birkaç yapımcı ve senaristin suç ortaklığıdır. televizyon reklam paylarından büyük dilimi alabilmek için bizleri haftalarca ekran karşısında aynı konuları ve oyuncuları izlemek zorunda bırakmaktır. bir tane ağa ya da güçlü, zengin, karizmatik adam hemen yanına asi, isyankar ama aşık olduğu adamın ayağının turabı olan genç güzel kadın ve de entrikacı platonik aşık mirastan pay koparmaya çalışan hısım akraba arkadaş. alın işte raitingi garanti elli bölümlük dizi. oysa ki sağlam bir kurgu, iyi bir yönetmen ve karakter çözümlemeleriyle örülmüş şimdi ne olacak dedirten sonunu tahmin etmeye çalışmanın beyni yorduğu filmler ise en çok üç saat. ben patlamış mısırlı ailecek ekran karşına geçilip izlenen fimleri özlüyorum. en çok da ertem eğilmez ve ekibini yani
gülen gözler
neşeli günler
aile şerefi
bizim aile
o kadar sıcak ve samimi ki masumiyete yolculuk gibiler
piyasaya hakim birkaç yapımcının; hep aynı yüzlerle ve içine değişik şekilde serpiştirdiği oyunculuktan bihaber mankenlerin yarattığı katliamdır.
sinema emek ister, oyunculuk kalitesi ister, ama diziler öyle değildir. sokaktan tutacağınız herhangi bir kişi çok rahat dizilerde oynayabilir. necati şaşmaz 3 senede en azından bir kalıbın oyuncusu oldu (mafya kalıbı), bir dizi filmdeki sahneyi karşılıklı diyalğu olan iki kişi olmadan da çekebilirsiniz. bir gün birinin, diğer gün birinin sahnesini çekersiniz montajlarsınız ve ortaya sahne çıkar. halbuki çekimlerde birbirlerini görmemişlerdir bile... türkiye'de her şey para demek bu da halkın sinemaya beklenen düzeyde, olması gereken düzeyde ilgi göstermemesi sırf reklam yapmak, isim üzerinden reklam yapma adına olur olmaz her filmde mehmet ali erbil, özcan deniz oynar (dizilerde de) dizlerdeki bu düzeysizlik bazı gişe başarısı şaibeli oalcak filmlerde de baş gösterir. (bkz: dünyayı kurtaran adamın oğlu) mehmet ali erbil, sebnem scheafer, pascal nouma (pascal'ın hastası olan biri olarak) gibi kişiler rol alır. bir yapımcı bir dizi çekeceği zaman o dönemde magazin basınının en çok ilgilendiği kim varsa önce onlara giderler. senaryoyu verirler, baş rol senin senin derler. aslında problem dizilerde değil, para kazanmak için çalışan yapımcılardadır. hoş adamlar film yaptıklarında da gişe yapmıyor, onlar da bu işi karın tokluğuna yapacak değiller ya...
