çokta fazla bir kültür farkı olmadığı yönündeki kanım kuvvetli olmakla beraber doğolu erkek batılı kız ayrımında bir noktada farklılık görüyorum. doğu tarafında kuralın adı töre diye geçer, batıda ise kuralın belli bir tanımı yoktur. batı, kuralın legal veya illegal yönüyle ilgilenir. doguda ise kural legalin ya da illegalin üstünde tutulur. bu noktada değişmeyen tek şey kuraldır. marjinal bir örnek vermek gerekirse toplumun kabul görmediği yasak kabul edilen bir aşkı yaşayan çift doğuda öldürülünce 3. sayfanın manşeti "töre cinayeti" şeklinde atılır; ama aynı fiil batı da olunca yine aynı 3. sayfada "yasak aşk cinayeti" olarak değerlendirilir. sonucta eylem aynı gerekçesindeki kural aynıdır.ancak algı da derin bir farklılık oluşmaktadır. bu sebebten dolayı ki örnek bayağı bir uç noktadan verildi, doğulu erkek ve batılı kız ikileminde özde bir çelişki olmamasına rağmen algıda büyütülüp kültür farkı, etnik fark devenin başı vs... gibi sığ kalıplara sokulmasıdır.
kültür farkı, görüş farkı, aile farkı, kısacası farkların ayırıcağı bir dünyadır. belli süre sonra iki taraf içinde sorunlar ortaya çıkacaktır,kendilerinden olmasa bile aileler tarafından ayrılmaya, bitirilmeye mahkum bırakılacak ilişki.
başlıktaki durumdaki kız yakinen arkadaşımdır ve artık çocuğun romantik olmayışından, odunluklarından bıkmıştır. bir gün gene kavga ederler ve sonunda kızımız sinir küpüne döner ve der ki:
-bundan sonra kendini düzeltmeden beni sevdiğini belli eden cümleler kurmadan yanıma gelme.
belli bir süre geçer ve çocuk kızı arar, düzeldiğini söyler. buluşmanın ilk dakkasında geçen cümleler ise kız anlatırken herkesin kopmasına neden olur:
-gulüüüm, ben seni çok özledim. anladım ki sen benim bitanemsin. çok üzüldüm sen yokken veee
,
" sensiz doğacak güneşin de şişenin de ta mına koyiiim."