Alkol satışı yapan yerlerden alışveriş yapmayın der ama eş dost akrabayı torpille devlette işe yerleştirmek haramdır demez. Devletin malını çalmak haramdır der ama akp'nin yaptığı talanı soygunu ve hırsızlığı görmezden gelir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyin der ama akp'nin devletin hazinesine tüy dikip milletin ocağına incir ağacı dikmesine ses çıkarmaz.
şu hoparlörleri bi değiştirin be. megafonları daha doğrusu. hatta patlak megafonları.
amk kutsalınız bu ezan sizin, reva mı bu megafonlara. çok daha iyilerini hak etmiyor mu bu ezan. bütçe yetmiyorsa vergisini verelim. yakışıksız bir durum. sizin adınıza ben utanıyorum bazen.
"halkı diyanetten soğutmak" diye bir madde yok şimdilik, ama gelebilir.
diyanet'i atatürk kurmuş. olması gereken bir kurum ama tıpkı yök'ün kendini üniversitelerin sahibi zannetmesi gibi kendisini dinin hakimi sanmaya başlamış. iktidar ile simbiyotik ilişkilere girip hep önemli konumda kalmak istemiş. teğmen mezuniyet töreninde diyanet işleri başkanının ne işi vardı allah aşkına. karl marks'ın "din afyondur" sözü bu tür durumlar için söylenmiş. rahmetli yaşar nuri öztürk de "allah ile aldatanlar" diyordu.
bu arada cami varsa ki olacak burada görevli olması ve bu görevlileri denetleyen bir kurum olması lazım. diyaneti kaldırırsanız ortalık taliban ya da işid zihniyetli tiplerle de dolabilir ki bu günleri ararsınız.
başkalarının inancını bilmem de karışamam da ama benim dinim olan islam açısından diyanet denen bir kurum olamaz.
allah din adamlığını, din işinden para kazanmak, din üzerinden makam mevki sahibi olmayı, din üzerinden geçim sağlamayı, din üzerinden çıkar elde etmeyi (kur'an tabiriyle ruhbanlığı) lanetlemiştir.
başkası ne düşünür bilmem, onların dini onlara benim dinim bana. benim dinim islam açısından diyanet yarar değil zarar verir.
örn: namaz kıldırarak emekli olan biri yaptığı işin karşılığını çıkarını kazancını benim vergilerimden değil allah'tan alır.
siz hiç emekli bir peygamber duydunuz mu?
eyt mağduru bir melek gördünüz mü?
prim günü hesap eden allah elçisi olur mu?