12 eylül 2010 tarihinde bürokrat dokunulmazlığının kaldırılması için yapılacak olan referandumdur.
ve evet halkın çoğunluğu tarafından "evet" olarak oylanacak referandumdur.
survivor kızlar erkekler yapımındaki gibi, dokunulmazlık oyunu oynanması daha çabuk sonuç alınmasını sağlayacak yöntemdir. referandumun tantanası bitmez hacı. baksana bir haftadır gömlek konuşuyoruz.
ülkemizde sadece lafta kalabilecek bir şeydir. fakat gerçekleşirse de dokunulmazlıklar kalkar, sonraki 8-10 sene içerisinde değişimin yarattığı olumsuzlukları çekeriz; ve nihayetinde şu ankinden bin kat daha sağlam bir bürokrasi anlayışı oluşur.
"ne gereği var" diye sorulacak harekettir. milletvekillerine dokunmaya bu kadar meraklıysanız niye seçiyorsunuz, hem dokunulmazlık kalkınca yasamayı nasıl içleri rahat olarak yürütecekler diye sorduran niyettir. dokunulmazlık bir bakıma da parlamentoya saygıdır neticede. burada önemli husus başka şeylerden geçmektedir:
1) partilerin sorumluluğu: suça bulaşmış, şaibeli, netameli kişileri milletvekili adayı yapmamak.
2) halkın sorumluluğu: oy vereceği kişileri araştırmak, 1. maddede atlama veya istismar varsa, bunu oylarıyla halletmek, sorunlu isimlere geçit vermemek, meclise yollamamak.
3) milletvekillerinin sorumluluğu: parlamentonun haysiyetine yakışır tavırlar içinde olmak, suçtan uzak durmak.
bunlar sağlanamadıktan sonra minareyi çalan zaten kılıfını uydurur. ha siz ne yaparsınız, dokunulmazlık kalkar kalkmaz hoşunuza gitmeyen fikirleri meclis kürsüsünden dile getiren vekilleri meclis kapısında gözaltına alıp kafasına basarak polis otosuna sokarsınız, onu yapamazsanız komplonuzu kurar öyle işi bitirirsiniz. yolsuzluğu yapan eden yine kaynar arada.
milletvekillerine diş bilemeden önce, seçimle bir mevkiye gelmediği halde korumanın alasından yararlanan atanmışların durumunu bir irdelemek daha önceliklidir.
suçlarından arınmak için parayı bastırıp milletvekili olan vekilleri engellemeyi sağlayacak eylemdir. suçtan ne kastettiğimi anlamak istemeyenler çarpıtırlar elbet.
hökümetin pek istekli olmayacağı referandumdur, her fırsatta "halka gidelim" popülist yaklaşımıyla dikkat çeken r.t. erdoğanın bu konuda referanduma gidebileceğine ihtimal veremiyorum zira (bkz: yemez)..
siyasilerin dokunulmazlığı mesele edilip durulsa dahi geçicidir. millet elbet vicdanında yargılayıp cezayı kesmektedir. milletten öte yargı mı var. yargı sistemi bile yetkisini halktan aldığına göre halkın oylarıyla yargılanmak milletvekilleri için en normal sonuçtur.
sonra meclis dışında kalanlar zaten bir şekilde yargı önüne çıkar. fakat asıl dokunulmaz olanlar var. mesela emekli olduğu ve kanuni bir dokunulmazlığı olmadığı halde hala tutuklanamayan yargıyı hiçe sayanlar var. onlara dokunmayanlar da referandum da yargılanacak, sonucu hep birlikte göreceğiz.
benim dokunulmazlıktan anladığım yargı ve askeri bürokrasinin dokunulmazlığıdır. siyasi yapı olmamasına rağmen siyasete bulaşarak görevi suistimal eden yargıya ve askeri bürokrasiye dokunulmalıdır. milletvekillerine dokunulmazlığı zaten millet veriyor. yeri geldiğinde kaldırmasını da bilir. fakat yargı ve askeri bürokrasiye nasıl bir etkimiz var? tamamen dokunulmazlar.
