insanların fiziki yapısının şifrelerini barındıran, karmaşık bir yapıya sahip, biyoloji derslerinde öğrencilere "of!" çektiren hücrenin temel yapı taşı.
Dezoksiribonuklein turşusu (DNT) canlı orqanizmin formalaşması ve; hayati proseslerini davam etdirebilmesi üçün irsi informasiyanın saxlanıldığı, nesiller arasında ötürülen biopolimerdir. Bütün orqanizmlar, bazi viruslarda daxil olmaq üzre DNT-ya sahibdir...
(bkz: http://az.wikipedia.org/wiki/DNT)
adli tıpta çok sık olarak yararlanılan nükleik asitlerin babası. meni, saç, kan lekesi vb. malzemelerden izole edilip kolaylıkla suçlunun tespitini sağlayan madde.
fiziksel-kimyasal hesaplamasını yapmak için(yani ne ortaya çıkaracağını hesaplayabilkmek için diyim),tek hücre döneminden dokuların oluşmasına kadar basamak basamak, hatta bölünmeden bölünmeye incelenip, her biri birbirine bağlı, über karmaşık, trilyonlarca, bir sürü bilinmeyenli hesaplamalar yapmanın gerekli olduğu feci bir şey.
genlerin biyolojik özellikleri az çok bilinmektedir. ama fiziksel, ve doğal olarak da kimyasal işleyişini "hesaplamak" çok karmaşıktır dediğimiz gibi.
insanlarda %99.9 u aynı olan, geri kalan %0.01'nin bile bütün insanları birbirinden ayıran, hücrenin dolayısıyla organizmanın yönetici molekülüdür. üzerinde bulanan milyonlarca baz dizisinin, milyarlarca kombinasyonundan kopyalanan proteinler vucudun bütün birimlerine gönderilir. bu muazzam yapı moleküler genetikçiler tarafından didik didik incelenmekte ve birçok hastalığın (ki bazı hastalıklar sadece dna üzerindeki mutasyonlardan ibarettir) etki mekanizması çözülmeye çalışılmaktadır.
Canlılığın ne denli kompleks bir düzene sahip olduğunu göstermek için verebileceğimiz örneklerin sayısı belki de sonsuzdur. Ama burada tek bir örnekle yetineceğiz, "yaşamın kitabı" olan DNA molekülü ile.
DNA, Darwin zamanında bilinmiyordu. Canlı hücrelerindeki çekirdeklerin içinde yer alan bu dev molekül, ancak 1950'lerde keşfedildi. DNA'nın yapısını keşfeden iki evrimci bilim adamı, James Watson ve Francis Crick, karşılaştıkları bu yapı karşısında hayrete düşmüşlerdi. Çünkü buldukları bu kompleks yapının kökenini evrim mantıklarıyla yani tesadüfle açıklamak mümkün değildi. Francis Crick bir süre sonra bu gerçeği açıkça itiraf edecek ve DNA'nın kökeninin ancak bilinçli bir tasarımla açıklanabileceğini kabul edecekti.
Peki evrimcileri bile "tesadüf" açıklamasından vazgeçmeye zorlayan DNA'nın özelliği nedir?
DNA, tek kelimeyle canlı bedeninin yazılı bir planı, detaylı bir "proje"sidir. Vücuttaki trilyonlarca hücrenin herbirinin çekirdeğinde bulunan bu uzun molekül, canlı vücudunun eksiksiz bir yapı planını içerir. Örneğin bir insana ait bütün özelliklerin bilgisi, dış görünümlerinden iç organlarının yapılarına kadar DNA'nın içinde özel bir şifre sistemiyle kayıtlıdır.
DNA'daki bilgi, bu uzun molekül zincirini oluşturan dört özel molekülün diziliş sırası ile kodlanmıştır. Nükleotid (veya baz) adı verilen bu moleküller, isimlerinin baş harfleri olan A, T, G ve C ile ifade edilirler. insanlar arasındaki tüm yapısal farklar, bu harflerin diziliş sıralamaları arasındaki farktan doğar. Bir DNA molekülünde yaklaşık olarak 3.5 milyar nükleotid bulunur.
Bir başka deyişle, DNA, 3.5 milyar harften oluşan dev bir kitap gibidir. DNA'daki bu bilgiyi kağıda dökmeye kalksak, her biri ortalama 500 sayfalık 900 ciltten oluşan bir kütüphane ortaya çıkar. Ama bu inanılmaz hacimdeki bilgi, milimetrenin yüzde biri kadar olan hücrelerimizin, ondan daha da küçük çekirdeklerinde saklanmıştır.
Sadece insanda değil doğadaki bütün canlılarda olan nesilden nesile aktarılan karakteristik özelliklerin belirlendiği yapıları (genler) kapsayan bir tür bileşik. Çift zincirli olması ve yapısındaki şeker ile ribonükleik asitten farklılık gösteririr. Virüslerde DNA olabilir. Ama bazı çeşit virüslerde Dna yerine Rna vardır. DNA'nın temel yapı taşı nükleik asittir. yüzlerce aminoasitin bir araya gelip proteini oluşturması gibi milyonlarca nükleik asit birleşip Dna'yı veya kromotin ipliklerini meydana getirir. Hücre bölünmesinden önce kromatin iplikler kısalarak ve kalınlaşarak kromozomları meydana getirir. Hücre bölünmesinden önce gerçekleşen hazırlık evresinde(interfaz) genetik meteryal ikiye katlanır. Bu esnada gerçekleşebilecek bir hata oğul döllere aktarılır.
bu arada watson ve crick modeli farklı ülkelerde birbirlerinden habersiz oluşturup aynı ada yayınlamışlardır ve her iki araştırıcıda deneysel çalışmalar yapmayıp sadece geçmiş bilgileri kullanarak modeli ortaya çıkarmışlardır.
protein sentezi için kodon açan hede. o kadar zekice düzenlenmiş bir sistemdir ki bütün vücuttaki dna aynı olmasına rağmen her nerede protein sentezi gerekirse oradaki ihtiyaca uygun kodonu açar. bu sayede vücudun her noktasında farklı protein sentezleri gerçekleşir ve genetik şifre bünyede uygulama alanı bulur.
1953 yılında James Watson ve Francis Crick tarafında çift sarmal yapıda olduğu bulunan ve bu yapısı sayesinde kendi sentezini yarı korunumlu çoğalma şeklinde sağlayabilen yegane molekül
tam acılımı deoksiribonükleikasit tir.yapısında adenin, guanin, sitozin ve timin bazları bulunur. çift zincirlidir.
kendini esleyebilir. ökaryotlarda hücre cekirdeğinde, mitokondride ve kloroplastta bulunur. prokaryotlarda ise hüce sitoplazmasındadır.