Yaptığım hesaplamaya göre game of thrones u bitirene kadar ortalama 2 saat süren filmlerden toplam 38 tane izleyebiliyorsunuz
Şimdi tek bir dizi izlemek mi daha mantıklı, 38 film mi
Hangisi daha çok kültür arttırır. En iyi denilen diziyi ele alarak yapılan bir hesaplamadir.
yersiz uzunlukta, reklam arası izlemek zorunda olunan, hayatımızın büyük bölümünü işgal eden, beyin yıkayıcı veyahut uyuşturucu.
(bkz: yerli dizi yersiz uzun)
son yıllarda iyice boku çıkmış televizyon yapıt(lar)ı. hakikaten bokunu çıkardılar. birbirine tıpatıp benzeyen senaryolar, oyunculuktan nasibini almamış zırtapozlar, manken ve türkücüleri birer televizyon yıldızı haline getirmeler, kazanılan milyon dolarlar vs. izleyende en ufak bir iz bırakmayan, saman alevi gibi yanıp sönen yapıtlarla doldu ortalık. bu nedir arkadaş? insanlar bundan ne zevk almakta, hala anlamış değilim. eskiden süper baba vardı, şehnaz tango vardı..hem güler hem ağlardık, mis gibi. şimdi ne var? kurtlar vadisi, lost, ezel, yaprak dökümü, geniş aile..hepsini toplayın, beşle çarpın yine de bir ikinci bahar tadına ulaşamazsınız. ha bir de şu var, diyorlar ki;
"bilmem ne dizisi bu hafta yeni bölümüyle ekranlarda."
bunu da hiç anlamam. yeni bölüm yayınlamak sanki bir lütufmuş gibi. adı üzerinde zaten, bu bir dizi. sike sike yayınlayacaksın afedersin. bir de buna alkış tutan manyaklar var, onlardan hiç bahsetmiyorum bile. başka bir başlık konusu o olmayasıcalar.
son olarak, şu yaz dizilerine bir iki laf sokup entrymi noktalamak isterim. evet, bir de böyle bir şey var. yaz dizisi ve yaz dizisi oyuncuları. diğer -sözde- önemli diziler sezona ara verdiğinde, ekranlarda bir bir boy gösteren ucuz yapıtlar. nedir amaç? izleyiciyi televizyondan uzaklaştırmayalım, reklamları bol bol alalım ki kasamız boş kalmasın. ha bir de, kalitesiz oyuncular ölsün mü canım? onların da para kazanması lazım. peh!
Kanallarda bir dizi furyası zaten vardı ama artık ayyuka çıktı. insanlar sahte hayatlarla, ısmarlama duygularla körleştiriliyor. Gerçeği, yalanı, doğruyu, yanlışı ayırt edemez hale geliyor. Dizilerle seyirciler; liselerde sonsuz aşklara, üniversitelerde cinsel aşklara, evliliklerde ise yasak aşklara teşvik ediliyor. Buna kimse de dur demiyor. insanlar gayrı gülmek istemiyor. Nerde dram var, nerde intikam duygusu, nerde kan var; o kanalı açıp orayı izliyor. Pazarımız reyting üzerine kurulu olduğundan sanat sanat için değil de, toplum için yapılıyor. Toplum ne istediğini bilmiyor. işte o zaman da meydan, dizilerde fink atan şiddet yanlılarına, aldatan insan tiplemelerine kalıyor. izleyicilere; kocasını aldatan, hasımını kurşunlatan senaryoları izlettiren güruha fırsat vermemek düşüyor. Televizyonlarda yaşanan değişim neredeyse bir Türk geleneği oldu. Medya, etik konusunda hassasiyetini kaybetti. Yapılan diziler, programlar hatta karakterler bile artık biraz daha bizden oldu.