gerçek bir öyküye dayanan çok iyi bir senaryoyla ,politik olayları çok iyi anlatan,kapalı mekanda geçiyor olmasına rağmen aktörlerin ve dıyalogların çarpıcılığıyla temposu asla düşmeyen 70 lerin en iyi filmlerinden biri...pacino nun oscar adayı olduğu en iyi performanslarından biridir ayrıca..*
sonny (al pacino) ve sal (john cazale) banka soygununa girişirler. sonuç felaket olur. olaylar çığrından çıkar, olay eğlenceye döner. bu iki arkadaş umutlarını yitirmeden beklerler. filmin büyük bölümü mekan olarak banka ve bankanın karşısındaki sokak, sokaktaki 1-2 dükkan olarak geçmektedir. buna rağmen yakalanan atmosfer öyle güzeldir ki filmi bir solukta sıkılmadan izlenebilir. filmin konusunda geçen banka soygunu ilk başta anlaşılmasa da sonradan sonny nin homoseksüel sevgilisinin cinsiyet değiştirmesi için bu işe kalkıştığı hepimizin yüreklerini dağlar. aslında mekan olarak tam anlamıyla "dar alanda kısa paslaşmalar" cinsinde bir filmdir; izlemek iyi olabilir.
sonny'nin kendisi ile anlaşma yapmaya çalışan polise söylediği "öp beni bebeğim, öp beni.. becerilirken öpülmekten hoşlanırım" dediği sahne harikadır, evet. çevredeki siviller tezahuratlarıyla olayı bir gösteriye çevirmişlerdir, sağ olsunlar. ha bir de, sonny gay değil biseksüeldir, karısı ve çocukları vardır.
keşke bütün soyguncular böyle olsa dedirten filmdir en nihayetinde..
al pacino'nun ne derece buyuk bir oyuncu oldugunu anlayabilmek için mutlaka izlenmesi gereken güzel bir film.
baska bir al pacino filminde bu filmden alinan tadi almak oldukca zordur. bizim aliştiğimiz al pacino asar, keser, biçer, döver vs... ama bu filmde tüm bu karakterlerin aksine; kimseye zarar vermemek için elinden geleni yapan, hayattan yediği kazıkları ufak çaplı bir bankayı soyarak yontmaya calişan (en azından öyle ümit eden) bir al pacino görüyoruz. üstelik alacaği parayla kendisine evler, yatlar, katlar da almayacaktir. alacagi parayi sevgilisinin cinsiyet değiştirme ameliyatı için kullanacaktir bu kaybetmeye mahkum adam. o kasım kasım kasılan kabadayi gitmiş, yerine son derece hassas bir gay gelmiştir bu filmde.
10 dk.da bitmesi gereken soygun planlanandan daha uzun sürer. soygunu duyan herkes soluğu bankanın önünde alır. sonny (al pacino) için tezahuratlar baslar. sonny artık "birisi"dir. yaptıklarını destekleyen insanların varliği onu mutlu eder ancak geri dönüşü olmayan bir yola girdiğinin de farkındadir. son bir umutla pazarliğa girişir ve polisten bir helikopter ister. ancak helikopter için uygun bir iniş sahası olmadiğindan bir ucak ayarlanır. ama kaybedenler, kaybetmeye mahkumdur ve sonny ucağa binemeden kıskıvrak yakalanır. üstelik arkadasi da öldürülür. film de böylece kimilerine göre "mutlu(!)" sonla biter. "kötü(!)" adamlardan biri kodese diğeri de mezara girer. kaybedenler kaybetmeye, uyuyanlar da uyumaya devam eder.
gerçek hayatta bir olayın aydınlanmasını sağlamış bir gazete makalesinden yola çıkılarak senaryolaştırılmış film. al pacino'nun Sonny Wortzik karakteriyle aday gösterildiği en iyi Erkek Oyuncu Oscar Ödülünü alamamasının tek nedeni Jack Nicholson'ın One Flew Over the Cuckoo's Nest* filmindeki muhteşem performansıyla yarışmış olmasıdır.
