"türkçe kuran okumak caiz değildir" şeklindeki açıklamadır. Alemlerin rabbi türkçe bilmiyor mu ? Sebebi ne ben anlamadım. Dua ederken de türkçe etmiyor muyuz? Kuran'ı arapça okuyunca kimse anlamıyor ki? Ben bu konuda bilgisizim kusura bakmayın. Gerekçesi ne sadece bunu bilmek istiyorum.
lafı kıçından anlamamak lazım gelir. Adam gibi okursan türkçe okumak caiz değil demiyor. Namazda türkçe okumanın artpça okumak yerine geçmeyeceğinden bahsediyor. Aydınlanmak içinse sadece türkçe okumanın anlamını karşılamadığı tefsirle desteklenmesi gerektiğinden bahsediyor.
Bizde şu okumadan yazanlar var ya,
işte onlar en büyük cahiller...
Diyanet işleri başkanı yetkiyi kimden aldı acaba, arapçanın yerine geçmez falan diyebiliyor. Din konusunda bizim inancımıza göre son yetkili peygamber değil midir ? Adama bak kabul etmiyor yapılan ibadeti. Sen kimsin la ?
Edit: Eksileyenler, allah yerine konuşamazlar kısmını mı yoksa son peygamber hz. Muhammed kısmını mı eksilediler acaba ? Yoksa dolaylı yoldan akp’ye karşı bir şey yazılması mı sadece konu ?
Bu açıklamadan anladığımız kadarıyla, siz türkçesini okumayın, bilgilenmeyin, cahil kalın, biz de sizi istediğimiz gibi sömürelim demek istemiş. Koskoca yaradan, Kuran'ın Türkçe okunmasını mı dert edecek? Hani evrensel dindi. Ana dili Arapça olmayan ya da sonradan Arapça öğrenmemiş biri, Kuran'ı Arapça okusa ne okumasa ne? Diyanet, sadece birilerinin Kuklası durumuna geldi. Her açıklamasında ayrı bir karmaşıklık var. Arapçadan Türkçeye yüzde yüz çeviri yapılamaz. Zaten hiçbir tercümede de böyle olamaz. Kuran'ı tam anlamıyla öğrenmek istiyorsan, Arapçayı mükemmel seviyede bilmek şarttır. Arapça da zor bir dildir. Her babayiğidin harcı da değildir ki. Arap harflerini öğren, sonra da oku. Yine bir şey öğrenilmez be. Gramere ve kelime haznesine hakim olmak gerekir. Arapça okumak artı bir sevap kazandırıyor galiba. Çözemedim bu işi.
Eee o mantıkla bütün dünyadaki Müslümanlar arapça konuşsun
Hristiyanlar Hz isa'nın dilinden konuşsun
Önemli olan kalben dua etmektir
Misal eski Türklerde gök tanrı inancı vardı
Göklerden gelen bir yaratıcı inancı vardı.amma velakin adamlar arapça bilmiyor
Arapça dua etmemiş
Yandılar o Zaman ha
Topu cehennemlik...
ibadet dille yapılmaz
Kalple olur
Eğer adamın içinde Allah inancı varsa
isterse Mozambik kabilesi diliyle dua eder
Diyanetin yaptığı Arap yalakaligindan başka bir b.k değil..
türkçe kuran caizdir. sonuçta arapça dili öğrenme şansımız yok, anadil seviyesinde öğrensen de, ona rağmen kuran'ı doğru okuyabilmek kolay iş değil, ayrıca kuran eğitimi gerektirir.
mesela basit bir örnek vereyim. Mesela şu, fatiha suresinin türkçesi:
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Hamd, Alemlerin Rabbi
Rahman, Rahim
Hesap ve ceza gününün maliki Allah'a mahsustur.
Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
Bizi doğru yola,
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine ve sapkınlarınkine değil."
