tıp fakültesiyle birlikte eğitim verilmesini düşündüğüm meslek. nasıl 6 yıl okuyup bi konuda uzmanlaşıyorlar tıpçılar bitirince, göz, cilt, kalp falan bunlarda öyle olmalı. diş diye ayrılsın buna ek olarak. gereksiz bence diş hekimliği fakültesi tek başına.
tamam ben bilmiyorum zaten bir şey.
edit: genç diş hekimleri rahatsız. anca övecez sizi zaten amk.
sadece diş eğitimi almayıp 5 yıllık eğitimin 3 ü boyunca tıp ağırlıklı eğitim alan hekimlerdir. ayrıca mezuniyetten sonra 8 ayrı ana dalda uzmanlaşma imkanları da vardır. diş hekimlğinin tıptan en büyük farkı ise bütün tedavilerinin invaziv olması yani en basit işlemin bile bir tür ameliyat olmasıdır. bu nedenle 6 yıl tıp eğitimi okuyup üstüne 5 yıl diş hekimliği okuyup üstüne de en az bi 3 yıl uzmanlığını okumak kadar mantıksız bir eylem daha yoktur. ayrı olması da gereklidir zaten. üstelik okuması tıpla eşdeğer zorlukta olmasının yanında meslek hayatı açısından sıradan bir doktordan daha çok yıpranır diş hekimleri. bir diş hekiminin kaderidir mesela bel fıtığı.
eğitim şartları: 5 senede çok yıpranırlar, çok çalışırlar ancak meslek hayatı okumasından daha kolay olan bölümlerden birisidir. bir ömür rahatlık için beş senelik eziyet ise bence çok görülmemeli.
diş hekimliği ve sanat: burada görüş farklılığı vardır. aslında tarihte bir çok diş hekiminin sanatçı olduğu görülebilir. dişleri estetik olarak doldurmak veya ideal bir gülme hattı vermek, estetik olarak düzene sokmak o denli kolay değildir. göze hoş gelmesi için yüzle, burun kanatlarıyla, göz bebeğiyle uyumlu bir yapıya getirmek işte sanat olan kısmı burasıdır. ancak buna dikkat eden hekim sayısı %1 ancak vardır. el becerisi yüksek olan kişi, sanata yatkın olan kişi her daim daha estetik işler çıkartır. ancak herkes eğitimini aldıktan sonra ideal fonksiyonu sağlayacak kadar bu işi yapabilir.
para: devlet hastanelerinden döner sermayesi ile birlikte minimum 5000 tl kazanılır. özel hastaneler ise tecrübe ve yapılan işle orantılı olarak para verir. yeni bir mezun 3000 tl den başlar batıda özellikle ancak daha sonra bu para artar. doğuda ise özel devlet fark etmez, daha rahat ve kolay şekilde daha çok para kazanır. eğer işinde iyiyse ve iyi bir yerde lokalize olmuşsa kazanacağı para bunların çok üstünde olur.
ağız kokusuna tahammül: bu da alışkanlık meselesidir. bir iki seneye çok rahat alışabilir insan. üstüne midesi filan bulanmadan, ağızdan iğrenmeden bu işi yapabilir. ancak şu var ki genelde eşin, sevgilinin dişlerini kendileri yapmayı pek istemez. sonuçta o ağzı görünce o ağızdan bir daha öpememek var. aklına o görüntülerin gelmesi var. hem ne demişler göz görmeyince gönül katlanır.
diş macunu ve fırça tavsiye edenler: dış fırçalamak dişlerinizin çürümeyeceği anlamına gelmez. yani bir hekim bunu tavsiye ediyor mal hahaha adam işsiz kalacak demek saçmadır. binbir türlü tedavi, ağır, rahatsızlık vardır. diş fırçalamak oral hijyeni artırır, faydası olur ancak diş hekiminin iş yükünü azaltmaz. ayrıca o iğrenç görüntülerden uzak tutar çoğu zaman. onun için çoğu diş hekimi muayene öncesi diş fırçalattırır.
bugün bir tanesine ''çok hızlı çalışıyorsunuz'' dedim ki gerçekten öyleydi. demediğini bırakmadı bana. vay efendim sen benim işimi baştan savma mı yaptığımı söylüyorsun vs vs. o an anladım ki tedaviden önce dişçiyle tartışılmaz. hele dişçi kadınsa hiç tartışılmaz.
en çok sallama yapılan meslek gruplarından birisidir.
arkadaş nefret de etsen, uyuz da olsan, kazandığı parayı kıskansan da, dohtor değil la bu dişçi dişçi, de desen, sike sike geliyorsun işte o koltuğa. ağlama be oğlum, bırak işini yapsın. kimse seni zorla oturtmuyor zira.
her biri, bir diğerini kötüleyen hekimlerdir. ya arkadaş tamam sen daha iyi yapıyorsun ama bu kadar üstüne suç atma insanların. senden önce ona gittim evet. kabullen şunu artık. sana mı soracaktım?