çok çok teknik ve karmakarışık bir konu zannedilen mevzu.
ancak alimlerin bildiği sanılyor fakat ben çocukların bile anlayacağı şekilde anlatacağım meseleyi. şimdi saat 1, zifiri karanlık. saat 2 oldu, yine zifiri karanlık. saat 3, zifiri karanlık. ama o da ne? ezan okunuyor! şimdi bu ezanı kim okudu? niye okudu? ezanın okunma zamanını ne belirler? bilenler bilir, bu vakte "fecr-i sadık" denir. yani gün ışınlarının yatay hale gelmesi ile başlar ezan ve güneşin doğmasıyla sabah namazı biter. peki ortada ışığın tek molekülü bile yokken bu diyanet gecenin yarısı niye ezan okuyor? çünkü uyduyla uzaydan gözlemler yapıp takvim oluşturmuş. 200 km yukarıdan bakıyor güneşe. peki peygamber nasıl sabah namazına girdiğini anlıyordu? uyduyla mı ölçmüştü? peygamberden sonra gelen 1500 sene müslümanlar nasıl namaz kılıp, oruca başladı? uyduyla mı sizce? değil tabi. onlar pencereden ufka baktılar, güneş ışığı yayılmış ise tamam deyip kıldılar. yani ayette geçen "beyaz iplik ile siyah iplik ayrılana kadar yeyip için" cümlesindeki beyaz iplik ışıklar, siyah iplik de yeryüzü. ufkun görünüşünü kast ediyor. diyanet bize şaka mı yapıyor acaba? bir de erken okuyorsunuz deyince "siz alimlerden iyi mi biliyorsunuz" diyorlar. mübarek, hangi alim uyduyla oruç tutun demiş!?