"bir dojo, bizim kendimizle -korkularımızla, endişelerimizle, tepkilerimizle, alışkanlıklarımızla- doğrudan bağlantıya geçtiğimiz küçük bir evrendir. burası, bizi sınırlayan engellerle savaştığımız bir arenadır. bu arenada karşımıza çıkan kişiler bizim hasımlarımız değil, kendimizi tam olarak anlamamıza yardımcı olan dostlarımızdır"
her ne kadar ülkemizde kıytırık salonlar kapılarına dojo yazan tabelalar assalar da;dojo karate,kick boks,kung fu, tae kwon do salonlarından ziyade aikido salonlarına verilen isimdir ve içinde yurdum salonlarındaki gibi bağırarak* konuşulmaz.
dünya üzerinde, asya savaş sanatlarını öğreten çok sayıda eğitim merkezi bulunur. fakat, bu merkezlerden pek azı dojo ismini taşır. stüdyo, jimnastik salonu, spor salonu gibi daha bilindik isimler, bu tür merkezler için daha uygundur. dojo sözcüğü yol mekanı olarak tercüme edilebilir. sözcüğün anlamı ise, öğrencinin, seçtiği sanatın nihai gerçeğine ulaşmaya çalıştığı mekandır bir okulda, tıpkı dojo’ da olduğu gibi teknikler öğretilir.
do sporlarında idman yapılan yer. yolun yeri. dojo kişinin kendisiyle, korkularıyla, endişeleriyle, alışkanlıklarıyla doğrudan bağlantıya geçtiği küçük bir evrendir.
