ünlülerin ipliğinin pazara çıktığı program. kadınları embesil yapma amaçlı sabah programı. neyin dobrası onu da anlamış deilim. olmayan bir konunun neyi dobraca konuşuluyor.
fox tv'deki versiyonunda şenay düdek'in "ben on yaşından beri hürriyet okuyorum" dediği programdır. televizyon seyretmeye seyretmeye, ne izleyeceğimi bilemedim.
genellikle gündenden düşmüş , unutulnaya başlanmış ünlülerin tekrardan gündem oluşturmak için ; dayak yedim , tacize uğradım , şundan çocuk aldırttım , hayır kara murat benim gibi abuk sabuk iddialarla flaş çıkışların yaptığı magazin programıdır .
kanal d de yayınlanmaya başlamış, bu sezon ise fox tvde yayına giren dedikodu programı. fox tvdeki jenerikte cenk eren gıcık bir sesle dobraaağ dobraağğ gibisinden bir şeyler söylüyor, o söylüyor ben deliriyorum.
(bkz: ben aslında belgesel izlerim, kim izliyor bu programları bilmiyorum)
"dobra dobra yaz" olarak yazın da geceleri çıkıp insanların nesi varsa ortaya döken program. pogramın isminin ilk duyulduğunda "dobra dobra" yaz bilmem *** a gönder sanılan program.
müge anlı ve şenay düdek' in kanal d 'de yayınlanan magazin programı idi bir zamanlar.
sonra şenay düdek nedendir bilinmez * fox tv' ye transfer oldu,ve aynı isimli bir program yapmaya başladı..galiba partneri de cenk eren di.
programın gidişatı gelişmeler hakkında pek bir iblgim yok, yani hala sürüyor mu bilmiyorum ama kanal d 'deki boşalan dobra dobra koltuğuna pakize suda oturdu *.
şimdi de artık yaz ekranı muhabbeti sebebiyle akşam saatlerinde yayınlanıyor(muş)..
hatta levent kırca ile müge anlı' nın meşhur tartışmaları da ilk programda olmuştur.
(bkz: magazinel kültür abidesi)
bütün gece tuğba özay ı tartışan ve dünyaya bambaşka bakmamızı sağlayan güzide program.
konu tuğba özay dan açılmışken, birden 80 darbesine geçiebiliyor. daha sonra türkiye nin politik tavrına yeni tezler üretiliyor.
yani biz bile yurtta 24 kişilik koğuşa ve bu koğuşun doğal aromasına rağmen, bu kadar geyik çeviremiyorduk.
galiba önemli olan anlatığınızın ne olduğunu ve nelerden oluştuğunu seyirciye anlatmak. tuğba özay ın yaptığı tehditten bahsederken, tehdit kavramının ne olduğunu, bu olgunun insan yaşamı üzerindeki etkilerini falan anlatıyorlar bu programda. alt tarafı unutulmuş bir mankeni, gün yüzüne çıkaracaksın, ne uğraşıyorsun felsefeyle? kızıştır arayı, hele bir de birirlerine küfrettirmeyi başarırsan oldu bitti işte.
ha bu arada, tuğba özay ın "ya ben katil tutmadım, sadece bir büyüğüme şikayet ettim. lafında kastettiği büyüğünün ismi cabbar kibaroğlu. yahu kardeşim sonra diyorsunuz ki, sözlüklerde hakkımızda yazıp çiziliyor, isteyen istediğini yazıyor. e ben şimdi nasıl yazmayayım, isimden tutsan soyisim düşüyor elden. soyaddan tutsan ad keza düşüyor elden.
insanlar bu kadar mı boş, memleketin bu kadar sorunu varken onun bunun selüliti, ex aşkı niye bizim toplumumuzda bu kadar merak ediliyor, böyle programlar neden prim yapıyor sorularını aklıma getiren, magazin kisvesi altında bir sürü ucuz piyasa gülünün yaptığı saçma sapan program.
allah düşürmesin denen program.* orası düşülecek yer. yine de dobra dobra nın "magazin" ( denirse tabii ) yapan bir program olduğunu bilmeyen yok. ya gelmeyeceksin ya da gelince efendi gibi oturacaksın. levent kırca nın yapmış olduğu hiç inandırıcı bir davranış değil. ( dobra dobra yı savunmuyorum, onlar ayrı felaket! )
okan bayülgen'in magazin kültürüne şiddetle karşı çıkmasına rağmen neyi düşünerek, hangi amaçla katıldığını merak ettiğim program. hani sen o çarkın dişlilerinden biri değildin, eleştirdiğin bir oluşumun içinde bulunarak sen bizi mi kandırıyorsun yoksa kendini mi?
diğer bütün mahazin-tartışma-polemik programlarındaki gibi bu ikisinde de yarım çember şeklinde bir koltuk ve koltuk üzerinde sunucular iki köşeye yayılarak konukları araya alma stratejisiyle soru üstüne soru yağmuruna tutarlar.
yalnız kanalddeki versiyonu biz daha ciddiyiz imajı vermek için bu koltuğa bir de masa eklemiştir. böylece gelen konuklar hazırladıkları belgeleri(?) masa üzerine koyacak savunmalarını daha iyi yapacaklardır.
iki programın ikisinin de canlı yayındayken gökten kocaman taşların yağmasını beklediğim program*. yav çeneniz yorulmadı mı be? her kelimede girdikleri günah, günahı geçtim ayıp katsayısı yuvarlanarak devleşen büyük bir çığ gibi. onca kelimeye yazık...
jeneriğinde serdar ortac, tarkan, okan bayulgen, sibel can gibi ünlülerin komik hayvan vucutlarıyla suda yüzerken ya da çeşitli abuk pozisyonlarda gösterildiği, karga b.kunu yemeden yayınlanan bir çeşit sabah programı. misyonu "tüm gerçekleri açığa çıkarmak, ünlüleri döbür döbür öttürmek" olan, 90 yapımı bir çeşit amerikan korku filminden fırladıklarına inandığım iki kazulet yarım daire şeklindeki oturma düzeninde karşılıklı yerlerini alırlar ve gelen ünlüleri (ya da program bitiminde ünlü olmuş olacak ünlüsüzleri) didik didik yerler. bu ünlüler nadir sabah programlarina gelen kaliteli isimler olabilir, ya da arto, nilgün belgün gibi sanirim halkin kendilerini özledigine inanan kadrolu konuklardir. program sunucuları sır küpü ünlülere yakın şahsiyetler olsa da, "bu saatte bizden başka program yayınlansa da tutmazdı" diye kasım kasım kasılsalar da dobra dobra denilen bu şey gereksiz, izlenmemesi gereken bir şeydir. aynı saatte samanyolu tv de mevlüt dinlenebilir.