film diye buna denir.. 1 dakika bile izlemekten sıkılmadım, mükemmeldi.
di caprio'nun oynadığı her film izlenmeye değer..
bu filmde di caprio arka planda ama jamie foxx resmen yardırmış.
edit: ha bir de kesinlikle türkçe montajlı izlemeyin.
izlemeyen ne kaybeder bilmiyorum ama izleyen çok şey kazanır diyeceğim, oyuncuların performanslarının dudak uçuklatacak derecede iyi olduğu, konusuyla ve de ekrana yansıtılış şekliyle hayat boyu unutulmayacak film. insana bir şeyler "kazandıran" ender filmlerden. uzun olduğuna bakmayın, izleyin.
Tarantino'nun ''kan'' takıntısı görmezden gelindiğinde oldukça güzel bir film.
Kelle avcısıyla köle arasında geçiyor. Kelle avcısı avını bulması için jamie fox'u kurtarıyor. Sonrasını anlatmayayım amk açın izleyin hakkatten çok iyi. christoph waltz'ın eşsiz oyunculuğunu da unutmamak lazım.
"biz tarantinoyu niçin severiz?" sorusunu sormanın hemen akabinde izlenmesi gereken yapıttır. sonra; ne soru işareti ne bir şey. her şey nokta, her şey anlamlı.
güzel film. izlemeden ölmeyin filmleri arasında.
siz de benim gibi western sevenlerdenseniz, tam bir şölene dönüyor filmin izlendiği gün.
kostümlerde bayağı sallamışlar.
lan öyle havalı ceketler daha mudoya gelmedi te 150 sene öncenin amerikan taşrasında ne arar.
bi sakallı amca vardı o şekli ancak leventteki bostanlıdaki saç sakal elli kağıt alan kuaförler yapabilir. 150 sene önce amerikan çölünde taylan&vedat hair stüdio vardı da iş yapamadığından mı kapandı.
western deyince karizma clint eastwood kirli saçı sakalı ve pançosudur arkadaş. işin bu kısmı olmamış bu filmde.
edit: eksileye eksileye götünü yırtsan da olmamış.
en iyi tarantino filmi değil elbette ama klasik bir tarantino filmidir. tatmin edici bir film . christoph waltz kadrolu tarantino oyuncusu oldu ve inanılmaz yakışıyorlar. xavi-iniesta gibiler resmen.
hatta, bir tarantino hayranının rastgele seyrettiği an bile şak diye eser sahibini tanıyacağı, diğer benzerleri gibi fantastik roman tadında harika bir film.
Amistad'ı arşivine katmış olanların bu filme gösterecekleri ilginin, tarantino'nun konuyu işleme konusundaki yeteneği dolayısıyla kat be kat arttığını düşünüyorum. nihayetinde amerikan iç savaşının doğuş nedeni olan kölelik kurumunu amistad gibi yerin dibine batıranlardan biri. Film süresince de dr. schultz'a gizli mesaj ile yüklenmiş almanların tarafsız demokrat özellikleri de gözümden kaçmadı.
Filmin neredeye her karesinde sırıtan tarantino imzası mevcut. kötü adamların kan ve irin yığını içindeki ölümleri, aniden başlayan ve tüm hızıyla devam eden çatışma sahneleri, başını sağa yatırdıktan sonra kendi etrafında 180 derece dönüp bayılan, çocuksu hareketlerle iç gıdıklayan şımarık kadın portresi, karakterlerin yüzüne yapılan ani zoomlamalar ve film türünün formatına aykırı arka planlar ve kostümler... hatta tarantino, bu filminde rastgele kurgular hariç hiçbir western filminde rastlayamayacağımız, dizboyu karda at üzerinde yol alan siyahi adam figürünü ve dahi beyaz fahişe numarası yapan nigger kadını, abesliklerinden haz almaya alışmış gözümüze ustaca sokmuştur. bunlar da her zamanki gibi, onun en sıkıcı senaryoyu bile izlenebilir hale getirme yeteneğinin bir ürünü.
şu ayrıntı da dikkatimi çekmedi değil; kıll bıll 2'de beatrix kiddo'ya ev sahipliği yapacak, 1823-1898 yıllarında yaşamış paula schultz'un mezarı ile aynı yıllarda yaşamış dr.king schultz'un şüpheli ilişkisi...
bir ayrıntı ile uyanırsam buradan izah ederim. belki de tarantino, yalnızca schultz ismini seviyordur ya da izleyicisinin aklında soru işareti bırakmak hoşuna gitmiştir, kimbilir.
sahnelerin abartısı hakkında türk dizilerine yorum yapar gibi tespit osuran değerli yazarlarımız da, bir daha tarantino filmi seyretmeye kalkmasınlar. şunu iyi bilmek gerekir ki, tarantino'nun yönetmenlikteki ve senaristliğindeki başarısının temel nedeni, abes sahneleri filme katarken sergilediği özgünlük ve ustalıktır.
sonlandırırken, müziklerini de unutmayalım; tabi ki harika...
ek: bir tarantino filminden daha iyisi, yalnızca bir tarantino filmidir
tarantino yine kalitesini ve farklılığını konuşturmuş ve ortaya harikulade bir film çıkmış. christoph waltz yine olağanüstü bir performans sergilemiş, benim için en iyi olduğu sahne el sıkışma sahnesiydi. jamie foxx'un kendini aştığı filmdir.
--spoiler--
*di caprionun oynadığı karaktere hem uyuz olmak, hem olmamak. üstüne o kadar yakışmış ki çünkü. son sahnesinde o çok sevdiği fransız yazar alexandre dumas'nın zenci olduğunu öğrenmesiyle yüzünün aldığı şekil çok hoştu monsieurcandie'nin.
*flashbackleri güzeldi bir de. yerinde huyunda müziklerle.
--spoiler--