Zamanın durması gereken yıllardı. Zamanı durdurma şansım olsa 16 ağustos 1999'da durdururdum. Sokaktaki insanların yüzü gülerken, henüz o gece yaşanmamışken, onca çocuk kimsesiz kalmamışken, bizler daha özgürken, ben tek aksiyonu kendisini uyutmaya çalışan babasını uyutup kaçmak olan küçük bir çocukken, troll denildiğinde masum bir oyuncak çeşidinin akıllara geldiği o zamanlar bitmemeliydi.
çocukluğumu yaşadığım muhteşem seneler.
ne çocukluk kaldı ne de o güzel şeyler.
gerçek şu ki her geçen gün daha da uzaklaşıyor o günler ve biz yaslanıp gidiyoruz...
karışık kasetler dolduruyorduk. kasetlerin bir tarafı hareketli müzik, bir tarafı slow olurdu. bazen bir tarafı yabancı, bir tarafı türkçe olurdu. bazen de bir taraf pop, bir taraf arabesk. hatta kendi sesimizi kaydederdik acaba nasıl şarkı söylüyoruz diye.
günün altın ışıklı saatleri gibidir doksanlar. youtube'da biri rafet el roman'nın affetmem şarkısının videosunun altına şunu yorumu girmiş ve noktayı koymuş:
"sihirbaz değildik belki,
ama çok şey kaybettik be"
(img:#1441266)
Suna benzer bir bilyali Kaykay yapmıştım. Diğer adi;
(bkz: tornet)
Mutluluk Veren ufak şeylerden biridir bu olay ve bana her zaman doksanli yılları hatırlatır.
Çocukken arkadaşlarıma istedikleri kadar binmelerine izin verirdim. niye mi ? ben o zamanlar çok iyi niyetli bir insandim. Bir söz vardı şarkı sözüydü bu şöyle ki;
'Biz büyüdük ve kirlendi dünya'
Süleymaniye de kafesi de mevcuttur. Her anlamıyla dönemin esintilerini yansıtır. Ayrıca 90lar kralıdır efsanedir. 90 model motosikletlerin de ayrı bi yeri vardır.