gidip görülmesi gereken şehirlerimizden.. yemeklerini tadmadan, surlarını, camilerini, kiliselerini gezmeden, dicleye ve on gözlü köprüye nazır nargile içmeden de olmaz..
ancak bir an önce gitmeyi gerektirir..
türkiye'nin diyarbakır'ıdır. öyle kendine has, öyle kendine müsemma.
çıplak çocuklu, eller satan mendillerdir diyarbakır.
köfteli ciğlerdir, üzerine limon sıkılası.
el emekli, göz nurlu bakırcılardır; her darbe sesinde ninni ısmarlayan.
kaç kere gittin diyarbakır a?
kaç kere geçtin hazar gölünün kıyısından?
kaç kere gördün düzlüklerini?
kaç soguk çocuk elleri tuttun?
kaç gece tenefüs ettin karbonmonoksit kokulu, aralık ayını?
kaç kere aldıgın mendillere sildin gözyaşını?
atıp, tutma şehri degildir diyarbakır.
koca bir hasret, büyüyen bir yaradır!
Defalarca gittiğim hiç bir numarası olmayan şehir. Van çok daha yaşanabilir bir yer kanımca. PKK'nın istediği zaman kepenklerin kapandığı, ticaret hayatının çok sınırlı olduğu bir il. Benim görebildiğin en büyük işletme bir mermer ocağı idi. Ki o da kapanmadıysa.
Sosyal hayat ise daha "zavallı"dır. içki içilen yer yoktur dışarıda. Kızlı erkekli oturulan yer de azdır. Zaten, aileler de pek hoş bakmazlar buna. Bu nedenle, bu şehrin gençleri, genelde sokaktan görünmeyecek yerlerde buluşmayı tercih ederler. Gizli kapaklı işler çevirirler. aynı şey, içki ve benzeri olaylarda da geçerlidi. görünüşte içkili yer bile yoktur, ama içkinin her türlüsü (kalitesizdir gerçi), uyuşturucunun bir çoğu bölgede çok yaygın kullanılır. Evlilik dışı hamilelik, bütün diğer bölgede olduğu gibi yaygındır.
diyarbakır, chp nin ortanın solu döneminde bir chp kalesiyken, 80 den sonra giderek bu özelliğini kaybetmiş 80 in bu şehre verdiği o derbederlikle giderek radikal uçlara savrulmuş ve şu an siyasal kürtçülükle siyasal islamın en güçlü olduğu yerlerden biri haline gelmiştir.
osman baydemir e yüzde 70 civarında oy vererek açlığı, sefaleti, yoksulluğu sırf ideolojik görüşler uğruna tercih etmiş olan ilimiz. ne diyelim bu devlet size beş kuruş para vermezse hakkıdır. alın osman baydemir gibi birinin hayrını görün. ondan sonra şehrimizin ortasından kanalizasyon suları akıyor diye ağlamayın. kürtçe konuşan başkanınız var gene başınızda. yazık çok yazık.
"bir çok yazarın, ozanın yazılarına, dizelerine giren gizemli kent... kimi yazarın kaleminde ''sırrını surlarına fısıldayan şehir'' kimi yazarın kaleminde ise ''harcı, acı ve hüzünle karışmış ama umudunu her zaman diri tutmuş, ebedi kent''... bir erdemli yürek...tarihin başkenti...güneşin doğduğu yer..."
atatürk'ün fahri hemşerilik verdiği tek ildir aynı zamanda. insanlarını kendine yakın bulmuş olmalı. eleştirirken kemalist arkadaşlarımızın daha dikkatli olması lazım gelir sırf bu yüzden.
not: gerçi prosedüre göre fahri hemşeriliği belediye meclisleri verir. ancak atatürk zamanında kendisinden habersiz böyle bir kararın alınamayacağını takdir edersiniz...şehrin o güne kadar diyarbekir olan ismi atatürk tarafından hemşerilik telgrafında diyarbakır olarak yazılmasından sonra fiili olarak değişmiştir. daha sonra kanunla hüküm altına alınmıştır...
gel gör ki, benim polisime, askerime kurşun sıkılan şehir.
aşiret reisleri, kaçakçılıkla paranın dibine vursun, tek kuruş vergi vermesin, üretime katkıda bulunmasın, mercedeslerle gezsin. bizim kazandığımız 3 kuruş diyarbakır'a vergi olarak gitsin.
Girişiteki Diyarbakır tabelasına ve surdaki kapılara trekler giremez diye yazdığımız bize ait uğruna gözümüzü kırpmadan canımızı vericeğimiz şehrimizdir. Her ne kadar devletlerin siyasi oyunlarından işsizlik gibi sebeplerden dolayı insanının bozulduğu düşünülse de 100de 90ını yürekten insanların oluşturduğu bi kişi dışında hiç bi şeye değişmiyeceğim benim için dünyanın en güzel şehri. Bi aşkı dolu dolu yaşıcağınız sevdiğiniz inssanın yüzünü her yerde görebileceğiniz gerçekten kalpten içinizden geldiği gibi yaşıyabilceğiniz doğunun parisi olan surlarıyla ve karpuzuyla ünlü şehir. Bazen terketmeyi düşündüğünüz ama sizinle bütünleşmiş olan anadolunun incisi. Hakkını arayan insanları iki devletin sahiplerinin de ezdiği ama aslında ne pkklı olan ne de türk siyasetçilerin olan bizim şehrimiz.
Güneydoğu'nun yaşanılası ve güzide bir şehri. Oldukça başarılı bir Diyarbakır sanat merkezi'ne sahiptir. Sinema kulübü ile her ay seçilen avrupa sinemalarını gayet makul bir fiyata (en son 3 tl idi ) izleyebilirsiniz. Sanat merkezinde resim, fotoğraf sergileri söyleşiler ve konserler düzenlenmekte (askerde ücretsiz olarak flamenko dinletisine gidebilme şansına sahip oldum sayesinde teşekkürler.) Tarihi açıdan gayet zengin, gidip görülmesi gereken On Gözlü Köprüsü, Surları, Ulu cami'si , Süryani Sokakları, Cahit Sıtkı Tarancı'nın evi ve bunun gibi bir çok yer bulunur. insanları gayet sıcak kanlı, samimi ve içtendir.