türk dizileri için : kadın düşmanı olmaları. kadınları aptal yerine koymaları, evlenmeden ilişkiye giren her kadını fahişe gibi gösterip aynı zamanda alttan alta erkeğin çok eşli olmasını desteklemeleri, hiç bir yeni fikir barındırmamaları... *
gelişecek olayları tahmin ediyo olabilmek,karakterler de ise iyi hep iyi,kötünün de hep kötü olması yani iyi bir insan da bazen kötü olabilir.1-2 bölüm kaçırsanızda diğer bölümde anlaşılama gibi bir durumun olmamasını da ekleyebiliriz.
ilk çiftleşmede hamile kalan başrol yakışıklısını hüpleten kadınlardır. bunlar iki tiptir; birincisi, yakışıklı başrol jönünü kapmaya çalışan tek gecelik kötü karı, ikincisi, ilk aşk gecelerini yaşadıktan sonra imkansızlıklarla ayrı kalmak zorunda kalan, daha öncesinde muhakkak bakire olan başrol güzeli karı. insanlar aşılama üstüne aşılama yapıyor tüp bebek için günümüzde. yediğimiz her şey hormonlu. milletin bir yerleri şişmesin diye bari ikinci çiftleşmede hamile kalın.
Saatlerce süren anlamsız bakışmalar ve herkes zenginken kimsenin çalışmaması, ne iş yaptığının bilinmemesi. "Ben şirkete gidiyorum" standart replik. Şirket ne lan! Evdeki anana babana mı hava atıyon şirketinle? Biliyolar zaten şirketinin olduğunu merak etme. Ayrıca cidden Napıyonuz orda? Cem boyner karısına hiç "ben şirkete gidiyorum akşam bekleme" deyip çıkmış mıdır acaba evden? Ömer koç "ben holdinge gidiyorum bişey lazım olursa ararsınız" falan diyor mudur? Sanmıyorum. Çok yapmacık.