Bugünlerde canıma okuyandır. Ben nereden bulayım taze fasulyeyi kardeşim? Bir de 4 gün boyunca öğlen akşam 4 kaşıkmış. Hadi buldum Haldeki fiyatı 9 tl imiş. Bana gelene kadar etten pahalı olur o. Bir de her gün illaki bir tatlı kaşığı susam. Gece gece tövbe tövbe...
Genelde kilo vermek için gittiğimiz doktorlardır. Kilo vermenin yollarını biliyolar güya ama hepsi kilolu kilolu. Büyük çelişki. Kendileri kilo veremiyosa bize nasıl verdiricekler?
Bu mesleği yapan insanların çoğu, Kola seven hastalarına light kolanın zararsız olduğunu ve diyetleri boyunca içmelerinde bir sakınca olmadığını der. Bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı ben kendi kendimin diyetisyeni oldum.
Ortodoks bir tıp anlayışıyla yetişen, bilginin tek kaynağının üniversiteler olduğunu zanneden, hayatın sırrını buldum ama kimseyle paylaşmam modundaki bilim adamsıları..
Her gelen danışanlarına glisemik indeksi düşük gıdalardan oluşan ortalama menüler yazan ama sanki her seferinde yepyeni bişey yapıyomuş gibi davrananlardır.
Hepsinin menülerinin standart olması gibi standart cümleleri de vardır. Örneğin;
Bu bir diyet değil yaşam tarzı diyerek ;bu işe bir süreç olarak düşünse sonunda kilo verebilecek danışanlarına; sonunda ışık olmayan bir tünele sokup bir kaç ayda kişiyi daha fazla yiyerek daha fazla kilo almaya neden olandır..
Ya da Yazdığımız diyette herşeyi yiyebilirsiniz, mesela baklava yiyebilirsin ama 1 dilimi 67 kez çiğneyerek, içli köfte de yiyebilirsin ama küçüklerinden iki taneyi 115 kez ısırarak, Kebap da yiyebilirsin ama yağını bir ekmekle süzüp onu tatsız tuzsuz hale getirerek şeklindeki yaklaşımlarının insana herşeyi yiyomuş izlenimi değil aksine hiçbir şeyi yiyemiyormuş hissini verdiğini anlayamayan meslek grubu..
Ortodoks bir anlayışla yetiştikleri için yeni olan herşeye şarlatanlık gözüyle bakarlar. Dukan mı şarlatanlık o. Ömür boyu o kadar çok et yemek çok sağlıksız. Oysa sadece diyetin ilk 3-5 gününde sırf et yersiniz. Diyetin diğer evrelerinde işin içine sebze ve sınırlı sayıda meyve de girer. Ama bunu anlayamayacak kadar kör bakarlar hayata. Çünkü üniversitede ki hocası öyle demiştir. Ya da Karatay mı çok sağlıksız o kadar yağlı et ve tereyağ yemek. Oysa çevremizde ne kadar 90 yaş üstü insan varsa hepsi tereyağ ile kuzu etiyle beslenmiş. Ama bunuda anlayamacak kadar sağırdırlar çevrelerine.. Çünkü okuldaki hocaları dedi ki onlara biz okulda bu konuyu araştırıp ispatlayana kadar herşey yanlıştır. Oysa hayatın kendisi bir araştırmadır.. Bunu anlayamazlar. Çünkü bu kadar cehalet sadece tahsille olur. Bunun da ötesinde ben Dukan la ya da Karatay la yarışmaya yetecek kadar bilgiye sahip miyim diye kendisinden bi haber meslek grubu..
Kendisine karşı teklifsiz yaşayıp kilo alan insanların 1-2 haftada bir denetimden geçip birilerine hesap vererek kendisine çeki düzen verme isteğini kimsenin bilmediğini ben biliyorum ve bir öğretmen edasıyla insanlara sağlıklı beslenmeyi öğretmeliyim, bir yaşam koçuyum hayat bilgesiyim ben şeklinde kendisine dair tuhaf bir algıya sahip meslek grubu..
üniversitelerin en az 4 yıllık beslenme ve diyetetik bölümlerinden mezun olan. sağlık için ayda bir gidilmesi, vücut analizi ve diğer standart ölçümlerin yaptırılması ve tavsiyelerine mutlaka uyulması gerekilen değerli insanlardır. çağımızın hastalığı obeziteyle savaşmak en büyük görevleri ve sorumlulukları arasındadır.
sağlık bakanlığı tarafından hep ezilmiş hakları verilmemiş ülkemizde hakettiği yerde olmayan meslek grubudur.
en kıytırık bölümden mezun olan kişilerin bile masası varken 2yıldır masası odası olmayan orda burda hasta bakan bir arkadaşım var. trajikomik. maaşı da en düşük memur maaşına yakın. seçmeyin seçtirmeyin.
genelde can sıkıcı insanlardır. ben çözdüm bak dünya güzeliyim gibi bir edayla eline bir çizelge öğün çıktısı uzatır. böyle yapacaksın, bundan sonra böyle yaşayacaksın diye. Erken kalk şunu atıştır, suyunu iç, kahvaltıya kadar böyle, sonra bu, şu, ara öğün, o öyle bu böyle. Yook onu unut., o saatte o olmaz, sanki tek işimiz elimizde o kağıtla yaşamak. kaliforniya mı lan burası. tabi onun tuzu kuru.
kişi vücudunun kan değerlerini hastalıkılarını değerlendirerek kişiye yaşam tarzı ve iş hayatına uygun bir diyet listesi ve ona uygun spor vererek bireylerin fazla kilolarından kurtulup sağlıklı bir hayata sahip olmasına yardımcı olan bir doktorluk bölümüdür.
