diyaliz hastalarının zorlukları

entry15 galeri1
    1.
  1. *haftada 3 veya 4 gün 4 saat diyaliz makinesine bağlanmak.
    *diyalizde tansiyon düşüklüğü, kramp, iğne bağlanan elin uyuşması
    *iğne bağlanılan ameliyatlı kolun ağraması
    *iğne bağlanılan kolda parmakların tansiyon düşmesi sonucu sızlaması

    not:
    40.000 diyaliz hastasından biriyim.
    9 ...
  2. 2.
  3. hastanın istediği yemeği yiyememesi.
    3 ...
  4. 3.
  5. hastanın su dahil çokca sıvı şeyler içememesi.
    2 ...
  6. 4.
  7. üre, fosfor vs yükselmesi ve akabinde sırtta kaşıntı meydana gelmesi.
    2 ...
  8. 5.
  9. hastanın sağlam olduğu halde diyaliz nedeniyle çalışamaması. misal ben 25 yaşındayım. böbrek dışında gayet sağlamım. Yürebiliyorum ve koşabiliyorum ama çalışamıyorum.
    5 ...
  10. 6.
  11. Diyaliz makinesine bağlanmanında dert bağlanmamanında dert olması.
    4 ...
  12. 7.
  13. tansiyon düşmesi nadirde olsa kriz geçirilmesi.
    0 ...
  14. 8.
  15. diyaliz sonrası halsiz düşmek
    tansiyonun veya şekerin düşmesi
    kolda şişlik ve yaralar
    damarların belirginsizleşmesi nedeniyle açılacak damar bulunamaması
    neredeyse vücudun her yerindeki iğne izleri
    haftanın 3-4 gününün diyalizde geçmesiyle hayatınızın büyük bir kısmını ona adamış olmanız
    sıvı gıdalar tüketememeniz
    çalışamamanın veriği psikolojik zorluk
    sürekli alınan ilaçlar nedeniyle bir zaman sonra unutkanlık başlaması
    ve bir süre sonra başkaları olmadan hastaneye gidememek
    ...

    Edit: ve ölüm.
    2 ...
  16. 9.
  17. Tuzsuz , susuz bir hayata devam etmenin zorluğu çok zor gözükebilir fakat bu diyaliz hastalarının görünen zorluklarıdır. Birde içsel yaşamda yarım insan olarak kaldığını ve böyle devam edeceğini bilen birinin piskolojisi acaba ne alemdedir.
    0 ...
  18. 10.
  19. diyalizin osurtturması. ne zaman diyalizden çıkınca evde olsam hep osuruyorum be sözlük.
    0 ...
  20. 11.
  21. her ay aynı şeyleri anlatan diyetisyenler. papağan gibiler amk.
    0 ...
  22. 12.
  23. 13.
  24. istisnasız duyduğum yorgunluk/halsizlik.

    ardından uyku sorunu geliyo ve tabii ki eklem ağrıları.

    yaş ilerledikçe hastalarda bu huzursuz bacak sendromu dedikleri durum da oluyo.

    yazı boş geçirmeyeyim diye iş buldum üniversite hastanesinde, diyaliz merkezlerinde. şaka maka yaklaşık 400 küsür hasta oldu ve hepsinin şikayetçi olduğu bi şey mutlaka var. bi kere en kötülerinden biri haftada üç kez gelip o makineye 4 saat bağlı kalmak zorundalar. işlerine sıkıntı yaratıyo, yemesine içmesine dikkat etmek zorundalar. geçen gün iki hasta bulantı/kusma olduğunu söyledi onun dışında duymadım ama bi sürü farklı şikayetleri oluyor. ha bi de eğer hasta gençse ve yeni diyalize girmeye başladıysa görüntüden şikayet ediyolar. zaten o fistülün olduğu koldan hiçbi işlem yaptıramıyolar, üstüne yatmamaları gerekiyor. kesinkez yük taşımaları yasak. yeni başlayan cesur amcalar/teyzeler fistülün ya da kateterin olduğu yere (bantlı değilse) kafalarına uygun bakımlar yapmaya çalışıyolar, banyo yaparken çok dikkat etmiyolar. tabi hepsi öyle değil geneli çok dikkatli zaten o kadar hakimler ki hastalıklarına her bi şeyi biliyolar. ilk günümde fistül mü kateter mi greft mi olduğunu anlayamadım hemen gel otur teyzem dedi anlattı bana teyze her şeyi kateter şöyle bak ilk yapıldığında genelde şah damarının oradan oluyor bu falan dedi. yaşlı olanlar genelde konuşmaya hevesli ama genç olanların genelinde bi sıkıntı hal var. e kolay değil. ama mesela bi tanesi vardı 19 yaşında bildiğin güzel, alımlı bi kız. 11 senedir diyalize giriyo artık onunla yaşamaya alışmış, hayatını ona göre ayarlamış. ya bu diyaliz işi büyük sıkıntı. kendine dikkat etmek lazım gerçekten. gerçi istediğin kadar dikkat et yine gelip bulabiliyor bu kızda olduğu gibi. geneli temizliğini diyalize girmeden önce ve sonra hemşirelere yaptırıyo. yaptırıyo değil aslında hemşireler yapıyo. evde bakım yapanlar da genelde krem, yağ, ya da su/sabunlu suyla yapıyolar temizliği.

    ayrıca bu konuşmalar sürecinde tanıştığım ibrahim amca'yla eşi munise teyze benim kankilerim oldu. telefonlarımızı falan aldık hayatımda gördüğüm en neşeli en hayatı gırgıra alan çift onlara selam söylüyorum ve son sözlerimi söyleyip entryimi noktalayacağım:

    su için. günde bir bardak su içiyorum yetiyo deyip saçmalamayın. adam gibi için suyunuzu. abartmayın.

    yemeğin tuzlusu makbüldür deyip tuza gömmeyin yemeği. az kullanın tuzu.

    sigarayı azaltın. ya da siz azalın böyle günden güne. siz bilirsiniz.
    3 ...
  25. 14.
  26. 15.
  27. en basitinden su bile yasak. yasak değilde çok az içilmesi gerek.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük