diyarbakır cezaevinin yıkılması normal bir yıkım değil, bir bilinç yıkımıdır.. 80-84 yılları arasında işkenceyle hayatlarını yitiren, cezaevine yürüyerek girip sakat çıkan veya hiç çıkamayan onlarca insanımıza karşı yapılacak olan büyük bir ayıptır müze ya da anıt yapılmaması..ne yapılırsa yapılsın, diyarbakır cezaevi bilenler için her zaman utanç kaynağı olarak hatıralarda kalacaktır...ve elbet bir gün o yılların da hesabı sorulacaktır..
türk devleti kendi gerçeği ile yüzleşmek istiyorsa, dahası insanlık(!) kendi gerçeği ile yüzleşmek istiyorsa müze yapılması gereken zindandır. orada yakın tarihin insanlık vahşeti yaşanmıştır; insanlara dışkı yedirilmiş, ağır işkenceler uygulanmış, tecavüz edilmiş ve daha nica suç işlenmiştir insanlığa karşı...
orası aynı zamanda umudun yeşerdiği yer olmuştur.. nice yiğitler zulmü protesto için direnmiştir...
bitmedi o kavga sürüyor sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek...