28 şubatta böyle bir fetva verse saygı duyardım. şu anda da mesela yolsuzluk, hırsızlıktır diye bir fetva verebilse saygı duyarım. ama konjönktüre göre dinin bazı hususlarını ön plana çıkarmak samimiyetsizliktir. kaldı ki diyanet personelinin en politize olmuş kurum olduğunu herkes biliyor. yazık.
"islam'da fetva diye bir şey var mı? Sorusunun iki cevabı var:
Ehl'i sünnet ve'l cemaat akidesine göre fetva üzerinde icma oluşmuşsa, fetvada belirtilen husus dini yükümlülüktür. Bölünme olduysa her Müslüman hangi "hak" mezhebe tabiyse onun imamlarının fetvalarına uymalıdır.
Fakat şu önemli: fetva en sert tanımıyla bile bir görüştür sonuçta. Sahtekar şeyhler dışında kimse kendi görüşünün kendisine Allah tarafından bildirilen kesin hüküm olduğunu iddia etmemiştir, edemez, eden kişi, itiraf etmese bile, peygamberlik iddiasındaki bir münafık olur. Fetva mekanizması, insanlar tarafından, fikir farklılıkların azaltılması icat edilmiştir.
Kuran'a göre ise dini konularda bağlayıcı hüküm vermek Allah'a ve peygamberlerine mahsustur. Verilen hüküm açık değilse, kuran'da başka bir hüküm mercisi tanımlanmadığına göre, her Müslüman anladığı gibi amel edebilir veya bu işleri kendisinden daha iyi bildiğine inandığı bir imama uyabilir. iki durumda da sorumluluk kendisine aittir. Yanlış hükme vardıysa "ben böyle olduğunu düşünmüştüm veya güvendiğim şu kişi böyle söyledi, ona uydum" demesi kendisini kurtarmaz.
Müminlerin islami "ahlaklarını" yansıtan ağır sövgülerle destek verdiği fetvadır.
Fetvayı eleştirene katılmıyorum, o ayrı... Diyanet tabi ki tesettür fetvası yayınlanmakla mükelleftir. Ayrıca hırsızlık, yolsuzluk, torpilcilik konusunda fetvalar vermekle de mükelleftir ama o toplara hiç girmiyorlar. Girdikleri zaman da batırıyorlar. Hırsızlık, yolsuzluk parasıyla hacca gidilebileceği fetvası verdiklerini unutmadık.
Kadın diyor ki "Efendim bunlar bürokrattır..". Zaten gariplik orada. Olması gereken:
Diyanet'in bugünki durumununa ben de acıyorum ve Başkanı olacak dümbeleğin yalamalarından iğreniyorum; fakat Diyanet fetva kurumudur ve laik ülke olmamız görevini yapmasın demek değildir. Misal; faiz haramsa haram diyebilmeli, alayına atarını giderini yapabilmelidir. 17-25 Aralık'ta adam gibi Goethe'ye Goethe diyebilmeliydi, diyemedi. Türban ve çarşaf saçmalıktır. Kadın ve erkek her şekilde adaba ve dine uygun giyinmeli. Biz Türk'üz ve Anadolu halk kıyafetleri bu tesettür denilen olguya uygundur. Sonradan çıkma özenti giyinişleri anlıyorum. insan güzel olmak ister. Bunu kadınlarda görebiliriz. Başı örtülü kadınlarımız dahi makyaj yapmadan dışarı çıkmıyorlar. Bunda tuhaf bir şey yok. Kafasını kapatıp kıçına dar tayt giyerse bu tuhaf gözükür. Yine de kendi tercihidir. Tertemiz giyinip kıçına bir etek, üstüne bir gömlek giyse başı açık bile olsa kimse hor görmez. Kadınların kendi aralarında böyle bir sorunu da yok. Sorunu çıkaran hep erkekler. Erkeklerin de dar pantolon giymesi tesettüre aykırıdır zati. Adam adam, kadın kadın gibi görünmeli. Demem o ki; videodaki gazeteci abla saçmalıyor. ilk saçmalaması da değil. Zati bunağın teki. Hep demişimdir: 60 yaşını geçen babamın oğlu olsa inanmayacaksın. Millet bu bunaklara inana inana camilerin ahır yapıldığına, hocaların asıldığına da inandı zati. Neymiş: Dedem anlattı, koca adam yalan mı söyleyecek... Bak sen!
Fetva sadece görüşmü oluyor? Ne bicim millet Burda yaziyor ya,
Ayrıca iranda zhine amininin hijab takmadı diye öldürülmesinden sonra, islamcı rejime karşı protestolar sürüyor ve tesetürler yakılıyor, böyle zamanda diyanet böyle fetva mi verir. Zamanlama müthiş yani.
"ne diyek, mahmut mu diyek?" gibi olmuş biraz. diyanet in işi bu. halkın dini konulardaki ihtiyacını gidermek. elbetteki fetva verip islam dininin bir konudaki görüşünü beyan edecek. tabii ki bunun bir yaptırımı yok. isteyen uyar, istemeyen uymaz.