3 5 sene sonra adımın önüne gelecek ünvan. ipini koparan bodycinin ve cerrah olamamış yeteneksiz doktorun burnunu soktuğu alandır ama asıl işi yapan diyetisyendir. respect pls
Uzman falan umrumda değil yok mu beni adam edecek bana eşlik edecek beni zayıflatacak boş vaktı olan hayır işlemek isteyen bir sözlük yazarı zorr çok zor çok kilo aldım..
izmirden lütfen.
Her zaman olduğu gibi sözlükte de bilinçdışı yorum yapılan meslek dalıdır.
Kişi iradesine sahip olamazsa zaten o kişiden bir bok olmaz. "Diyetisyene gidiyorum mecbur o kilolar verdirecek ama ben de midemi özgür bırakıp her şeyi indircem" mantığıyla yazarın büyücülükle eş tuttuğu meslek dalı olarak da düşünebiliriz.
Tek dalı kilo kontrolü değildir, bir çok hastalık vardır ki diyetine dikkat etmezsen tedavinin anlamı olmaz; böbrek hastalıkları, kalp - damar hastalıkları, diyabet vb.
Yemeyin içmeyin demedikçe insanlara dert olmuştur, bu nedenle brokoli ve soğanı blenderdan geçir suyunu iç, sabah kalk elma sirkesi iç, kilosu 50 liradan kinoa al, pişir.. diyen kişilere saygı duyar olmuşsunuz.
rahmetli dedem bu meslek güruhuna gidenler için şunu demişti.
"oğlum ben sığırım kararımı bilmiyorum sen beni yönlendir " demekmiş diyetisyenlerin işi.
düşününce hakkaten doğru demiş adam diyorum. neyi nasıl yemem gerektiği için doktora gitmek aptallık olsa gerek.
kişinin 30 yıllık yeme alışkanlıklarını, yaşam tarzını, hayat şartlarını, türk damak tadını hiçe sayarak eline liste tutuşturan , sonuçta başarısız olan meslek türü.
dünyanın en saçma olayı olan lisans tamamlama saçmalığı ile mağdur edilen mesleklerden sadece biridir. iş bilir Sağlık-Sen ve ortağı YÖK üniversitelerin ''olmaz'' görüşüne rağmen 2 yıllık sağlık bölümleri ön lisans mezunlarına sınavsız lisans tamamlama hakkı vermiştir. hem de bu bazı üniversitelerde uzaktan eğitim ile sağlanacak! yani bu ne demek oluyor?
1-) öss, lys, ygs gibi üniversite giriş sınavlarında yüksek puanlar alarak fizik tedavi ve rehabilitasyon, beslenme ve diyetetik, konuşma terapisi, ergoterapi gibi 4 yıl eğitim almış ve bu bölümlerin uzmanı olan insalar yok sayılıyor.
2-) fizyoterapi ihtyacınız olduğu zaman hiç hastaya dokunmamış, yaratıcı düşünce ile değerlendirme yeteneği olmayan insanlar sizi tedaviye alabilecek.
3-) işsizler ordusuna, dünyanın sayılı mesleklerinden sayılan bu meslekler de katılmak isteniyor.
lütfen birilerinin rant sağlaması için yapılan bu saçmalığa karşı bize destek olun.
--spoiler--
Daha önce Türkiye Fizyoterapistler Derneği olarak yaptığımız görüşmeler ve bize verilen bilgiler doğrultusunda sizlerle Lisans Tamamlama konusunda bir bilgilendirme yapmıştık. YÖK’ten aldığımız bilgiler Lisans Tamamlama programının Fizyoterapi ve Rehabilitasyonu kapsamayacağı yönünde idi. Bilindiği üzere fizyoterapistlik mesleği uzaktan eğitimle değil birebir pratik eğitim temellidir.
Fakat bugün açıklanan Lisans eğitimi listesinde fizyoterapide bulunmaktadır.
Bu konuda ilgili üniversite bölüm ve hocaları ile görüşülmüş bu hocalarımızın konu ile ilgisi fikri alınmadığı, bilgileri olmadığı görülmüştür.
YÖK okul,kontenjan arttırma gibi durumlarda fikir almadığı gibi bu konuda da okul ya da derneklerden fikir almamıştır.
TFD olarak diğer meslek örgütleri ile görüşülmüş ve mağdur olan tüm sağlık personelleri ile birlikte ciddi kararlar alınmıştır.
1. Öncelikle ve acil olarak yarın sabah avukatımız ilgili dokümanları tamamlamış olacak ve hemen yürütmeyi durdurma kararı alınması için gerekli mahkeme sürecini ve gerekli prosedürleri tamamlayacaktır.
2. Mağdur olan diğer meslek grupları ile beraber daha fazla ses getirebilmek adına eylem ve birlikte de mahkeme yoluna gidilecektir.
Konu ile ilgili olarak sizlerin destek ve önerileri bizler için önemlidir.
Birlikte hareket edersek sonuca ulaşmak daha kolay olacaktır.
TFD YÖNETiM KURULU
--spoiler--
