bir arkadaşım söylemesi ayıp ishal olmuş. hacı hastaneye bi gidelim dedi. 4 kişilik arkadaş grubumuzla atladık arabaya gittik hastaneye. acile girdik. pek de kimse yok. 10 kişi falan var. sıraya girdik ve sıra bizim elemana gelince girdi içeriye ama muayene odasının kapısı açık. bene kapının önünde bekliyorum ve hastanede tık ses yok pazar günü olduğu için. arkadaşım sessizce "doktor hanım ishal olmuşum, 3 gündr geçmiyor" dedi. ishal olmak ayıp değil tamam ama insan bilinmesinide istemiyor doğal olarak. doktor bildiğin bağırarak "nee ishal mi" dedi dalga geçercesine. arkadaşım sükunetini koruyarak "evet doktor hanım" dedi. kadın tekrar bağırarak "ne zamandır ishalsin" dedi. müdahale etmek istemiyordum ama bariz belli doktorun arkadaşımla dalga geçtiği. bunun üzerine bizim eleman "sizin yapacağınız işi sikeyim" dedi ve hastaneden ayrıldık. haketti doktor.
eğer hasta ameliyattan sağ çıkamazsa itibarım zedelenir diye tonlarca para almasına rağmen tümör ameliyatına asistanlarını sokan doktora şiddet uygulamak gereklidir.
annemle hastaneye gittik. doktor dışarda sigara içiyordu. hastanede sıra bekleyen hiç kimse olmadığı için direk doktorun yanına gittik.
doktor - hmm. peki teyze verdiğim ilaçları kullandın mı?
annem - doktor bey verdiğiniz şu ilacı yarısına kadar kullandım. çok halsiz bırakıyordu beni
doktor - sen benim verdiğim ilacı kullanma sonra ağrıdan ölüyorum zart zurt de. ne biçim insansınız siz ya? ilacı kullanma kullanma doktora gel. devlet ödüyo nasılsa di mi?
fortheunion - doktor bey cümlelerinize dikkat edin. sizin göreviniz bu.
bu muhabbetin üzerine doktor sigarasını atıp içeriye girdi. bizde annemle hiç hastaneye girmeden evin yolunu tuttuk.
aradan 3 yıl geçti. ben üniversiteden mezun olup öğretmen olmuştum ve kpss'yi kazanamadığım için ücretli öğretmenlik yapmaya başlamıştım. şansa bak ki çalıştığım köyün doktoruda annemi azarlamaya kalkan yavşaktı. bir öğrencim rahatsızlanmıştı. mecburen gittim bu doktorun yanına öğrencimle birlikte.
ooo hocam hoşgeldiniz, nasılsınız, vs vs vs.
tanımamıştı beni. geçenlerde annemle beraber sağlık ocağına gittik.
ooo öğretmenimizin annesi gelmiş, hoşgeldiniz hanımefendi vs vs vs.
o an anladım ki statün yoksa doktorların gözünde bir hiçsin.
arnavutköy devlet hastanesi kulak burun boğaz doktoru naim diye bir doktor.
kendisini boğazlayasım var.
geçenlerde gitme gafletine düştüm.
geniz sorunum yüzünden az kalsın sağır ediyordu bizi.
adam yaşlı, duymuyor, ağzında diş kalmamış. hala doktorluk yapıyor!
adama derdimizi anlattık bizi sağır sanmış.
birde üstüne sağır değilsin demez mi?
cinlendim.
hayır bununla da kalmayıp, kulak çınlaması ilacı yazmış bana.
böyle doktorlar da ağzının ortasına küreğin tersini hak ediyor efendim.
devlet hastaneleri olduğu müddetçe devam edecek olaylardır. nasıl meb öğretmenleri sadece para için işini yapan, rekabet ve kendini geliştirme yoksunu eğitimcilerse devlet doktorları da aynı şekildir. tüm hastaneler ve okullar özelleştirilmelidir.
Rapor isterken hesap sorması, hastayım belli ki muayneye geliyoruz hatta antibiyotik yazmışsın kendi elinle, sağlamsın, niye istiyorsun rapor diyor sen kimsin lan sen hesap soruyorsun sana o hakkı veren kim.*
edit: eksileyen ameliyat masasında doktor hatasına kurban gitsin kalsın o masada emi.
son yaşanan, istanbulda, kadın doktora uygulanam dayaktır. Evet ben de olsam aynısı yapardım. 4. Kattan düşüp ölümle burun buruna olan kişiyi kan tahlili için başından savmıştır bu doktor. Tıpçı değilim ama önce bir ilkyardım uygulanması gerektiğini bilirim. Bu tip durumla karşılaşsam hümanistliğimden eser kalmaz sanıyorum.
geçenlerde doktorlara uygulanan şiddetle alakalı bir araştırmanın sonuçları açıklandı.
anket sonuçlarına göre doktorların şiddet görmesini onaylayanların yüzdesi şaşırtıcı şekilde yüksek çıktı.
evet arkadaşlar, içinizde doktorlara bu şekilde şiddet kullanan yada kullanmaya meyilli yazarlar mutlaka vardır.
Ya valla geçenlerde bunu düşünüyordum.
Ağır gribim son günlerde, agirlasmamin 6. Günü bugün.
Nefes alamıyorum burnumu o kadar sildim ki parca parca oldu yara ettim.
Boğazım falan da ağrımıyor üstelik duyamamaya başladım kulaklarımda bir problem oldu. Dün ateşim cıktıbir türlü duzelemiyorum. Covid testi de yaptim negatif. Her gün bi dünya et suyu içiyorum c vitamini alıyorum çok iyi besleniyorum sıcaktan ve kuruluk hissinden 4-5 litre su içiyorum ve düzenli grip ilacı kullaniyorum ama en ufak bi iyileşme söz konusu değil
2 kere acile gittim. Tabii ki normal muayene gibi olmayacağını biliyorum zaten belki ilaçlarımı değiştirir yada başka bi şeyler daha verir de belki iyileşme belirtisi gosteririm bu gidişle 1 ayda atlatırım bunu dedim. Girdim oturmadım şikayetin ne dedi burnum çok akiyor boğazımda ağrı yok ve kulaklarım duyamamaya başladı dedim.
Elbette bu cümlenin yarisina geldiğinde çoktan kağıda bi serum yazmıştı. Serumu yazdiktan sonra,dikkat edin " yazdıktan sonra "
Bulantin var mı diye sordu. Hayır yok dedim. 1-2 saniye yüzüme baktı bunu hemşireye verin serum taksin dedi
Hemşire geldi serum taktı serum bitti hemsire çıkarırken diyor ki bu bulantini geçirecek.
Yav ölür musun öldürür musun
Bi baksaydın be kardeşim bakmıyorsan da başka bir grip ilacı verip yollasaydın şikayetim olmayan bir şeyden beni kurtarmaya çalışman ne kulağım duymuyor burnum fena akıyor diyorum bulantiya serum veriyorsun.
Evet bizim doktorların çalışma şartları kötü kabul ediyorum, ama bu şekilde bastan savılarak çözülemez ki hicbir şey.