delikanlı, gecenin bir vakti sol ayak bileğinde 5 cm derinliğinde cam kesisiyle özel bir hastaneye gider .kanaması çoktur doktor gerekli incelemeyi, sinir testlerini yapmadan yalap şalap diker kesiyi. ertesi gün yallah ev derler 3 gün sonra gel. ertesi gün dikişlerden kan gelmeye başlar aynı yere gider yok der doktor o iyileşme belirtisi durum aynı şekilde 3 kere gerçekleşir en son gidişinde anlar bu tacirler durumun ciddiliğini acil ameliyata 3 ünite kan çocuk kan kaybından nerdeyse ölecektir.kurtulur ama sol ayak parmaklarını artık kullanamyacaktır dava konusudur.
tüyleri diken diken eden olaylardır. meme kanseri nedeniyle, koltuk altı lenf bezleri alındığından dolayı, koldan kemoterapi alamayacak hastanın göğsüne, portkateter denilen bir alet takılır. bir üniversite hastanesinde doçent olan birisi takmıştır aleti. hasta, güvenilir ellerde olduğunu zanneder.
hasta, çeşitli nedenlerle kemoterapiye hemen giremez. iki aya yakın bir süre bu aleti taşır. kemoterapi günü geldiğinde, ilaç verildiği an, kan fışkırmaya başlar. alet, doçent doktor tarafından, toplardamar yerine, atardamara takılmıştır.
hasta, mucize eseri atlatmıştır ve başka doktorlar tarafından, "bir bomba taşımışsın" denmiştir. doçentin cevabı şudur; "biz, o damara körlemesine giriyoruz".
olabilir. bilgimiz yok. böyleyse de, hastayı, olası riskler konusunda bilgilendirmek zorundasın. herkesin ağzında şu söz var. "avrupa'da da oluyor bu hatalar". avrupa'da olması, seni mazur göstermiyor. endeksleme kendini. yapma, sende olmasın. o alete dünya kadar para almak için mi bunlar? nitekim, hasta, koldan kemoterapi almıştır. bu hata yüzünden, hasta, kalp damar cerrahisinde operasyon geçirmiş, alet çıkarılmış ve torakotomi denilen, kaburga kemikleri kesilerek yapılacak olan riskli bir damar ameliyatından son anda kurtulmuştur.
