zamanında trt 1 de çekilen yaprak dökümü dizisinin başlattığı ekoldür ne yazıkki. bugün hala ve ısrarla devam ettirilmektedir üstelik. böyle ailelerin var oluş sebebini uzun zamandır düşünüyorum, aceba diyorum cinsel ilişkiye girmeden önce namaz kılmadı mı? ya da çocuklar doğduğu zaman kulaklarına ezan okutturmadılar mı? ulan bir aile nasıl bu kadar acı manyağı yapılır yahu. yni hani evin üyelerinden biri veya ikisi yaşasa bişiler anlarım da, hepsi birden göt altına gidiyor a.q
yaprak dökümü, süper baba, sessiz gemiler, bir istanbul masalı, acı hayat... hepsi altyapısı böyle olan dizilerdi. ortada çekmedikleri çile kalmayan bir aile var ve her bölüm çilelerine yenileri ekleniyor. bu kadar mı acı manyağı bir millet olduk lan biz? bir hafta bakıyorsun adamın kızı orospu olmuş, diğer oğlu tefeciden para alıp göte geliyor. bir hafta bakıyorsun evin kadını eşinden habersiz evi ipotek ettirmiş, öbür hafta bakıyorsun küçük oğlan evden kaçmış. hay a.q sizin yaratıcılığınızın. ulan bu dizileri yabancı adamlara alt yazı ile izletsen sanarlar ki türkiye de herkes cenabet ve dolayısıyla başına gelmeyen kalmıyor, o derece hazin öyküler var dizilerde. etraftakilerin acısını da bu aileler çekiyor gibi üstelik. yoksa tek başlarına o kadar boka batmaları imkansız onların. ben ağlarım ikimizin yerine mantığı devreye giriyor bence bazı noktalarda. işin özünde sormak istediğim şu; hiç mi mutlu bir ailemiz yok lan bizim? hiç mi gülmüyor yüzümüz anunagoyyim?
ama aralarında en çok da ali rıza bey e üzülüyorum. adamın suçu yok pek. yani fikreti sittir etmek dışında bi hatasını bgörmedim. hep o gudubet kadın* ve aynı adama aşık olan kızları yapıyor ne yapıyorlarsa. yazık lan vallaha.
