kurucusu karl marxtır..ekürisi engelsinde katkısı yadsınamaz..felsefi teoremi isminden bağımsız değildir..her şeyi maddeye bağlar,metafiziği ve bununla birlikte dini yok sayar..insan yaşamına adapte olamayacağını lenin ve stalin bizlere çok güzel ispatlamışlardır..
"türkleri komünal hayata sokmak mümkün değildir..onları vatan sevgisinden ,dinlerinden ve dillerinden koparmak imkansızdır" ekürisi engels a yazdığı mektuptan alıntıdır..
madde ve düşünce etkileşim içindedir.her şey bir birini etkilemektedir * gibilerinden söylemleri olan ,sağlam düşünce sistemi.En kısa zamanda geniş birşeyler yazmak istemekteyim lakin üşeniyorum.
diyalektik materyalizmle marx'ın, hegel'in diyalektiğine eklediği kavram hegel'deki dengeleyici ideanın değişimidir. marx'a göre bu "sınıf"tır. her sınır yanında diğerini barındırır. evrenin kuralı budur.
nasılsa istanbul hem türkiye'nin en zengin sınıfını ve en yoksul sınıfını barındırıyorsa, nasılsa new york dünyanın hem en lüks hem en fakir insanlarını yaşatıyorsa.
diyalektiğin kapitalizme bağlanan noktası da burjuvazinin sonsuz gelişimi sonucunda kendi altında bir uçurum açmakta olduğudur. bu uçurumun neden yüzlerce yıldır oluşamadığı ve neden asla işçi sınıfı devriminin gerçekleşemeyeceğini görebilmek için yani işçi sınıfından neden bir bok olamadığını görmek için (bkz: antonio gramsci)
dincilerin çıkarları gereği şiddetle karşı çıktığı,sağcıların-"milliyetçilerin"
anlamadığı,solcuların ise savundukları halde anlamadıkları felsefedir.
piyasada diyalektik materyalizm adına satılan kitapların da bu düşünce
sistemi ile pek bir alakası yoktur.ayrıca kurucusu da marx değildir.
marx sadece bu düşünme yöntemini benimseyip kendine göre çıkarımlarda
bulunmuştur ve geleceğe dönük yaptığı tahlillerde yanılmıştır.
marx ancak kendi yaşadığı çağ ve coğrafya itibarı ile dikkate alınabilir.
diyalektik materyalizmin eksik ayağı görecelilik kavramını hesaba
katmamış olmasıdır.onu da ben tamamladım fıstık gibi oldu.
diyalektik materyalizm maddeyi temel alması sebebiyle gerçeğe
dolayısı ile özgürlüğe en yakın felsefedir,doğru anlayan kazanır.
ayrıca şu saatten sonra benim düşüncelerimi-söylediklerimi dikkate
almadan felsefe yapılamaz.tartışmanın orta yerine benim düşüncelerimi
koymak zorundasınız.bunu övünmek için söylemiyorum,bu sadece bir zorunluluk.
benim düşüncelerimi dikkate almadan yapılacak felsefe geyiktir,hikayedir-masaldır.
bu iki kaynak ve eklemek gerekirse gene anti dühring ve doğanın diyalektiği kitaplarında tanımlanan felsefe. aslında tarihin yönelimlerinin kanıtı olarak sunulmuştur. daha başlangıç seviyesi için felsefenin temel ilkeleri tavsiye edilir. ünlü 11. tezin sunulmasıdır asıl amaç : " filozoflar dünyayı şimdiye kadar farklı şekilde yorumladılar, oysa asıl mesele onu değiştirmektir."
yavrusunu yalayan anne kediyi görerek algılamamış ve bu durumu, kendi mantık ölçütleri ile sorgulamamış bir insan beynine, sevginin gerçek anlamını öğretebilmek mümkün değildir.
kıssadan hisse;
sevgi de bütün varlıklar gibi maddeseldir ve örnek sevgi görüntüsünün beyindeki hafıza birimlerine kaydı ile öğrenilir.
