yerinde bir davranış olacaktır. çünkü diyarbakır halkı bunu istiyor zaten ancak sonunda türkiye'nin desteği olmadan soylarının biteceğinden habersizdirler. bir iyilik yapıp "alın lan sizin olsun" deyip diyarbakıra kapıları tamamen kapatmak bunlara verilebilecek en güzel cezadır. öncelikle kıtlık baş gösterir ardından hastalık artar eminim. türklüğüyle övünen bütün görevlileri geri çektiğinde diyarbakır kendi kendini yer bitirir.
özünde türk yurdu olan ve ziya gökalp gibi müthiş bir yazarı yetiştirmiş olan toprakların türkiye'den soyutlanması mümkün değildir.
çünkü türklerin tepkisi diyarbakıra değil, sonradan oraya yerleşmiş ve halen istilasını sürdüren ahalisinedir.
bölücü olmaktır. bırakın kim ne yapıyorsa yapsın. bırakın kim kimin istediğini, arzu halini yerine getiriyorsa getirsin. biz kardeşçe yaşamayı, bir bütün olmayı öğrenemessek eğer, kendi halkımızı birbirimizi yersek, en başta ayrımı biz kendimize yapmışız demektir. bunun örnekleri zaten yıllardır göz önündedir. ben bu ülkenin tek bir toprağının, tek bir karışını bile bugün ülkeyi yönetenlerin yaptığı gibi başkasına satmam. aksine, onların yapamadığını, kendi amaçları uğruna türk - kürt halkını birbirine düşürmek yerine kardeşçe yaşamayı öğretirdim. hayal belki ama her şey istemekle başlar.
iran ırak suriye ile komşu ,
ot bile bitmeyen o boktan coğrafyanın bokunda boncuk bulmadık. dtp ye %70 oranında oy veren kitleye şunu demek lazım.
"madem sen orayı türklerle paylaşmak istemiyorsun , iran ırak suriye sınırında ben niye şehit oluyorum. sen şehit ol .ne halin varsa gör"
bizi istemeyeni biz hiç istemeyiz.
türkiyenin kaybedeceği soyutlamadır. türkiyesiz bir diyarbakır zaten otomatikman kürdistanın başkenti konumuna gelmek demektir. kuzey ırak petrolü diyarbakıra akar. batman petrolü de elden çıkar.
