doktor onlugunun kacinilmaz bir sonucudur. zaten universiteye giris puanlarindan bile belli, ne puani alirsan al, illaki bir muhendislik tutturursun ama tip oyle mi, degil. ayrica doktor arabasi diye bir sey de var, gerek camda duran tip isareti yapistirmasi olsun, gerek plakanin dr olmasi olsun, tam karizma. sonra, arkadas toplantilarinda kimse muhendise bir sey sormaz, ama doktor oyle mi? herkes ay suram agriyor bi bakiver, yok bogrume bicak gibi bir agri saplanti sebebi ne, diyerekten doktoru kusatmaya alirlar.
kişiye göre değişen bir tartışma. aslında her mesleğe ihtiyaç var, bunu bir anlasak... doktor, mühendisin planlarını çizdiği hastanede hizmet verecek. birbirleri olmadan yapamazlar aslında. bunları bir öğretmen yetiştirecek... diye gider. her meslek çok değerli bence, hepsine de ihtiyaç var. ama doktorlar birazcık daha karizmatik mühendislere göre o kadar. o da bir anda hayat kurtarabildikleri için.
o gün inşaat mühendisi çok haşindi. karizması ile bütün ameleleri etkilemişti. usta başılar ağzından çıkacak emirleri can kulağı ile dinliyorlardı ki tavandan inen toz mühendisin tüm karizmasını yok etti.
oysa doktor öyle mi?
genç doktor sabah hasteneye giriş yaptı. kapıda karşılaştığı hemşireye bir tebessüm hediye ettikten sonra tıp fakültesinden arkadaşı funda nın yanına uğradı. muzlu sütlerini yudumlarken ne kadar da mutluydular..ta ki sarışın hemşire "doktor bey" hastanız var deyinceye kadar. telaşla toparlanıp hastanın bulunduğu odaya gitti. bir de kimi görsün "az mısın çok musun" yarışması için türkiye ye gelen adrina lima karşısında boylu boyunca yatmakta. hemen tedaviye başladı tabi.**
insanların salyalarıyle, sümükleriyle, vucutlarındaki iğrenç akıntılarla uğraşmak zorunda kalan doktorlar, evet siz karizmatik zannetmelisiniz kendinizi... yoksa hayat nasıl geçer...
mühendislerden daha az bulundukları için daha çok dikkat çektikleri bir gerçektir fakat karizma olan doktorlar değil doktorluk mesleğidir burada. ayrıca doktorlardan daha karizma olmak için mühendis olmaya da gerek yoktur.
(bkz: sawyer'ın jack mal mal bakarken kate'i düdükleyişi)
öss puanlarıyla mesleklerin değerliliğini ölçen zihniyetler tarafından doğru bulunan yargıdır.
yemin ederim aklıma ortaokuldaki bıyıkları yeni yeni çıkmaya başlamış çocuk geldi. o da böyleydi, "abüü boğaziçi'den aşağısını yazmam ben. tutturamazsam tekrar girerim, olmadı gene girerim. boğaziçi'den çıkmazsam hayatta iş bulamazmışım, bizi çalıştıran abüü var ya * o öyle dedi" derdi. lisede bile böyle tipler yoktu lan, bi bunu hatırlıyorum işte.
karizma kültürde biter hacım, kültürde. getir bana sıradan bir işletme öğrencisi. ama adamın içi dopdolu olsun, kendini geliştirmiş olsun, derste okutulan birkaç kitaptan ibaret olmasın beynindekiler. konuştu mu dinletsin kendisini, hem de saatlerce. işte böyle bi adam çıksın, alır öperim o işletme öğrencisini. insanlarla bir iki kelam etmekte bile zorlanan mühendislik öğrencisini de, derslere abanmaktan asosyalliğin dibine vurmuş ve hala kendilerini öss'de gösterdikleri nuh nebiden kalma üstün başarılarıyla avutan tıp öğrencisini de sallamam ben bu adam karşısında.