her seferinde başlığının altına bir şeyler yazmak isteyip yazamadığım, kelime haznemin duygularımı anlatmakta yetersiz kaldığını hissettiren yazar. doğruğu ilk dakikalara şahit olduğun, birlikte büyüdüğün, uyurken nefesini dinlediğin bir varlığa ne yazılırki..ama bugün başka, doğduğu gün kardeşim var artık diye ne kadar sevindiysem şu an da en az o kadar mutluyum. daha emeklerken duyduğu hareketli müziklere tepki(!)veren,çevredeki herkesin ismini değiştirip şarkılar oluşturan, her şeyi sessizce izleyip anlayan ama iki buçuk yaşına kadar inatla(!) hiç konuşmayıp, agucuk yapmadan konuşmaya başladığı andan itibaren de hiç susmamasıyla * farkını daha küçük yaşlarda fark ettiren; zekası, enerjisi, üstün espri anlayışı *inadı, çook geniş skaladaki (sagopadan ibrahim tatlıses e kadar uzanan) müzik zevkiyle nevi şahsına münhasır bir karakter olduğunu göstermiştir.
evimizin miniği, küçücüğü,şımarığı,benim hayattaki tek kardeşim, en iyi arkadaşım,hayatımdaki denge unsuru ;diliyorumki girdiği her yerde yarattığı ışıktan bir şey kaybetmesin;en önemlisi kötü şeyler olsa da hayatında gözlerindeki bulutların ışığını gölgelemesine izin vermesin.. doğum günü kutlu olsun,bugün onu dünyaya getiren ilahi güce şükürler olsun..
uludağ üniversitesi-terminal (bursa harici her yerde bunun ismi otogardır.) arasında çalışan, bu mesafeyi minimum 1,5 saatte -en azından 2003 e kadar öyleydi- alabilen, hatta uzun bi süre içerdeki iğrenç koku dolayısıyla kanalizasyon borusu geçtiğine inanmaya başladığım, hayatımın 3 yılını haftada 2, ayda 8 kez (bu da yaklaşık 936 saat yapıyor) olmak üzere (bkz: istanbul daki sevgili) içinde geçirdiğim sonraları kendimi (bkz: doksan iki) numaraya terfi ettirdiğim otobüs hattının ismi olur kendileri. işte buna denir doksan üç.
"içerisinde saatli bomba bulunan, kilitli bir odadan nasıl çıkılır ?" sorusunun cevabını zor da olsa** bulduğumuz, wordabula sevdalısı, boş zamanlarında "acaba şu kelimeyi şuraya yazsak, harfin iki katı gelip de kelimenin üç katına denk getirirsek..." gibi düşüncelere dalan*, başlarda tatsız bir tartışma yaşasak da, sonradan ne kadar saygıdeğer, bilgili ve sempatik bir kişi olduğunu anladığım yazar.
roman yazasım geldi yahu... bir sorun olmaz değil mi ?*
en son green kapısının yakınlarında -ki kendisinin işi olmaz green de- sinirli halime denk gelmiş yazar kişsisi, sınavdan çıktığım çok sinirli bir zamanıma denk gelmiştir ne yazık ki.. o günden beri haber alamıyoruz.. ha iyidir, hastır, o ayrı mevzu.. kardeştir bir de..
2000. entrysini can-ı gönülden tebrik ettiğim yazar kişisi, kardeş, can.. ona alkış yetmez, ayakta alkış lazımdır. dolu dolu, kaliteli 2000 entry ile kıskandırmış hatta ve hatta çatlatmıştır. afferimdir. ***
nickini görünce aklıma 93 harbini getiren yazar ; ayrıca son dakikalarda vuku bulan olayların içerisindeki filmin baş kahramanı ; (bkz: ne film dönüyor burda)
sözlüğü çöplüğe çevirenlerin özrünü kabul etmeyen yazar zira benden değil moderatörden sol frameden özür dilenmelidir.tabii özür dilemek iki kere düşünüp yazılabilecek bir yerde ne kadar mantıklıdır, o da ayrı konu. fikrinin arkasında duramayan özür dilemeli midir o da ayrı. ama herşeyden önemlisi gece gece çok gülen yazar.emeği geçenlere teşekkürlerini sunan kişi.*