diyarbakırdaki köylere asılan, türkçe isimlerinin yanında kürtçelerinin de yazdığı tabelalardır.
olmaz olsundur.
resmi dili türkçe olan bir ülkede bu ikililiğin gereği yoktur.
bunlar kürtlerin özerkliğine giden yolda atılmış adımlardır.
daha ne kadar açılacak bakalım çok sevgili hükümetimiz...
ilk olarak ing dünya capında bir dil olarak istanbulun gçbeğinde ing. kelimelerin yazması gayet normaldir,fakat ülkemizde o kadar cok azınlık bulunmakta ki her birinin dilini kullanarak kendı yaşadıkları yerlerin isimlerini yazmaya kalkıssaydık,ülkemizdeki tabelaların sayısı 2 katına cıkabılırdı.Bunlarıda düşünmek gerek tabi.. yani diğer dilleride.
gayet normal olduğu halde garipsediğimiz durumdur. tıpkı türban durumu gibi.
efendim, ben rizeliyim. türküm. horasana kadar soyumun kaydı falan var. yani safkanım bazılarının tabiriyle. benim köyümün eski diye tabir edilen ismi rumcadır. devletin yeni verdiği isim ise türkçedir haliyle. yeni dediğime bakmayın 30-40 yıllık bu isimler. ancak, biz yine de rumca olan eski ismi kullanırız bahsederken. o orjinaldir çünkü. türkçe ismi benimsiyememişiz. üçüncü nesil şuan yeni isimle doğan, ama yok benimsenmemiş işte. orjinal olan güzeldir her zaman.
şimdi ben türk iken bu durumdan rahatsızsam diyarbakırı düşünün. adam kürt. köyde herkes kürt. sen ankaradan diyorsun ki köyün ismi türkçe olacak.
amed il sınırına hoşgeldiniz tabelası nasıl bir kürdistan adımı olabilir?
garip not: sözlükte kürdistan kelimesini kullananlara bakın. hepsinin türk olması ne garip bir durumdur.