istanbul'da yaşıyorum, bazen elektrik bazen internet yatırılamadığı için kesiliyor, ama ben gene de kaçak kullanmıyorum çalmıyorum.
istanbul'u dinliyorum gözüm kapalı uzaklardan birisi rakısına buz atıyor benim bazen buzdolabımda yemek bile olmuyor ama ben devlete düşman olmuyorum, elime silah almıyorum.
istanbul'da yaşıyorum insanlar taksiye biniyorlar ama ben param yetmiyor diye binemediğim otobüse molotof kokteyli atmıyorum.
devlet bu güne kadar ne cebime bir kuruş harçlık verdi ne de al bunu ye diye iki gram yiyecek, ne yaptıysam kendim ne ettiysem kendime.
bu cümleleri kuran milyon insanın yaşadığı şehirdir istanbul'da hayat.
diyarbakır da oturuyorum. eylemler yapıyorlar bazı bazı. tanıdık tanımadık arabalar yakıyorlar.
insan komşusunun yada kendisinin malına zarar verir mi hiç?
sokakları caddeleri görmelisiniz. pislik içinde. pislik dediysem kağıt v.s. anlamayın. çöp tenekeleri, yanık lastikler, barikat yaptıkları kaldırımlar kısacası ne ararsan var. o yollardan geçerken pisliğinden nefes dahi almak istemem zaman zaman.
insan kendi mahallesini kendi caddesini bu hale getirirmi hiç?
hadi sokakların pisliğini geçtimde kalantor üç beş kürt yada ermenini tarafından hayatı sikilen bebeler ne olacak. üç beş tane yavşak milletvekili koltuğunda oturacak diye bazıları köle olacak. kaçak sigara alkol gelipte yakalandığında verecek bir kaçını gönderecek hapise veya taş verecek polise askere attıracak sırf insanlar gaza gelsin galeyana gelsinde başka partiye oy vermesin diye. bedava fedai. tamam 7-8 yaşındaki bebeler bunu düşünemiyorda 40- 45 yaşına geldiklerinde sigortasız eğitimsiz 15 çocukla aç sefil kaldıklarında utanmayacakmısınız?
insanları çaresiz bir hayata iterek siyaset yapılırmı hiç?
güya anne olacak kadınlar çocuklarını okula göndermeyerek eylem yapacaklar.
insan özevladı üzerinden siyaset yapar mı hiç?
sanırım türk- kürt arasında kuyruk acısı büyüsün karşılıklı diyaloglar kesilsin iki toplum birbirinden uzaklaşsın istiyorsunuz. yalnız hesaba katmadığınız şey ne bu topraklarda yüzyıllardır yaşayan, ileri görüşlü, vatanını seven, senin benim kadar bu vatana sahip çıkan kürtler istiyor sizler gibi faşist toprak ağası zihniyetli insanların kurmaya çalıştığı götle gülünesi düzeni nede yurdumun silah satışlarından, karışıklıktan nema yapmayacak zileli, çanakkaleli, iskenderunlu, sivaslı nüfusun %99,99 unu oluşturan vatan evlatları.
şuan tek sıkıntının anadilde eğitim olduğunu bazı kişilerden öğrendiğimiz şehir. şayet istedikleri dilde eğitim alsalar bu çatışmalar bitecek mi? elbette bitmeyecek. peki bitmeyeceğini bilip de dansöz gibi kıvıran kişilere ne demeli ? onlar hep vardı zaten ve hep olacaklar...
ankara'da yaşıyorum. aksamları televizyon izliyorum 2-3 güne bir muhakkak diyarbakır'da patlama, gösteri vs. olaylar oluyor izliyorum. en önde çocuklar oluyor hep nedense sonra bir öğretmen olarak acıyorum o taş tutan ellerde kalem olsa; o olaylara neden olanlar kalemlerle dile getirilse diye düşürünürüm. türkiye'de yaşamak böyle birşey. diyarbakır'da bir bomba patlasa sesi, acısı ankara'dan istanbul'dan duyulur.
diyarbakır'da oturmuyorum. istanbul'da yaşıyorum. haberleri izliyorum mümkün mertebe. her farklı görüşü saygıyla dinliyorum. kimseyi etiketlemiyorum. hayatın merkezine insanı koyuyorum. bakıyorum elinde taş çocuklar, molotof kokteyli tutan bıyığı yeni ter tutan ergenler. ülke savaş alanı mübarek, yakılan yıkılan hayatlar, yanan sönen ocaklar. küçücük çocuklar insan hayatının değerinin farkında bile değilken neyin savaşı için mücadele edebilirler? güldürmeyin insanı.
--spoiler--
istanbul'da yaşıyorum. filistinde israil askerine taş atan ve israil askeri tarafından katledilen çocukların yasını tutuyorum ama iş diyarbakır'a ya da diğer kürt illerine gelince orada öldürülen ceylan önkol, uğur kaymaz gibi çocuklara nedense üzülmüyorum. filistinlilerle zaten 1000 yıldır beraber yaşıyoruz ondandır belki.
--spoiler--
velhasıl adana'dan, kayseri'den, erzurum'dan daha güzel ve sakin bir şehirdir. insanlar ortada hiçbir neden yokken birilerini öldürmez. mesela diyarbakır'da kimse oruç tutmadığı için öldürülmemiştir, kimse kürtçe veya türkçe konuştuğu için linç edilmemiştir. mesela dicle üniversitesinde okuyup da okulu bırakmak zorunda kalmaz kimse politik nedenlerden dolayı. bu yüzden konya'dan, muğla'dan, hatta ankara'dan bile güzeldir.