bugün

doğru söyleyeni gerçekten dokuz köyden kovuyorlarmış.
bunu ben söylemiyorum arkadaş, nefsimden konuşmuyorum, bu senin dinin değil mi? araştır, sorgula, rabbiniz size aklınızı kullanın demiyor mu? ezbere yapmayacağız. şayet aksine bir delilin varsa gel anlat. ha eğer yoksa boş konuşma. kuran ve sünnet'e göre doğru zamanı insanlık ediyor ve size aktarıyorum diye yalancı oluyorum !
iyi o halde gecenin köründe niyetlenin boşuna aç kalın, üstüne birde vakit girmeden sabah namazını kılıp yatın -vakit girmeden kılınan namaz ne kadar kabul olursa tabi-.

gerçi taasupçu insanlara ne desem boş öyle değil mi?
neticede islam da hiçbir delili olmaksızın babanın öz kızına şehvet duyabileceğini söyleyen akılsızlar ne anlar fecr vaktinden !
ayette sizce beyaz iplik siyah iplikten ayrılınca geçiyor ancak bugünkü sistemde bunu görmek mümkün değil. hassas gözlem aletleriyle görülüyor. oysa ki 1400 yıl öncesinde hassas gözlem aygıtları yoktu. bu ölçümü osmanlı da bir adan yaptı. güneşin atmosfere ilk giriş zamanını ele alarak hesaplandı bu imsak vakti. yani gözle görülmesi mümkün değil.

not: anlamsız cümleler kurmuş olabilirim uykuluyum. vesselam
Türkiye'de de diğer müslüman ülkelerde de Coğrafya bilimi oldukça kötü durumda.

Bu konuyu ilahiyat Fakülteleri değil Coğrafya fakülteleri çözer.
Konuyu dallandırıp budaklandırmadan basite indirgersek:

Kuran güneş Doğana kadar yiyin, için. Güneş batana kadar ise ağzınızı kapalı tutun demiş.

Neden güneşin doğumu beş buçuk iken 3.45'te yiyip içme bırakılıyor?

insanların kafasındaki soru bu.

Güneşin atmosfere girilmesinden, hesaplamanin geliştirilmesinden bahsedilmiş. iyi de buna kim neden gerek duydu?

Kitaptaki ifade çok net.
Eskiden gözle görülüyormuş da şimdi görünmüyormuş yok teknolojik gelişmeymiş. Yok efendim koskocaaaa diyanetten daha mı iyi bilecekmişiz de ne anasının gözü astrologlar çalışıyormuş da tedbir saatiymiş. iyi de kardeşim kitapta ey koskocaa diyanet, ey ilim adamları yazmıyor ey iman edenler yazıyor o kitapta. Hangi hocanın bilmem kimin neyi ne kadar desteklediğinin hiçbir önemi yok. Varsa teknik olarak Hristiyanlığı benimsemek gerekiyor. Kitapta basitçe yazılmış yazı varken sırf ayrıntının dibine düşmek için vesveseye düşüp şile'ye gidip dağa çıkıp geceyarısı aletle foton aramanın lüzumu var mı? Buraya harcadığımız enerjimizi üretmek için bilim için gelişmek için harcasak ya... Lütfen sizin yerinize başkası düşünmesin. Eğer inanıyorsanız bilin ki kitabı düşünerek ve sorgulayarak okumaktan sorumlusunuz; sizden hiçbir farkı olmayan insanların ağzındaki sözden, fetvalarından değil. Yav allah sana geceyle gündüzü ayırt edebildiğin vakte kadar ye demiş allahın doğrudan kuluna bildirdiği gayet açık bilgi. Biz de ne yapmışız yok allahim senin verdiğin gözle ben ayırt edemem ama yetkili abilere benzeyen birileri ölçmüş tartmış 1 saat erken olması gerektiğine karar vermiş ben o zamana kadar yerim. O zaman tebrikler kardeş.
Artık saat diye bir olay var. Hesaplanabilir.
Az medeni olun lan imam hatipliler.
Ne kaybedersiniz.
Kafa hala iplikte olunca oruca her yıl aynı sallama : benim imsakiyem senin imsakiyeni döver.
Konu tarikatların diyaneti itibarsızlaştırma çabasıdır.
Yani sinema her yıl aynı sinema.
hakkında açıklama yapılan konu.

AÜ Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özdemir, "imsak saatlerinin belirlenmesinde fecr anını son derece duyarlı hassas cihazlarla tespit ettik. Saniye mertebesinde duyarlı sonuçlar elde ettik. Bir tereddüde meydan yok." dedi.

Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sacit Özdemir, "imsak saatlerinin belirlenmesinde fecr anını son derece duyarlı hassas cihazlarla tespit ettik. Saniye mertebesinde duyarlı sonuçlar elde ettik. Bir tereddüde meydan yok. Bu konuda iddiada bulunanlar hiçbir bilimsel veriye dayanmadan konuşmaktadır." dedi.

Ramazanda gündeme gelen imsak tartışmalarına ilişkin AA muhabirine konuşan Prof. Dr. Özdemir, ufuk aydınlanma zamanlarının gözlemsel yolla tespiti konusunda Diyanet işleri Başkanlığının yürüttüğü gözlemsel proje hakkında bilgi verdi.

Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri ile Diyanet işleri Başkanlığı Vakit Hesaplama bölümündeki uzmanların ortak bir çalışma yaptığını aktaran Özdemir, bu çalışmada 50 aletsel gözlem, 56 denek gözlemi gerçekleştirdiklerini bildirdi. Aletsel gözlemlerin 28'ini yatsı zamanında 22'sini imsak vaktinde, denek gözlemlerin ise 35'inin yatsı vaktinde 21'inin ise imsak vaktinde gerçekleştiğini kaydeden Özdemir, tan ve fecr vakitlerinin ne zaman gerçekleştiğini veya son bulduğunu belirlemeye çalıştıklarını söyledi.

Gözlemlerin yurt içinde 6 ayrı merkezde, yurt dışında ise 2 ayrı merkezde yaptıklarını belirten Özdemir, şunları kaydetti:

"Bu gözlemlerimizde imsak anının, güneşin ufkun yaklaşık 18 derece altındayken gerçekleştiğini kanıtladık. Sayısal olarak bulduğumuz değer -17,8 derecedir. Bu takvimlerimizde verilen saatle tamamen uyum içindedir. Yatsı vaktinde yaptığımız gözlemlerde de takvimlerimizdeki, ufki aydınlığın kaybolduğu ana denk gelen yatsı vaktiyle tamamıyla uyum içinde çıkmıştır. Bu yönüyle kamuoyu imsak ve yatsı vakitleriyle ilgili Diyanet işleri Başkanlığımızın yayınladığı yayınladığı takvimlerden en ufak bir şüphe duymalarına gerek yoktur."

"Fecr vaktinin iki türü var"

"Fecr" vaktinin iki türü olduğunu ifade eden Özdemir, bunlardan birincisinin Fecr-i Kazib denilen yalancı fecr olayı olduğunu, bunun da hadiste belirtildiği üzere "Kurt kuyruğu şeklinde diklemesine" bir yapıya sahip olduğunu ifade etti.

Özdemir, Fecr-i Sadık denilen gerçek fecr olayının ise yatay olarak ufukta başlayan aydınlanma olduğunu kaydederek, Hazreti Muhammed'in oruca başlama vaktini konu alan şu hadisini hatırlattı:

"iki çeşit fecr vardır. Kurt kuyruğu gibi diklemesine olan fecir (Fecr-i Kazib), herhangi bir şeyi ne helal ne haram kılar. Ufukta genişliğine/enlemesine yayılan fecre (Fecr-i Sadık) gelince, işte sabah namazı o vakitte kılınır, oruç zamanı sahur yemeği de o vakitte haram olur."

"Yalancı fecri, ışık kirliliği olan bölgelerde görme şansı yok"

Yalancı fecr denilen olayı, şehir içerisinde ışık kirliliği olan bölgelerde görme şansının olmadığını vurgulayan Özdemir, uzman olmayan kişilerin bu gözlemleri yapmaları durumunda fecri sadık ile yerel aydınlanmadan kaynaklı ışık kirliliğini birbirinden ayırt edemeyeceklerini söyledi.

Özdemir, 2016'da uydu verilerine dayalı olarak elde edilen "Dünyanın Işık Kirliliği Haritası"na dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Avrupa kıtasında karanlık bölge kalmamış, ışık kirliliğinden o kadar muzdarip durumda. Bu tür yerlerde bırakın yalancı fecr gözlemini gerçek fecr anını algılamak bile zor bir gözlemdir. Aynı şekilde Anadolu topraklarında da hiçbir karanlık bölgenin kalmadığını görüyoruz. Biz burada ne kadar gözlem yaparsak yapalım yalancı fecr olayını görme şansımız bulunmuyor. Nitekim buradaki gözlemlerimizin hiçbirinde de yalancı fecr olayına şahit olamadık."

"imsak anıyla yüzde 100 uyumlu"

Yaptıkları çalışmalarda imsak vaktini, elde ettikleri eğrilerden çıkardıklarını anlatan Özdemir, "Buradan çıkan sonuç gözlemsel zamanla takvimlerimizde verilen imsak zamanı arasındaki fark sadece 25 saniye çıkmış. Gözlemsel sonucumuz, kesinlikle takvimlerimizdeki imsak anıyla yüzde 100 uyumludur. Bu kadar hassas ve duyarlı ölçümler yapabiliyoruz." dedi.

Özdemir, "imsak saatlerinin belirlenmesinde fecr anını son derece duyarlı hassas cihazlarla tespit ettik. Saniye mertebesinde duyarlı sonuçlar elde ettik. Bir tereddüde meydan yok. Bu konuda iddiada bulunanlar hiçbir bilimsel veriye dayanmadan konuşmaktadır." diye konuştu.

"iddialar, güçlü bir bilimsel zemine dayalı değil"

imsak anı gerçekleştikten sonra aynen ayette belirtildiği gibi siyah ip olarak ufku, beyaz ip olarak gökyüzünün alınabileceğini belirten Özdemir, "Gökyüzü her geçen saniye giderek beyazlaşmak suretiyle yatay bir beyaz ipe dönüşmektedir. Ufuk ise karanlığını muhafaza etmek suretiyle aynen bir siyah ip konumundadır. Ayette tasvir edilen sahne aynen burada kaydettiğimiz sahnedir." ifadelerini kullandı.

Diyanet işleri Başkanlığının takvimdeki saatlerini kabul etmeyen çevrelerin güçlü bir bilimsel zemine dayalı iddiada bulunmadıklarına dikkati çeken Özdemir, fecr zamanına ilişkin çektikleri fotoğrafları kanıt olarak gösterdi.

Özdemir şöyle devam etti:

"Kendilerince ortaya koydukları ve Din işleri Yüksek Kurulunun ifade ettiği gibi fıkhi zayıf görüşlere dayanarak, bir saat sonrasının imsak olması gerektiğini iddia ediyorlar. Halbuki bu parlama giderek yükselen bir eğilim gösteriyor. Bu olay kesinlikle fecr anının, ufuktaki yatay parlaklığın anını göstermekte. Bazı çevrelerin iddia ettiği bir saat sonra biz bu resmi çekmiş olsaydık, fotoğraf makinesindeki bu resim patlamış, aşırı doyuma ulaşmış şekilde karşımıza çıkıyor. O anının fecr olamayacağı açık ve seçik kanıtlanabilir. Biz o saate kadar gözlemlerimizi dahi sürdüremiyoruz. Fecr anının o an olma ihtimali bilimsel olarak kesinlikle mümkün değil."

Kameri ayların başlangıcını tespit etme konusunda önemli bir olay olan "ilk hilalin görünmesi"nin, aletle ya da çıplak gözle görülmesi konusunda bazı fıkhi görüşlerin varlığına işaret eden Özdemir, Diyanet işleri Başkanlığı'nın "hükmi ruiyet" yani insan gözü görmese de aletsel görünümü kabul ederek hicri aylara başlandığını söyledi.

Hilali, insan gözüyle görmenin değişken atmosfer şartlarından dolayı her zaman mümkün olamadığına dikkati çeken Özdemir, "Gözlemsel ve teorik olarak ayın ne zaman gökyüzünde nerede ve hangi evrede bulunduğunu saniye duyarlılıkta hesaplayabiliyoruz." dedi.

"Ramazan bayramına beraber başlayacağız"

Ramazan ayının hilal görünme haritasına bakıldığında islam ülkeleri arasında ramazan ayına başlamada bir itilaf görünmediğini dile getiren Özdemir, "Tüm islam ülkeleri beraber ramazana başlaması gerekir. Çünkü ramazan ayının hilal görünme haritasına baktığımızda tüm islam ülkelerinin beraber başlaması gerektiği sonucuna ulaşabiliriz. Şevval ayının aynı günde başlayacağını, ramazan bayramına beraber başlayacağımızı tahmin ediyorum" yorumunu yaptı.

Bu konudaki en büyük itilafların hilal görünme haritasının batıya kaydığı durumlarda ortaya çıktığını kaydeden Özdemir, o zaman Diyanet işleri Başkanlığının uyguladığı hilalin insan gözüyle görülebilecek konuma geldiği an devreye girdiğini ifade etti.

Dünyanın küresel bir köye dönüştüğünü ifade eden

Özdemir, "Başka bir bölgede hilalin görülmesi başka bir bölgedeki Müslümanı haberdar etmeye imkan vermekte. O yüzden oradaki Müslüman da hükmü rüyeti kabul etmek suretiyle kameri ayına başlamasında fıkhi olarak bir sakınca bulunmamakta." dedi.
Bilimsel veriye falan gerek olmadan görülen gerçektir. Lan geç kaldırdılar sahura, bakıyorum ezan okunuyor ama zifiri karanlık. yemeye içmeye devam ediyorum hala öyle 1 saat geçti hala öyle. Güneş vaktine göre ayarlasanıza şunu. 5 senedir falan durum böyle kesin fetöcü itin teki ayarlıyor bu saatleri. Cahil müslüman kesim de sorgulamadan biat ediyor. Hadi kışın o kadar sıkıntı olmaz da 17 saat oruç tuttuğumuz şu zamanlarda biraz izan be amacınız insanları oruçtan uzaklaştırmaksa orası başka.
Dağın başındaki adamla senin deniz seviyesinden gördüğün aynı değil. Uçakla seyahat edenler bilir, yerdekiler karanlıktayken uçağın içindeki kişi güneşin doğduğunu havanın aydınlandığını görür. Buna göre yapılıyor hesaplamalar, sizin düz mantığınıza göre değil.