aynısı egede bile mevcuttur. eğitimsiz bırakıldığı için neyi nasıl yapacağından habersiz yalnızca hayatta kalmaya çalışan bir sürü insan vardır. ama böyle olmak zorunda değil. Oralara götürülecek hizmet, hiç de çok para isteyecek bir şey değildir.
bugünlerde yine dalyarakça bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.
gelin ben sizi karadenize götüreyim, o zaman görürsünüz yatırım yapılmayan fakir yeri
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin feodal rejim düzeyinde olduğu bölgelerimiz. Düğünlerinde bavullarıyla çeyrek altın getirip onları etrafa atan toprak ağalarının özel mülkiyet edinme hakkı altında sömürdüğü tapusu ağalara verilmiş vatan toprağı.
Türkiyenin hiçbir bölgesi karadeniz kadar fakir bırakılmamıştır.
Karadeniz'e tek hizmet barajlardır onu da halk istemedikte devlet inatla yapar.
Özel şirket para kazanacak zira.
Hala karadenizin ana yollarında asfalt yoktur. Olanı da dandiktir yani delik deşiktir.
Yıllar evvel buraya gelen bir mevsimlik işçi kadın'ın bizim bölgemizi beğenmeyip, yollara laf attığında anlamıştım durumun sandığımız gibi olmadığını.
biz aslen iran kökenliyiz , doğuluysa kralı benim neyse efendim . dedemle babaannemin yiyecek bir ekmeği dahi yokmuş yapmışlar 15 çocuk . 16 ya da 17 de olabilir . tam sayısından emin olamadım . üstüne bir de dedem ölmüş . dımdızlak ortada kalmışlar iş yok aş yok . lakin kimse kaçakçılık yapmamış , okulunu okuyan var , şehre gelip çalışıp hayat kuran var , babam 80 darbesi yüzünden okuyamamış lakin yine dağlara çıkmamış , hala daha vergimizi veriyoruz , bu vatan için eşşek gibi çalışıyoruz . hiç bir zor koşul bir durumu meşrulaştırmaz . türkiyeye avrupada eroin-kokain köprüsü dendiğini biliyor musunuz ? özellikle de doğuya . hangi açlık bu pislikleri geçirmeyi haklı kılar ? ha okul yok , iş yok bunları anlayabiliyorum . ama inanın 10 ar 10 ar okul yapın yine de çocuklarını okula göndermiyor adamlar , ben çok duymuşumdur gönderelim de komünist mi olsun , faşist mi olsun laflarını . okulu nasıl bir şey sanıyorlarsa . lakin tüm bunlara rağmen okul hasretiyle yanıp kavrulan yavrularımız da var şöyle de bir gerçek var doğudan gelip tahsilini yapıp geri oraya dönen insan sayısı çok çok azdır. kendisi bile gitmek istemez adam . velhasılı kelam dostlar vatan namussa insan ne koşulda olursa olsun namusunu satmaz . bize okul yapmıyosunuz ee bizde kaçak cep telefonu sokuyoruz ülkeye satıyoruz para kazanıyoruz . eroin ticaretini sağlıyoruz . nerde satıcı herif var, bu işin kotaranı var mutlaka orada da bir doğulu arkadaşımız var . amcalarım adam değiller miydi çıksalardı dağa , bu kadar kolay madem neden 30 küsür senedir çalışıyoruz ? herkes dağa çıksın herkes yurtdışından çalıp getirsin .
doğu görmemişlerin salak salak atıp tuttukları hakikat. sonra derler ki yok efendim düğünde 100 kilo altın takıyorlar.
100 gariban düğününün yerine kanal d de sadece onu izlediği için öyle düşünür tabi napsın.
katılmadığım mes'ele. valla çevremden kim o diyarlara gittiyse bolluğu, cartı curtu anlata anlata bitiremedi.
asıl fakirlik istanbul'da, batıda yani. azıcık kafanızı kaldırıp ışıltılı rüyadan uyanırsanız fark edersiniz.
--spoiler--
Türkiye istatistik Kurumunun (TÜiK) "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması"ndan yaptığı değerlendirmeye göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için 2010 yılında belirlenen eşdeğer hanehalkı geliri, bölge için belirlenen medyan değerin yüzde 50sinin altında yıllık kazanca sahip kişi sayısı 863 bin kişi oldu. Bu rakam 2009 yılında 999 bin kişi idi. Böylece Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki yoksulluk oranı 2009 yılında yüzde 13,7 iken 2010 yılına gelindiğinde yüzde 11,5e geriledi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki yoksulluk oranında kaydedilen bu azalış, büyük ölçüde bu bölgeye yapılan sosyal transferlerden kaynaklandı.
TÜiK verilerine göre, yoksulluk oranı söz konusu dönemler itibariyle Batı Marmarada 0,3 puanlık artışla, yüzde 14,6ya, Batı Anadoluda 1 puanlık yükselişle yüzde 14,5e çıktı.
Yoksulluk oranı, Akdeniz Bölgesinde yüzde 11,8den yüzde 12,6ya, Orta Anadoluda yüzde 11,8den yüzde 12,2ye, Batı Karadenizde yüzde 14,1den yüzde 14,4e yükseldi.
Yoksulluk, Doğu Karadenizde 61 bin kişilik artışla 275 bin kişiden 336 bin kişiye, Kuzeydoğu Anadoluda 314 bin kişiden 323 bin kişiye, Ortadoğu Anadoluda yüzde 387 bin kişiden 413 bin kişiye çıktı.
batıda olduğu gibi gelir uçurumu vardır fakat zihniyet farkı da mevcuttur.
kıssadan hisse bir fıkra;
bir laz, bir kayserili, bir diyarbakırlı aynı araçta seyahat ederken kaza yaparlar ve ölürler.cenaze işlerinden sonra kahveye dönen cemaat bir de ne görsün, laz canlı kanlı hayatta üzerlerine gelmektedir. korku panik bittikten sonra sorarlar; yahu sen ölmedin mi?
laz gayet sakin ; işler öteki tarafta öyle olmuyor bize şans verdiler 5000 lirayı veren geri geliyor. ahali sorar peki kayserili?
-valla o 3500 lira olmaz mı diye pazarlık ediyordu.
-peki ya diyarbakırlı?
-o ben vermem devlet versin diyordu...
sadece bir doğu ve güneydoğu meselesi olmaması gereken meseledir. bu fakirlik ve sefalet sonucu insanların yasal olmayan yollara bulaşarak, "bir kısmının"da bulduğu paralardan bahsetmeyi bırakıp "evet arkadaşlar nasıl çözeriz biz bu durumu" dediğimiz anda çözülmeye başlaması muhtemel sorun.
düşündüren bir mesele aslında; doğu fakirdir ama bu başka yerlerin zengin olduğu sadece doğunun fakir kaldığını göstermez böyle düşünenlere sallamak hakkını vermez bu olay üzerinden kürtlerle dalga geçmeyi gerektirmez sevgili sözlük yazarları...