihaleye fesat karıştırma , zimmet ,haksız kazanç ,resmi evrakta sahtecilik ve en önemlisi Atatürk devrimlerine ve Cumhuriyet rejimine ,anayasasına şeriaat hırsıyla hakaret etmek gibi suçlardan yargılanmalarını engelleyen ve bu suretle belki de dünyada " adi suç işleyen milletvekillerini " bile koruyan tek ülke olmamıza sebep olan bir uygulamadır.
Son tahlilde , RTE 6 yıl önce yaptığı konuşmasında terörist başına "sayın" , şehitlere de "kelle" demiş olmasına rağmen ve bu olayın bir cumhuriyet başsavcısı tarafından yargıya intikal ettirilmiş olmasına karşın "zaman aşımı " gibi başka bir saçma uygulama ile bu terbiyesizliğin üzeri balçıkla sıvanmış , bağımsız ve adil olması gereken yargı gücü ne yazık ki işlevsiz kılınmıştır.