“Derd-i aşkı gayrıdan sorma ne bilsin çekmeyen
Anı yine aşık-ı nalana söylen söylesin.” (Baki)
Anlamı: Aşk derdini başkalarından sormayın. Aşkı çekmeyen onun ne olduğunu ne bilsin? Siz onu yine inleyen aşığa sorun ki, size hepsini bir bir anlatıversin.
izin alıp cuma namazına deyu maderden
Bir gün uğrulayalım çerh i sitem perverden
Dolaşıp iskeleye doğru Nihan yollardan
Gidelim serv i revanım yürü sadabade.
beyit değil de divan edebiyatına dair en sevdiğim şey mevlananın şems’e yazdığı aşk mektupları. şems’in bir erkek olduğunu düşünmezseniz oldukça etkileyen mektuplardır.
insana sadâkat yaraşır görse de ikrah (ikrah: zorluk)
Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah.
-***
Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar,
Rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan.
(Olgun olmayan kişiler fazilet sahibi kişilere katlanamaz,
Yarasa gözünün ışıktan rahatsız olduğu gibi.)
-***
Nâ-dânlar eder sohbet-i nâ-dânla telezzüz,
Dîvânelerin hem-demi dîvâne gerekdir.
(Cahiller cahillerin sohbetinden zevk alır,
Çılgınların yakın arkadaşlarının da çılgın olması gerekir.)
-***
Îmân ile dîn akçedir erbâb-ı gınâda,
Nâmûs u hamiyyet sözü kaldı fukarâda.
(inanç ve din zenginlerde akçe oldu,
Namus ve hamiyyet [namusu korumak için gösterilen gayret] sözü fakirlerde kaldı.)
-***
Ziya Paşa.
Lisede sayısalcı şimdilerde ise mühendis birisi olarak hep merak ettim. Divan ne anlatıyor. Kahrolsun edebiyat dersinde matematik çözdükten sistemlere.