diyanet iyice kendini sultan falan sanmaya başladı. Son olarak otobüs seferlerini namaza göre ayarlayın diye buyurdu.
neymiş millet öyle istiyormuş. özel sektörde milletin bir şeye talebi olsa hemen onunla ilgili boşluk doldurulur hatta avrupalı gelir namaza oruca göre otobüs firması kurar serbest piyasa budur. Yoksa komünistler gibi halka sen şunu seveceksin sen şunu bunu yiyeceksin gibi sen istemeyeceksin ben senin yerine ne yapacağını söylerim ne istemen gerketiğini söylerim kafası liberallik değildir despotluktur. Diyanet iyice çizgiyi aşmaya eski sovyet politbürosu ve çin halk cumhuriyeti komünist partisi gibi hayat tarzı emretmeye başladı.
Diyanetin son yaptığı deizm açıklaması dini bile işine geldiği gibi yorumlayıp yaşamak isteyen deistler tarafından yine yanlış anlaşılmıştır...
imanın şartlarında;
* allah' a inanmak
* peygamberlere inanmak
* meleklere inanmak
* kitaplara inanmak
* ahiret gününe inanmak
* kaza ve kadere inanmak, vardır.
deizm ise;
kehanetlerin, mucizelerin, dinsel dogmaların, demagojilerin ve kaynağı ilahi ilan edilen dinlerin reddinden dolayı peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günâh, ibâdet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet, cehennem, ahiret ve kader gibi kavramların bu inanışta yeri yoktur, der.
ali erbaş yaptığı açıklamada; deizme inandığınız, bağlandığınız, tam iman etmediğiniz sürece cenneti göremezsiniz demiştir. çok da doğru söylemiştir.
diyanet işleri başkanlığı bir devlet kurumudur ve burada görev alan kişilerin de her konuya devlet ciddiyeti ile yaklaşma sorumluluğu vardır. dolayısı ile bu kurumun, atv kanalındaki nihat hatiboğlu gibi halktan gelen her soruya ulu orta cevaplar üretmesi, ürettiği cevaplarda da yanlış anlamalara meydan vermesi kabul edilemez.
islam ahlakına sahip olanların diyaneti aklama cümlesidir. Yerseniz.
Aynı ahlaktan bahsedenler hadi ensest demeyeyim çünkü kuran'da yok ama pedofiliye, çok eşliliğe, muta nikahına karşı çıkamazken eşcinsellik gibi doğal ve etik olan bir yönelime ahlaksızlık der. Yine yerseniz.
Dinleri hakkında bilgi edinecekleri en açıklayıcı kurumdan, üstelik kendi dillerinde yayınlanan bir fetvanın dahi yanlış anlaşıldığını düşünen insanlar, kendi dillerinde olmayan bir kitabın anlaşılmasının neredeyse imkansız olması gerektiğini de kabul etmeliler. Ama bunu kabul etmek de Kuran'a (Enam/38 - Nahl/89 - Hud/1 - Ankebut/51 - Kıyame/19 - Kehf/109) karşı çıkmaktır, dinden çıkmaktır, mürted olmaktır. Çıkın işin içinden çıkabilirseniz dedirtir adama.
atatürkün bu kurumu ne amaçla kurduğu bellidir.bilmeyip dinimize saldıran sapık iblisleri kendisinden başka tengri olmayan allaha havale ediyorum.mevzuya gelince dikkat kes bizim bazı hınzır arkadaşlarda burayı arayıp salak saçma sorular sorardı bu soran adamlarda üstelik hafızdı...
lafı uzatmayacağım millet kuranı müslüm gürses şarkısı dinler gibi dinliyor başta diyanettekiler... ne diyaneti hıyanet hıyanet türkün ve müslümanın son başbuğuna hıyanet,allaha ve bütün peygamberlerine hıyanet ve alayımıza hıyanet...
Diyanetin artık tamamen yanlış bir kurum olması dolayısıyladır. Kaldı ki fetvalarda anlaşılmayacak bir şey yok, zira Baba kız arasındaki ilişkiyi babanın sertleşmesi, kızın kalbinin heyecanla çarpması şeklinde tasvir ediyor adamlar. kız 9 yaşından küçükse bu marazi şehvet dini açıdan sorun yaratmıyor, yani adam hem karısını hem de kızını aynı anda götürebiliyor. Üstelik her bir cümlede dini referanslarla destekliyorlar cevabı. Yani her şey açık ve net.
bunlara rağmen gerçek islam bu değil deyip çekiliyoruz, sonra çekildiğimiz yerde bakıyoruz ki inandığımız şeyde islam'dan eser yok.
okuduğunu anlamaktan aciz barzoların olduğu yerde yadırganmaması gereken durum.
eleman zaten islam düşmanı. bir bok olsa da müslümanlara hunharca küfretsem diye pusuda bekliyor. ancak bu tipleri ciddiye alıp rezil etsen dahi iki gün sonra aynı şeyi yapacak, değişen bir şey olmayacak. o yüzden bu barzolara laf anlatmak yerine gerçekten konuyu bilmek isteyen iyi niyetli insanlara yönelik sözler söylemek daha doğru.
şimdi ciddi ciddi "kızınızla ilişkiye girebilirsiniz" fetvası verildi sanan bir yığın kazma var. nefretin, aklı bu denli örttüğünü de görmemiştim.