- bu noktadan tutup çekin! gerisi çorap söküğü gibi gelir.
hegelin güzelim idealist diyalektik kuramından sayın engels vasıtası ile apartılması sureti ile doğmuş, idealist diyalektiğe karşı doktrin olarak meydana çıkmış, tüm evrenin maddeden oluşmuş maddelerin birbirleri arasında değişkenliği ve bu değişkenliklerin getirmiş olduğ farklı durumları ve fikirleri de bunun doğurduğunu söyleyen engels uyarlaması marksizm.
felsefenin okullarda sıkıcı bir ders olmasına mütevellit yurdum insanının pek bir uzak olduğu ve fakat içselleştirildiğinde pozitif bilimlerden toplumsal olaylara yani evrenle ilgili herşeye cevap verebilecek kadar gelişkin olduğunu gördüğünüz düşünce sistemi.
ben daha tam olarak içselleştiremedim o ayrı. uğraşıyoruz.
kendisi bir halta yararmış gibi bir de idealist diyalektiki eleştirir. her ikisi de bir boka yaramamasına, tam anlamı ve hatta fazlasıyla saçmalık olmasına rağmen aslında idealist olanı -en azından- daha naiftir.
diyelim ki diyalektik materyalizm her satırıyla doğrudur. ancak insanların metafizik yönelimlere ihtiyacı vardır veya ne yapılırsa yapılsın bu yönelim devam edecektir. kafanızı çevirdiğiniz her yerde bunu görebildiğimize göre bu bir gerçektir. dere yataklarını bozup üstüne ev yaptığınızda sel altında kalıyorsanız diyalektik materyalizm de insanları buhran selleri altında boğar.
evoloution devoloution yani çakma türkçeyle evrim devrim teoremine dayanır. toplumun evrilerek devrim aşamasına geleceğini ve sosyal eşitlik bazında sosyal bir devrim yapıp komünizme geçeceğini, daha sonra yine evrim geçirip, level atlayıp sosyalizme evrileceğini savunur. kesinlikle charles darwin'den fazlasıyla etkilenmiştir. (bkz: eytişimsel özdekçilik)
Marksist Ekonominin felsefi anlamda karşılığıdır.Engelsin temellerini attığı teori marks tarafından derinleştirilip Maddenin diyalektik yöntem ile incelemesini yapar ve bunu yaparken maddenin kendi iç çelişkilerini ve gelişim sürecindeki bütün farklılıkları kendi özünde inceler,metafizik ögelere yer vermeden yorumlama çabaları içersindedir ve bunu tarihsel materyalizm ile pratikteki ekonomik ve sosyal değişimleri evrenin zorunlu koşulu olarak kabul eder 19.yy işte.
ideaların evrenin özü olan maddelerden oluştuğunu savunan ve temel kavram cümlesi "evrende maddeden başka birşey yoktur,madde karşıtlıklar içinde gelişir" olan felsefi düşünce tarzı.
Aynı zamanda üstün ırkı gaye edinmiş ve sırf bu amaç uğruna yapılan savaşların ve bilinçli kıtlıkların baş mimarıdır.diyalektik materyalizme göre insanlar savaşmalı ve bu sayede zayıf olanlar yok olmalı kalan insalar ise üstün ırkı yaratmak için tekrar savaşmalı. savaş hiç bitmez bir döngü bu felsefede savaşmadan üstün ırka ulaşılamaz. Tabii olarak hümanizme aykırı ve eşitliklede bi o kadar zıt marksist arkadaşlar temellerinde eşitlik olduğunu düşündükleri o pembe kominist rüyalarından yine kendi referansları olan materyalist egoyu inceleyerek uyanabilirler.Hitlerin yaptığı üstün ırk oluşturma çabaları ya da stalinin rusyada kendi halkına yaptığı bilinçli kıtlık zayıf insanları temizleyip üstün ırka gitme amaçlarından kaynaklanmaktadır...
bilim den anlamayan, her şeyin (suda ki yüzey geriliminin bile) yukardan bizi izleyen bir kabile tarafından yönetildiğini sanan idoitler tarafından safsata olarak tanımlanan bilimdir.
pek anlayamadım ben bu düşünce sistemini. sanki platonun idealar sistemine benzemektedir. platona göre bir idealar evreni vardır ve bizim evrenimizde ki maddeler ideaların yansımasıdır. bunda ise asıl olan maddedir ve idealar onun yansımasıdır gibi bir durum var.