çocuklarla ve/veya derdini paylaşan bir arkadaşımla, konuşma esnasında göz temasını kaçırmamak ve dokunmak mutlaka özen gösterdiğim iki konudur. bazen sıcak bir dost eli sanılanın çok daha fazlasıdır.
Eli sürekli kolumda, sırtımda vs konuşan insandan hoşlanmam.
Birmde dürten modeli vardır bunların. Espri yapar, gülmen için dürter. Düşününce ürperdim.
Elin ayağın dursun be kardeşim. Temas sevmiyorum.
olduğum insandır.
temas ettiğim insanların sevdiklerim/hoşlandıklarım olduğunu düşünecek olursak bunu fark etmeden yaptığım bile oluyor. birisine dokunurken onunla bağ kurduğumu hissediyorum
(yaşayan bir şey olmasa da olur).
deri bir duyu organı. bu görmek, koklamak, duymak gibi bir şey.
bu kadar sert olmayın. taciz etmiyorum sonuçta, parmağımın ucunu dokunduruyorum.
hiç hoşlanmadığım konuşma şeklidir. söze başlarken mutlak elinize kolunuza işte her hangi bir yerinize dokunma ihtiyacı duyar bu insan. hele birde şaka yapmaksa niyeti üstünüze dahi çullanırlar. tarzı böyledir , kendinizi sürekli aman nereme dokunacak tereddütünde bırakan insandır.
Konuya girerken insanın koluna, omuzuna falan parmakla dürten modellerine çokça rastlamak mümkün. Amaç öyle zannediyorum ki karşısındaki insanın daha bir dikkatli dinlemesi gerektiğinin vurgusu. Bunun yerine tane tane ve iyi bir diksiyon çok daha etkili olacaktır aslında.