Şimdi söyleyeceklerim insanlara yobazca gelebilir. Ama durun ben troll değilim. Bir dinlemekten zarar gelmez.
'Çocukların bana benziyor mayk üzgünüm ama karınla yatmış olabilirim zuhahha'; 'önemli değil corç biz de annenle yatarken bana çekebileceğini göz önünde bulundurmuştuk keh keh keh' gibisinden espirileri sindirebilecek kadar geniş miğdesi bulunanlar ya da bu tür diyalogları masum bulanlar lütfen bana siktiri çekip eksi butonuna abansın.
Günümüzde film ve diziler insanların seks algısından tutun da günlük yaşantısına kadar pek çok konuyu çekim alanında bulundurmakta. Dizidir, filmdir altı üstü yahu dediğimiz yapımlar genel doğruları ya da genel yanlışları kökten değiştirebilecek güçteler. Çünkü insanların direk olarak algılarına, fikirlerine, yaşayış tarzlarına hitap etmekteler. Aralıksız olarak töre cinayetlerini konu edinirseniz bir gün töre cinayetini meşru gören bir insanın konuya bakışını değiştirebilirsiniz. Öte yandan bu gücü ahlaki dezenformasyon için de kullanabilirsiniz. Özellikle yabancı menşeli diziler insanların cinsellik algısı üzerine oyunlar oynamakta. Bir çok abd yapımı dizi , çarpık kadın erkek ilişkilerini normalmiş gibi göstermekte, izleyicinin bilinç altına bunu aşılamakta. Öyle ki bu tür çarpıklıklar pornografik yapımlardaki fantezilere taş çıkartacak, pornostarların yanaklarını utançtan al al yapacak nitelikte. Diğer yandan artık film ve diziler Amerika da gerek aile yapısını köhneleştirme gerek seks algısını değiştirme açısından misyonunu tamamlamış durumda. Bugün Amerikan hükümetinin insanlarından fazla bir beklentisi yok. Çünkü zaten halkından tek beklentisi aptal olmaları, bayağı yaşamaları ve kafa yormamaları. üstelik tek dertleri kendi halklarıyla da değil.
insanlar normalmiş gibi lanse edilen şeylerin aslında anormal olduğunu ve tüm bu şovun bir oyalamacadan ibaret olduğunu anladıklarında umarım çok geç olmaz.
insanların algıları üzerinde direk tesir etkisine sahip olan görsel medya, bir kukla olarak kullanıldığı için bugünkü yozlaşmanın en büyük sebeplerindendir. öyle ki insanları bir oyun hamuru gibi istediği şekle sokabilmektedir. yavaşça ve derinden...
türkiye de dahi rahatça görebildiğimiz etkidir. insanlar izlediklerinin gerçek olduğunu ve yaşanması gerektiğini düşünüyor. çünkü görsel medya bu düşünceyi pompalıyor insanlara.
1. entrye aynen katılmakla birlikte, nerede böyle bir sohbet açılsa hemen herkesin aynı görüşte birleşmesine rağmen bu tarz dizilerin hala yüksek reytingler yapması da işin daha tehlikeli bir boyutudur. çünkü bu, insanların doğruyu bildiği halde yanlışı tercih etmesi olarak yorumlanabilir. demekki neymiş, biz bunu farkedene kadar çoktan bunun bağımlısı olmuşuz.
namuslu huzurlu çok mutlu aşk hikayesi olsa kimse izlemez onlar da bunu biliyor.kitle ortada sadece yapımcıların hatası değil.
edit:istediğiniz kadar eksileyin.mutluluk ve düzenden hikaye çıkmaz.
efendim amerikan dizi ve filmlerinin izlendiği ülkeler sıralamasına ilk sıralardan girebiliriz.
o yüzden türk dizilerinde ahlaki bir sıkıntı görülüyor ise kanal çevrilip samanyolu izlenilebilir.
kimse kanalları izlemeniz için boğazınızı sıkmıyor.
dizileri izleyip sonra ahlaki çöküntüden bahsedilecek ise ortada bir sıkıntı söz konusudur.
efendim aşkı memnu yoğun talep görmese neden o kadar sezon sürsün!
tamam ahlaki çöküntü yarattığı doğru olabilir, ancak insanların içinde olacak be abi!
birinin içinde orospuluk var ise, onu bunu suçlaması büyük hatadır.
erkek olsun kadın olsun içinde azda olsa namus varsa kimse onu etkileyemez.
zaten var olan çöküntünün, gözler önüne serilmesi durumudur. bu ahlak nasıl bir ahlaksa izledikleriyle şekil değiştirir, bahaneler bulunur. ikiyüzlü ahlak anlayışımızı ortaya çıkarttığı için bir nevi sosyolojik deney gibidir diziler ve filmler. yan komşunun kızı evli bir adamdan hamile kalınca linç girişiminde bulunacak olan mahalle, dizilerde bu hanım kızlarımıza 'ayy yazık ama çok seviyorlar birbirlerini, o nemrut karısı siktirsin gitsin'' diye ekran karşısında çarşıda, pazarda, kahvede ağlaşırlar. bu konuşmaları dinlesen sanırsın toplum tüm tabularını yıkmış, özneyi insan almış. arkadaş kimse dizilere kabahat bulmasın onlar bizim hayal ettiklerimiz,tabuların ardında kalan yaşamak istediklerimiz,hayran olurken yerdiğimiz hayatlar. bizim ikiyüzlülüğümüzün aynası.
