Büyük 20.yyıl bestecisi. Prokofiev 'le birlikte Sovyetler Birliği 'nin çıkardığı en büyük bestecilerdendir.
Yazdığı tonla eser çok büyük eserlerdir. Bu adamın yaylı dörtlüleri muazzam eserlerdir. Tonal müziğin sonu atonalitenin başı.
1.keman koncertosu keman için yazılmış en büyük parçalardan biridir, 45 dakika falan sürer, anlamak için 6 ay dinlemek gerekir. Yaylı dörtlüleri de basit değillerdir.
Bir de çok enterasan olmak üzere piyano için 24 prelude füg yazmıştır shostakovich.
Bu besteciyi anlayabilmek için çok dinlemek ve 19.yyıl romantikleriyle haşır neşir olmak gerekir. Çünkü besteci kendisini onların devamı olarak görür.
3.string quartet mesela, yaylılar dörtlüsü, buna güzel bir örnektir.
Dershanem sakarya caddesindeydi, orada bu eseri (bkz: waltz no 2) sürekli çalıp pandomim yapan bi abi vardı, hala orda mı bilmiyorum . Şu eseri her allahın günü dinlemekten kusucaktım en sonunda. Şimdi duysam ürperiyorum o yüzden. Halbuki çok güzel.
''1936 Shostakovich'in gözden düştüğü bir zamandı. O yıl Pravda gazetesinde kendisine bir dizi suçlamalarda bulunuldu. Bunlardan en önemlisi Stalin emriyle hazırlanıldığı düşünülen Müzik yerine karmaşa başlıklı makaleydi. Bu makalede Mtysenkli Lady Macbeth ağır olarak eleştiriliyor ve müziği "Kaba ve ilkel" olarak tanımlanıyordu. Bu olaylar sonunda maaşının bir kısmı düşürüldü.
Büyük Terör yılları olan 1937'de mimlendi, birçok arkadaşı ve akrabası hapsedildi veya öldürüldü. Bu dönemde onun tek tesellisi oğlu Maxim'den 2 yıl sonra, 1936'da doğan kızı Galina oldu. Bütün bu suçlamalara cevabını 1937 yılında yaptığı Beşinci Senfoni ile verdi. ilk eserleri arasında sayılan bu senfoni muhafazakar bir türdü.''
adamın hasıdır. genelde second waltz ile bilinir. bu parçanın büyüleyici havası birçok kişiyi etkiler ancak shostakovich'in karakterini yansıtmaktan çok uzaktır. romantik akımın bence beethoven'dan sonraki en büyük temsilcisi olarak tarzına farklı olarak alaycılığı eklemiştir. sanayii dünyasını, stalin'i, ikinci dünya savaşı'nı hissettirir. mesela bach bence en büyük bestekar olmasına rağmen döneminde milliyetçilik, ilerlemecilik, kitlesel üretim, şehirleşme gibi eksiklikler olması nedeniyle günümüzde biraz havada kalır. müziğin zekasını hissedersiniz, matematiğine hayran olursunuz ancak yüzlerce yılın getirdiği toylaşma mevcuttur. işte shosta hem yakın dönemin ruhunu özümsemiş hem de müthiş müzik dehayıls bunu aktarabilmiş nadir bestekarlardandır
20. yüzyıldan günümüze kadarki dönem içinde yetişmiş en büyük klasik müzik bestecisidir. beethoven'ın romantik dönem eserleriyle gelişip serpilen tarz, shostakovich'te çok farklı bir yansıma bulur. dinleyicinin zihniyle dalga geçen, bulmaca gibi, zaman zaman kahkahalarla gülen eserleri tam da o anda suratınıza sağlam bir tokat aşkeder, size acı gerçekliğin, savaşın, otoriterizmin gerçeklerini gösterir.
ilginç bir şekilde en fazla bilinen eserlerinden second waltz o'nun tarzının en uzağındaki eseridir. gülümseyen, insana yaşama enerjisi veren bir tadı vardır. bu da aslında bir ironidir. en önemli senfonilerinden 5, 7, 9 ve 10. senfonileri gürül gürül çağlar, bazısı üstü kapalı stalin'nin baskıcılığına bir isyandır, bazısı da ölüme karşı gösterilen çaresizlik havasındadır. ancak altar'ın oğlu tarkan kartal tibet, tarkan filmlerinde kullanır 5. senfoninin bir kısmını, başka da pek popülerleşememiştir bizim için.
doğuştan yetenekli olan ünlü bestekâra ilk piyano dersini zaten piyanist olan annesi verir. zorlu bir çocukluk dönemi geçirmiş, bu evreyi geride bırakmışken ikinci zor yıllarını da stalin hegomonyasının alıp yürüdüğü, otuzuna yeni girdiği yıllarda yaşadı. sanatçı hassasiyetinden olsa gerek beşinci senfoniyi bu dönemde meydana getirdi.
cihat aşkın tarafından da çok sevilen bir bestekârdır hatta. * yalnız rusya için değil, tüm dünya için önemli bir isimdir.
müzik adamı olmasının yanında sscb döneminde milletvekilliği de yapmış, haliyle politik bir duruşu vardır. bir sovyet sanatçısı olarak tarihe tanıklığım adında bir de kitap yazmıştır.
sanat fikrini onun ağzından yazalım:
--spoiler--
lenin' in işçi ve köylülerin anlayıp sevebilecekleri gerçek, büyük sanata ulaşma hakkını elde ettiklerine yönelik söylediği sözler, sanatı boş ve anlamsız eğlence dünyasına çevirme yönündeki ideolojik tartışmaların sürdüğü günümüzde çok daha önem kazanıyor. gerçek sanat, insan için ve insan adına yaratılır; gerçek sanat insanı geliştirmeli, daha bilge yapmalı, onu arındırmalı, ona neşe ve umut vermelidir. sanat, doğası gereği hümanisttir, değilse zaten sanat değildir.
--spoiler--
her alanda dünya'ya müthiş insanlar kazandırmış olan rusların klasik müzik alanında da dünya'ya kazandırdırmış oldukları enfes bestecilerin en önemlilerinden biri. muhteşem orkestrasyon bilgisi/uygulaması ve duyguları yansıtmadaki ustalığı, eserlerinde tamamen açığa çıkmaktadır. 15 adet senfoni, keman, viyolonsel ve piyano konçertoları ve çok sayıda oda müziği eseri bestelemiştir. dünya genelinde eserleri en çok çalınan besteciler arasındadır. şahsımın da stravinski ve prokofiev ile birlikte en sevdiği ve en çok dinlediği bestecidir.
hakkında sadece 1 entrynin yazıldığını görünce dayanamayıp bir iki kelime çiziktirmeye karar verdiğim efsanevi sovyet bestekarı. kanımca 20. yüzyılın en büyük bestecisidir.
kendisinin en büyük ilham kaynağı gustav mahler olmakla beraber beethoven, çaykovski, stravinsky ve alban berg de etkilendiği isimler olmuştur. bestelerinin büyük çoğunluğu senfoniler ve yaylı çalgılar dörtlülerinden oluşmaktadır.
eserlerinde 2. dünya savaşı etkileri görülmektedir. dolayısıyla epik unsurlara sıkça rastlanır.