herhalde yüzlerle ifade edilebilecek sayıda olan farklardır. ancak en kestirme ve aynı zamanda isabetli olduğunu düşündüğüm farkı geçenlerde süleyman demirel' in bir röportajında okudum. şöyle demiş demirel: ipteki cambaza batıdakiler ne zaman karşı tarafa geçecek diye bakarlarken doğulular ne zaman düşeceğini merak ederler.
batı dünyasında çoğu zaman birey yüceltilir. bireysel farklılıklar ve ayrılıklar sürekli teşvik edilir. bireysel hak ve özgürlükler her zaman toplumun sağladığı sosyal güvencelere ve bağımlılıklara tercih edilir. bireyin başarısızlıklarının sorumluluğu da her zaman bireye yüklenir. devletin sadece bireye hizmet amaçlı bir kurumdan öte anlamı olmadığı görüşü baskındır. vatandaş vergi verir, devlet hizmet eder. devlet bir tür hizmet satın aldıkları şirkettir gözlerinde.
doğu dünyasında ise öncelik toplumdadır. bireylerin birbirlerine benzemesi ve ortak noktalarda buluşması istenir. toplumun güvenliği ve huzuru bireysel hak ve özgürlüklerden daha çok önemsenir. bireyin başarısızlığının sorumluluğu topluma ve sisteme yüklenir. devlet sadece hizmet veren bir kurum değildir. vatandaş da devlet için vardır. vatandaş devletine hizmet etmelidir. gerekirse şehit olmalıdır, vatanı için canını vermelidir.
elbette her iki dünya da bu kadar ayrı uçlarda değil. batı %100 bireyci, doğu %100 toplumsal değil. ama aralarında bu yönden bariz farklılıklar olduğu kesin. her iki görüşün yarattığı olumlu ve olumsuz sonuçlar da iki dünyada da gözlenebilir. hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğuna herkes kendi kişiliğine göre cevap verebilir.
Doğu-batı düsünce yapısı arasındaki farkları tespit etmek artık imkansız bir duruma gelmiştir. Öyle ki batı, gerek medya ile gerekse ilgili yazı,kitap ve romanlar ile doğuyu kendine benzetmeyi başarmıştır. Sanmayın ki bu benzeme doğuya batıdaki huzuru getirecektir. Tam tersine bunu kullanarak yıllarca enerji kaynaklarını sömürdüler ve artık zihinleri sömürneye başladılar.
Dizi ve romanlarla sadece müslümanların değil hristiyanların da inançlarını sömürdüler. Din ibaresinin sadece lafta kalmasını sağladılar. Özgürlük adı altında insanları içkiye zinaya ve kumara yönelttiler. Oysa ki bunlardan büyük esaret olmayacağını bu millet çok iyi biliyordu önceden.
Özet olarak; batı görevini tamamladı ve doğu insanını özellikle müslüman kesimi kendine benzetti. Geleneklerini, atalarını ve dinini yoksaymasını sağlayıp, damarlarındaki asil kanı büyük bir sivrisinekmiş gibicesine içine çekti. Beyinlerdeki fikirleri, icatları "ben yapamam, dünyayı ben mi kurtaracam, üşenirim" gibi düşüncelerle doldurup görünmez iplerle elimizi ayağımızı bağladı
Ve bizlerde aşk acısıyla, para sevdasıyla, fakirliğin isyanıyla, güzellikle, yakışıklılıkla kafayı bozar duruma geldik. Bizleri ayakta tutmak için toprağa düşen binlerce şehidi, ağırlıklarca kanı unutarak.