ne hikmetse vampir olan arkadaş dolap adı altında bir yere girer. kapıyı açıp vampiri gören çocuklar korkuyla kaçarlar.
-annee dolapta vampir vaaarr.
-yoktur çocuğum gidip bi daha bakın.
der anne rolündeki oyuncu. gidip tekrar bakılır. bu sefer sorulur.
-kan mı istersin, su mu?
su isterse getirilir şakacıktan. ancaak oyun bu ya olur da kan isterse bundan sonra. tüm oyuncular kaçmaya başlar. vampir e yakalanmadan dolaba girmeyi başaran oyuncu kazanır.
bezirgen başımız vardı bi çk küçükken oynardık. bide ip atlardık saçma sapan şekilde yok pisi pisilere geçtm tek bacağına tak ipi yok kazanlara geçtim ipi genişlet... en zoru da dörtlerdi. bi kere olsun orayı geçemedim hep hakkımı başkasına verirdim. bide biz aşmıştık ipi üzgen yapıp oynuyoduk ne zevk alıosak 3 kişi aynı anda bi iple oynamaktan?
lisede yakar top oynamıştık. ilkokula çevirdiniz burayı diye üst sınıflardan baya bi azar işittik ama sonra onlarda oynadı. meğer canları çekerde söylemezlermiş
çim çim çimenlik.. isme bak. ama deli gibi oynardık. çimen kopartırdık şarkı eşliğinde. elinde çok çimen olanın ayakkabısı saklanırdı. o da ayakkabısını arardı. yaklaştıkça sıcak, uzaklaştıkça soğuk filan derdik. hayır niye elimde çok çimen bırakayım ki ? kopardığımı atarım. atmıyorduk işte, daha başkasından fazla atamıyorduk. bir şekilde elimizde çok çimen kalırdı yani. şarkısı da var;
çim çim çimenlik
kim elinde çok çimen varsa
onun ayakkabısı
sak-la-na-cak!
şarkıdan da oyun anlaşılıyormuş halbuse, boşuna anlatmışım.. he he!
onbirli diye bir oyun vardı. tüm tenefüs onu oynardık. genellikle ben en sona kalır bütün sınıfı peşimden koştururdum. bazen yakalamaca işi diğer tenefüse devreder heyecanla tenefüsü beklerdik.
yedi kule
çelik-çomak
evcilik
eskiden kilimler alınır eveden oyuncaklar getirilir sokakta büyük bir zevkle oynanılırdı.şimdi çoçuklarımızı gözümüzden ayırmaya korkuyoruz.