son zamanlarda bende oluşan durumdur. hangi dizide kötü karekter varsa onu kendime yakın görmekteyimdir. sebebini bilmiyorumdur. küçük sırlar dizisindeki 'ayşegül' mesela dizideki en derin karakter benim gözümde. mutheşem yüzyılda dizisinde 'hürrem sultan' dizide çok kötü olmasada gerçekte kötü bir kişilik ama onuda kendime hep yakın görmüşümdür. ezel dizisinde 'eyşan' nedense o da bende cok etkilidir. yaprak dökümü dizisindede 'ferhunde'yi seviyordum ben. neden bilmiyorum. ask-ı memnu dizisinde 'firdevs hanımı' ve 'bihter' karaktererini kocalarını aldatmıs olsalar bile çok yakın görürdüm kendime.
babam izlerken kurtlar vadisi dizisindede 'iskender büyük' karakteri beni çok etkilerdi. onunda sebebini bilmyorum.
yani şimdi nuri alço'yuda seviyorum dicem olmıcak. *
kötü karakterlerin rollerini daha layıkıyla yapması muhtemeldir. çünkü insanlar iyi olanları konuşmazlar genelde. kötü olanlar konuşulur ki bu da rolünü layıkıyla yaptığından dolayıdır.
pek çok insanın hastası olduğu karakter ara renge sahip karakterdir. Eski dizi ve filmlerde iyiler beyaz kötüler siyah gibi kesin renklerle belirlenmişken son zamanlarda gri renkte olan kötülerde türemiştir. insanın kendisine daha yakın görmesinin sebebi çoğunun çaresizlikten o yola girmesidir.
Prison Break dizisindeki abuzi ve t-bag karakterlerini beğenmemin temel etkeni budur.