iş için gitmiştim muhteşem yemeklerinin ve hasanpaşa hanındaki nefis kahvaltının tadı hala damağımda. özellikle sur bölgesi ve gezdiğim yerlerin viran olduğunu görmek ciddi derecede üzücü.
Surlar.
Sanat sokağında içilen çaylar.
Hasan paşa hanı.
Yeşil nohut.
Yıldız tilbe-kafam hafif dumanlı.
Gazi köşkü.
Son olarakta;
Selahattin eyyübi ruh ve sinir hastalıkları hastanesi, Bi de oranın lavaboları, bi de orda annemden aldığım telefonla gizli gizli yaptığım telefon konuşmaları. Bi de biri.
Eylem yapma, içi yolcusuz otobüs yakma (içi yolculu istanbul için), her türlü kamu binası, bilimum kamu malzemesi yakma parçalama(mobese, bank, durak, tabela vs), yeşil kart, kaçak elektrik, nevruz bayramı ve tekrar yukardakilerdir.
avutları çökmüş sıska,çiroz tipli,sırtlan bakışlı,esrarkeş,en dost görünenin bile insanı tedirgin ettiği, erkek olanların suratının belli yerlerinde bölük pörçük sakallları olan insanların öbek öbek kümelendiği şehir.
boyuna kilosuna bakmadan önüne gelene atar yapan, eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyen sonrasında, bundan sonra sen benim ahirete kadar abemsin ha, diyen delikanlılar da yok değil yani.