milletin temsilcilerine dolayısı ile millete dokunmak istiyorsunuz ama diktayı okuşturan kuvvetler için hiç öyle demokratik istekleriniz yok. ne meraklıymışsınız milleti yargılamaya...
alışıtınız amına koyayım, milletin seçtiklerini alaşağı etmeye. o bürokrasi hiç zarar görmesin ama....
diktayı oluşturan yapılara dokunulmazlık sağlayan yargının değiştirilmesi için referanduma gidiliyor. bürokrasinin dokunulmazlığını kaldırmak için akp mecliste tek başına çalışıyor, referanduma gitmek zorunda kalıyorsa diğer partiler yaptıklarından utansın.
bu referANDUM;
--spoiler--
türk halkının büyük çoğunluğu tarafından "evet" olarak oylanacak referandum olacaktır.
iyi niyet, samimiyet, yürek, özgüven ve g.t ister yalnız.
--spoiler--
kastedilen şey ne dokunulmazlık varsa kaldırılmasıdır. kıvırma durumu söz konusu değildir. belli şeylerden korkulmuyor olsa zaten seçimden önce söylendiği gibi dokunulmazlığı 8 yılda çoktan kaldırmış olurdu akp.
tipki anayasa paketi icin yapilan referandumda oldugu gibi, paket halinde demokratiklesme referandumu yapilsin desteklerim.
pakette neler olsun? turban yasagi, dokunulmazlik, secim baraji, yok. bir de ek olarak ben artik kadikoyden puan ya da puanlarla donmek istiyorum. bunu da ekleyebiliriz referanduma.
neyse, bu yukarda saydigim olgularin tumunun birden kaldirilmasi icin tek bir referandum verilsin. sirf digerleri adina turban yasaginin kaldirilmasina bile evet derim.
dokunulmazlıkların kaldırılması talebi, türkiye'yi kalkındırma vizyonu olmayan "çamur at izi kalsın " ilkelliğinden medet umanların, ve tabii ki en başta chp acizlerinin "demokrasi mücadelesi" dir.
demokrasinin kurum ve kurallarını bilmeyen ya da bilmezden gelen siyaset çobanlarının, "karnını kaşıyan", "bidon kafalı" dedikleri seçmene hoş görünmek için can havli ile verdikleri nutuklar ve "sen önce benimkini kaldır, sonra kendininkini kaldır" gibi söylemler, soytarı olmak ile siyasetçi olmak arasındaki sınırın ne kadar ince olduğunu anlatıyor.
sikilesi şark kurnazlığını bir tarafa bırakıp, dokunulmazlıkların (politische immunität) ne olduğuna bakarsak. avrupa'da şu uygulama genel olarak hakim.
1. sulh ya da ağır ceza yasasına giren suçlar (cinayet, cinayete teşvik, alkollü araba kullanmak, vergi kaçakçılığı, bireyin dokunulmazlığına tecavüz, "sen benim kim olduğumu biliyor musun lan" öküzlüğü, rüşvet, cinsel taciz...)
bu konularda dokunulmazlık hakim kararı ile kaldırılıyor.
2. kürsü dokunulmazlığı var. ona dokunamıyorsun. "ben bağımsız kürdistan istiyorum", "ben şeriat istiyorum", "ben alevlerin cemevleri özgür olsun istiyorum", "ben herkes anadilinde eğitim yapsın istiyorum" diyen miiletvekiline dokunamıyorsun.
hadi gel şimdi chp önce sen benimkini (madde 2) kaldır.
1. maddede yer alan suçlar meclis komisyonlarının işi değildir. gerçek bir yargı sistemi olursa savcılar bu sorunu çözer. ama eğer senin yargı sistemin 12 eylül darbesinin sivil uzantısı ise susurluk davasında olduğu gibi meclis araştırma komisyonları derin devletin maymunu olur.