Bazı hemşirelerin de yaptığı terbiyesizliktir. Aslında bu terbiyesizlik karşı taraftan çok kendilerini negatif etkilemektedir zira eğer ailesinden bu terbiyeyi almışsa senli konuşabilmek için içinde ekstradan negatif bir ruh hali oluşturması gerekir ki bu da zararlı bişeydir.
saygısızlıktır. karşındakini bir meta olarak görmen için sana doktor unvanı verilmiyor. nerde hipokrat nerde yemini. anlıyoruz günde çok fazla insanla ilgileniyorsunuz, bunun karşılığında eşek yüküyle para kazanırken sesiniz çıkmıyor. hepinizin altında volvolar, bmwler, mersolar. yok öyle bir dünya.
bazıları azarlama noktasına vardırır işi ki bu terbiyesizliktir. ama gayet saygılı bir şekilde senli beli konuşabilir bir doktor. çünkü o anda hastaya güven vermek gerekir.
eğitim seviyemizin ülke olarak ne hallerde olduğunun apaçık bir göstergesi. yalnızca doktorlar, hemşirelerde gözükmeyip; hemen her yerde karşılaşabileceğimiz bir durum. ne olur karşıdaki insanın etiketine, kıyafetine, yaşadığı yere aldırış etmeden, insan olduğu için saygı gösterilse? sonra avrupa'da durum çok farklı diye eleştirir durulur.
aslında öğretilen beyefendi ve hanımefendi diye konuşmamız gerektiğidir ama öyle konuşan kendinin öyle konuşunca daha çok sevileceğine inanlar olabilir. gerçi kimileri de beğeniyor teyze amca diye hitap edilmesini.
gayet samimi gelen hitap tarzı aslında. bana da senli benli konuşuyor, neredeydin dün seni gördüm falan diyor. çok iyi bir durum bence. arkadaşın gibi.
küçümsemeyle gelen samimiyettir o çoğu zaman. 6-8 sene okumuş diye havanızdan geçilmiyor. sanki bana okuyor pezevenk. sanki 6-7 milyar maaş alan benim her ay.
Aralarında bir kolonoskopi tecrübesi varsa, "hayatım" lı "canım"lı muhabbete de gidebilirler zira insan en yakın dostuyla bile bir "kolonoskop cihazı" kadar yakın olamaz.
bir takım kendini ezik düşünen insanlarla ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorum. aşağılık psikolojisi yani. gittiğim hiçbir doktorda beni bu rahatsız etmedi. havalı olduklarını ya da öyle olmaya çalıştıklarını da zannetmiyorum. hiç bankaya gitmediniz mi siz, devlet memurlarının yaptığı muameleye bakın bir de.
kişiden kişiye, doktordan doktora değişiklik gösterebilecek durumdur. Kimi doktorlar ciddi bir aşağılık kompleksinden ötürü böyle davranır, kimisi ise cahil olmasından ötürü sizli, bizli konuşmayı bilmez, böyle gelmiş böyle gider hesabı devam eder, Kimisinde ise bir samimiyet göstergesidir. Samimiyet göstergesi olanı karşıdaki hasta aşağılık kompleksine sahip değilse zaten rahatlıkla anlar. Bu açıdan bakıldığında rahatsız olanların çoğu zaten cehalet ve doktorların aşağılık kompleksi göstergesinden yakınmaktadır.
Ha bir de adam senin acını dindirmeye çalışsın, senli, benli konuşsa ne olacak tribi yapanlar olmuş. Oğlum ben de gemi inşaatı mühendisiyim, boğazdan karşı karşıya geçerken, yurtdışından gelen malları kullanırken yani, tükettiğin ürünlerin yüzde 80 i benim sayemde evine geliyorken senli benli mi konuşayım lan? Verilen hizmetle senli, benli konuşma hakkı mı geçiyor senin eline? Bir öğretmenin yaptığı hizmet bütün doktorların da bütün mühendislerin de yaptığı hizmetten evladır, Lakin kaç tane öğretmen veliyle senli benli konuşuyor?
hepsi için konuşmuyorum ama bazılarının götü çok kalkıktır size sanki bi insan gibi değil de bi et parçası muamelesi yapıyorlar kendi tecrübelerimle konuşuyorum...
sizli konuşan dünyaca ünlü doktorlara gidip sen ne bok yedin lan mal, doktorlar senli konuşarak güven verildiğini düşünüyor demeye yol açabilecek başlıktır aynı zamanda. ben eminim bunlar başhekimi de muayene ederken senli konuşuyorlardır..
onca yıl tıp fakültesinde dirsek çürütüp insan bedeninin işleyişi üstüne çokça fikir edinmenin, ancak bu yoğun program içinde insan psikolojisi, toplum bilim, etiket kuralları ve daha niceleri hakkında cahil kalmanın doğal sonucudur. bu iyi niyetli bir okuma.
durumu şöyle de değerlendirmek mümkün: o hödük hayatı boyunca ezik olmanın doğal gereği olarak dışlanmıştır, dışlandıkça da hırslanmıştır. hırslanan hödük "olm benim elime düşeceğiniz günler de gelecek" demiş, kendini tıp fakültesine zor atmıştır. malum intikam soğuk yenen bir yemekti, kendisi de gününü beklemiştir. günü geldiğinde sizin elinizde sidik poşeti, onun üstündeyse beyaz gömlek vardır. ve beklenen olay tecelli eder:
-doktor bey, affed...
-kardeşim sen evet sen sıraya gir. o sidik torbasını da brunuma sokma hadi...(hepinizin a.q )