offf ne ayar ama. çok pis sinirlendik. çok üzülüyorum keko diyabakır'a gidemediğim için. dresden'e, chemnitz'e, leipzig'e, münih'e, budapeşte'ye gittim. ama hiçbiri bir diyarbakır değil. o bilimsel, o sanatsal ortam. de mi acayip eksik kaldım şu an... yani konunun bir ucu da aslında diyarbakır'a gidip gitmemenin ne kadar önemi olduğu. ne var diyarbakır'da: bol miktarda müze ve kütüphane kundaklayan, 1950 yılında kent olgusu ile tanışmış vahşi bir topluluk. öyle ki insanları kentine sokmamakla övünüyor. haliyle modern bir insan diyarbakır'a gitme nedeni haliyle kültür, sanat ve medeniyet olmaz. doğa desen o da yok.
diyarbakır'a biz değil, götünü istanbul'a, izmir'e, aydın'a yayıp oradan kürdistan isteyen tek kaşlı hayvanlar gidecek, medeni bey.
bir ayn el araba gitmeyip burada polise saldırıp sonra ışid e direndik deyip büyük ülkelerin ışid i bombalamasıyla zaferi kendilerinin kazandığı havasına bürünme zavallılığı değildir.