başrolünü al pacino nun oynadığı 1975 yapımı bir amerikan filmidir.pacino bu filmde biseksüel bir banka soyguncusu olarak karşımıza çıkar erkek olan sevgilisini ameliyat ettirebilmek için banka soyar ya da soymaya çalışır ama olay zamanla bir medya trajedisine dönüşür. **
1975 yapımı yaklaşık 124 dakika uzunluğundaki film. Filmin yönetmenliğini Sidney Lumet yapmıştır. Al Pacino, John Cazale ve Chris Sarondon'un rol adığı filmdir.
tony manero'nun * idolü olan ve yollarda "al pacino! attica! attica!" diye bağırarak gezmesine sebebiyet veren sonny wortzik* karakterinin başrolde olduğu etkileyici film. en güzel sidney lumet filmlerinden biridir.
konusunu gerçek bir hikayeden alan 1975 yapımı al pacino filmi...
al pacino, john cazale ve kıvırcık kızıl saçlı, kıtırpiyoz bir çocuğun bir bankanın önüne park ettikleri arablarının içindeki gergin bekleyişleriyle başlayan film, giriş paragrafını atlayarak filme konu olan olaylar zincirinin bodozlama başlamasıyla start alır.
filmin geri kalanı al pacino'nun tek kişilik bir gösterisi tadında geçer. zira filmin yapımcıları al pacino'nun etinden, sütünden ve yününden sonuna kadar yararlanmak istemiş ve bu doğrultuda tüm olaylar, al pacino'nun canlandırdığı "sonny" adlı karakterin etrafında döndürülmüştür.
senaryosu itibariyle pek bir şey vaat etmeyen film al pacino'yu farklı bir rolde izlemek için kaçırılmaz bir fırsattır.
hiç yoktan bir kült filmdir. aslında hikaye ve oyunculuk güzel ama bu tarz film sevmeyenler için izlemesi zor bi film.yinede herşey bir yana filmin detayları mistir mis.
Hayatımda izlediğim en iyi filmlerden kesinlikle. KUrgusu, senaryosu, gerçekçiliği, oyunculukları, finali, diyalogları her şeyiyle kült bir filmdir. Kesinlikle her filmseverin izlemesi gerekir...
Al Pacino mükemmel oynamis dokturmus resmen ama yorumlari okuyorum bir kiside mantik hatalarini fark etmemis sizin izlediginiz filme yani ya.
--spoiler--
1) Filmin 62.dakikasinda ote boka siritan kivircik karinin elinde al pacinonun silahi var! kadin silahla dans ediyo icerde de sal kola icerek diger kadinlara sigara icmeyin diye muhabbet ediyo onunda silahi nerdeyse artik ve bu bir soygun filmi!
2)Al Pacinonun icerde telefonu olmasina ve disarda 250 polis olmasina ragmen 30 kez banka disina cikmasi hele arkasini donmusken onunla beraber cikan hatunun sniperlarla muhabbet etmesi nedir ya.
ondan sonra icerde herkesin kafasina gore takilip kola icmesi dans etmesi mi dersin esleriyle konusmasi mi dersin, filmin baslarinda ki sacma diyaloglar mi dersin adamin elinde silah var kadin konusmana dikkat et genc kizlar var diyo ya.
ve daha bunun gibi bu filmi izleyipde sunlari fark etmeyen maldir.Ozet al pacino mukemmel oynamis ama vasat bir film.
--spoiler--
tek mekanda geçmesine rağmen sıkmayan film. filmde homofobiye, realiti şovlara, polis terörüne, kitlesel hareketlere, stockholm sendromuna alttan alttan değinilmiş ama hiçbir olgu göze batmıyor. ayrıca sonny karakterinin uğruna banka soygununa kalkıştığı kişinin, sonny ile görüşmek bile istememesi ve adamın tam bir loser olması çok üzücü. filmi izlerken soygunculardan yana oluyorsunuz.