şimdi mesela burada zaten "rahman", "rahim", "hamd", "rabb", "malik" hepsi orijinal arapça dilinde de yer alan kelimeler. türkçe çevirilerde de aynen bu şekilde kullanılmış. çünkü bazı kelimelerin türkçe dilinde karşılığı yok. "rahman" kelimesini "esirgeyen" olarak çevirmek onun karşılığını tam olarak anlatmıyor. "rahim" kelimesi, merhamet kelimesinin kökünden geliyor ama bunu "bağışlayan" diye çevirirsek tam anlamını karşılamış olmaz. o yüzden çevirmenlerin çoğu "esirgeyen ve bağışlayan" yerine "rahman ve rahim olan" diye çeviriyorlar.
bu tip arapça-türkçe karşılıksızlıklarını geçtim, mesela yine bu surede "gazaba uğrayanlarınkine" derken kim kastedilmektedir? allah'ın gazabına uğrayanlar kimdir?
türkçe meal şeklinde okumak caiz midir değil midir bilemem ama doğru anlayabilmek için yeterli olmadığını kesinlikle söyleyebilirim.
bu nedenle meal ve tefsir olarak okunması gerekir. arapça bilmeniz gerekmez, sonuçta ömürlerini bunu araştırmaya adamış insanların yazdığı tefsirler var, onlar gayet okunabilir, ve tefsir okumaya da "caiz değildir" diyenin alnını karışlarım, diyanet miyanet tanımam.
hz muhammed'in sünnetine başkaldırı olan açıklamadır.
diyanet "türkçe kuran caiz değildir" dediyse, hz muhammed'in yaptıklarını reddetmiş, hz muhammed'in dinini inkar etmiş ve de şirke bulaşmıştır. açık ve net.
gerek türkçe ezan, gerek türkçe kuran ve ibadet dinen gayet caizdir.
aslında dincilerin, din tüccarlarının çok iyi bildiği, ama kafir oldukları için kabul etmedikleri bir gerçektir bu.
bakınız, bununla ilgili hadisler var.
selman-ı farisi, hz peygamber'in cennetle müjdelediği 3 kişiden biridir.
--- spoiler ---
cennet üç kişiye iştiyak (şiddetli arzu) duymaktadır: alî, ammâr ve selman...
--- spoiler ---
ve kendisi bizzat hz muhammed tarafından "ev halkı"ndan sayılmıştır.
hz peygamber'e bu kadar yakın ve o'nun tarafından bu kadar sevilen bir sahabe olan selman-ı farisi, adından da anlaşılacağı üzere iranlıdır.
o'na iranlılara islamı öğretmesi söylenmiştir.
lakin iranlılar, arapça anlamamakta, bu yüzden selmanı farisi'nin anlattıklarına ilgi göstermemektedir. bunun üzerine o da hz muhammed'e gider ve islamı farsça anlatmak için izin ister.
daha sonra da iranlıların talebi üzerine fatiha suresini farsça'ya çevirip onlara anlatır.
--- spoiler ---
iranlılar selman-ı fârisî'den, kur'ân'ın birinci sûresi olan fâtiha'yı acemce (farsça) yazıp kendilerine göndermesini istemişler. selman'da bu sûreyi acemce yazıp kendilerine göndermiş ve bunlar dilleri arapçaya yatıncaya kadar namazlarda fâtiha'yı farsça okumuşlardır.
--- spoiler ---
bundan başka, imamı azam ve ebu hanife'nin de ana dilde ibadet ile ilgili içtihatları vardır.
ama günümüzde dini insanları sömürme aracı olarak kullanan siyasal islamcı zındıklar, müslümanların inandıkları dini anlayıp, ana dilde ibadet etmesine müsade etmezler.
insanları anlamadıkları bir lisanda ibadete zorlayıp korkuturlar.
hiç şüphesiz ki 1400 sene önceki dönem bugünden çok daha moderndi. işte bu yüzden o döneme asr-ı saadet deniliyor...
kendini müslüman olarak tanımlayan, biraz şerefi ve namusu olan bir müslüman bütün bunları bilir. ama tabi biz islama fitnelik katan bu muaviyeci kafirleri artık çok iyi tanıdık. diyanet'in yaptığı bu açıklama hz muhammed'e ve sünnetlerine yapılmış bir reddiyedir.
hülasa, bugün kendini müslüman olarak tanımlayan, lakin benim ana dilimde ibadet etmeme, islamı ana dilimde öğrenmeme müsade etmeyenler kesinlikle müslüman değil, birer kafirdir. o yüzden onlarla aynı dinde olmam mümkün değil.
Diyanet işleri başkanlığını eleştirmek için veya bu konu ile alâkalı değil bu söylediklerim...
