hayatından bezmiş olan kadındır. bir de, şehrazat'ın onur'unu seyrederek bunalıma girmek istemez. genellikle, yan koltukta, onur'un tam tersi bir adam oturuyordur.
akşama kadar el işinde çalışıp, eve girdikleri andan itibaren yemekti bulaşıktı çoluk çocuktu derken bir saniye bile boş vakit bulamayan köle kadınlardır.
dizilerde sunulan sanal ve olabildiğince banal hayatların büyüsüne kapılmayacak kadar zeki ve kendini bilen kadındır ki zamanını dizilerle harcamaktan yapılacak çok daha güzel şeyler olduğunu bilir.
"hani şu Yaprak Dökümü'ndeki Hüsamettincan var ya" diye hakkında konuşulan insanları tanımayan kadınlardır.
"O kim yaa" diye sorduğunuzda karşıdakinin ufo görmüş masum köylü bakışlarına maruz kalmaktır aynı zamanda.
belli bir tavır içinde olmayan ama izleyecek dizi bulamayan kadınlardır bazen. bütün dizilerde aşkın ve sevginin dibine kadar sömürülmesinden sıkılmışlardır, bir oyuncunun suratına romantik bir parçayla 5 dk boyunca yakın çekim yapıp seyirciden hislenmesini bekleyen yönetmenlerden tiksinmişlerdir, her senaryonun başka bir senaryonun artığı olmasından nefret etmişlerdir, beyinlerinin uyuşturulmasından tırsmaya başlamışlardır.
eğer düzgün diziler yapılsa izleyecek olan insanlardır yani.
'dizi' diye adlandırılan sahte maceralara aşina olmayan kadındır.
hayatını her haliyle seven ve ufak tefek tebessüm nedenleri,macera kırıntılarıyla yetinen kadındır.
bir dizinin ona verebilecekleriyle * ondan alıcakları * arasındaki farkı iyi bilir.
yapıcak daha güzel ve anlamlı zaman geçirme yöntemlerine sahiptir.
ben dizi neyin izlemem deyip . ellerine kumanda yapışmış annelerimize örnektir . sakın başka yeri açmaya çalışmayın vallaha çıngar çıkar .
-mahmut kafanı çek göremiyorum .
-mahmut ses çıkarma be anlamıyorum .
-mahmut volümü aç .
-mahmut çaya bak demlenmiş mi ?
-mahmut masayı kurdum bir zahmet yiyiver . en güzel yerindeyim dizinin .
-mahmut ...
eğer yaprak dökümü'nü seyretmiyorsa alnından öpülesidir. yok, eğer lost seyretmiyorsa yazıktır, bir dönemin en baba muhabbetini kaçırdığına yanmalıdır.