Dini temsil ettiğini söyleyen kişiler kurumlar tarih boyunca olmuş ve olacaktır.
isterseniz zaman makinesine binip 4-5 bin sene önce mısır da firavun dönemine gidip yaşayın, isterseniz günümüzde italya'da Vatikan da veya gelecekte herhangi bir ülkede yaşayın, karşınıza bir firavun bir papalık vb kurum kişilik çıkacak ve sizin yaratıcı ile aranıza girip nasıl yaşayacağınızı davranacağınızı inanacağınızı düşüneceğizi hangi dilde konuşup nasıl dua edeceğinizi hep söyleyecek biri olacaktır.
Ve sizin yaratıcı ile kurduğunuz bağ için kendini yaratıcı vekili temsilcisi distribütörü hizmet sağlayıcı görüp inancınızı ibadetinizi kendini yaratıcı yerine koyup değerlendirecek.
işin komik ve acı olanı da elinizde olan kutsal kitabın hangi dilde yazılı olduğuna bakıp ne anlattığına bakmadan, ne dediğine değer vermeden bunun kutsal bir kitap olup olduğuna-olmadığına karar verecektir.
Tıpkı vatandaşlık için elçiliğe müracaat ettiğinizde elinizde belgelerin kendi dilinde olmasını isteyen görevli gibi, din yaratıcı inancını evrensel bir değer olmaktan çıkarıp lokal bir olguya soktuklarının farkında olmadan.
Bir başka komik ve acı olan da insanları yaratan tanrının tek bir dil saplantısı olan biri olarak gösteriliyor olması...
Bırakın bir tanrı inanç din olayını, bir telefon veya televizyon ya da bir bilgisayar programı yazılım üreten biri olarak kendinizi düşünün.
Bill Gates kalkıp Windows 10 yalnızca ingilizce olacak, başka dillerde kullanma için olmayacak, destek verilmeyecek diyebilir mi?
Google yalnızca çince hizmet verecek, başka dillerde arama yapılamayacak olabilir mi?
YouTube da Fransızca harici kullanılan dillerde video içerik olmayacak diye düşünün.
WhatsApp da Almanca dışında bir kullanılıyorsa sistem yazılım bunu kabul etmeyecek mesajlar gitmeyecek.
Batan bir gemi, düşen bir uçaktan gelen s.o.s veya mayday çağrısına italyanca değil diye yardım verilmeyecek.
Sony ürünleri alanlar (örn: PlayStation) kurulum aşamasında Japonca bilmek zorunda, her cihaza özel kod konmuştur. Cihazı kurarken Cep telefonuna gelen kodları sistemde tanıtması lazım.
Antalya'da devrilen tür otobüsünde yaralı olan turistlere sağlık hizmeti verilmeyecek. Türkçe bilme kuralı getirildi, help diyerek yardım istemek sağlık bakanlığı tarafından yasaklandı.
Vs.
Vs
Vs.
Tüm bu örneklere bakarak, böyle yaklaşımda bulunan Windows YouTube WhatsApp Google Sony uluslararası bir marka olabilir mi, bu kadar Dünya'da kullanıcı pazarı olur muydu?
Örn: Bill Gates yaratandan daha mı vizyon sahibi biri, ya da Google gibi şirketleri yazılımları Dünya'da tekel marka yapan kod yazanlar yöneticiler yaratandan daha mı ileri görüşlü (hâşâ)
Bunun için inançlar evrensel olmalı.
Tıpkı bir mahkemede hâkimin, kişinin kullandığı diline değil de yaptığına göre hüküm verecek olması gibi.
şunları da hatırlatsa keşke diyanet, elinde kuranla siyaset yapan erdoğan'ı mesela. hatta daha ilerisinde türkçe okunmasını geçtim, kürtçesi bile basılabilen kitabı diyanet ve erdoğan desteklediği zaman doğru olurken; ibb'nin türkçe okuması yanlış oluyor. çünkü elinde başka siyaset yapacak bir şeyi yok. işine gelen doğru işine gelmeyen yanlış. bugün istese ana avrat söver ertesi gün ben küfürlerime tövbe ettim işte kuran der öper başına koyar ve alkış alır yani. ikisi de yanlış zaten ne cumhurbaşkanı ne belediye din organizasyonu yapamaz. yaptığı an antik yunanlardaki çatışmalar yaşanır. bunu ilgili dernek veya vakıf hangisiyse organize etmeli ve gerçekleştirmeli.