ekim ayında gösterime girmesi beklenen Neill Blomkamp imzalı bilim kurgu filmi.
uzaylılar ve insanlar arasında ilk temasın yaşanmasının üzerinden 30 yıl geçmiştir. insanlar uzaylıların niyetlerini tam anlamazlar. ancak sonradan öğrenirler ki uzaylılar kendi gezegenlerinden kaçıp mülteci olarak dünyaya sığınmışlardır. insanlar onlarla ne yapacaklarını kararlaştırırken uzaylılar için güney afrika'da district 9 isimli bölge kurulmuş ve orada tutulmaktadır. uzaylılar burada berbat şartlarda yaşamakta ve multi national united isimli özel bir şirket tarafından gözetim altında tutulmaktalardır. uzaylıların teknolojisinden faydalanmak isteyen mnu, bunun için onların dna'sına sahip olmak gerektiğini anlar. bu şirketin çalışanlarından Wikus van der Merwe isimli şahıs vücuduna bir virüs bulaşması sonucu yavaş yavaş uzaylıların dna yapısını kazanmaya başlar ve bir anda dünyanın en değerli adamı haline gelir. saklanacak yeri olmayan wikus son çare olarak district 9'a girer. **
izlenme sonrası gelen edit: mükemmel film. şimdiye kadar izlediğiniz dünya dışı varlıklara dair tüm filmleri unutun. bu film bambaşka. lokum,lokum.
birbirine benzeyen filmler arasından kesinlikle sıyrılan, ezber bozan, ince mesajlarını çok orjinal bir senaryo ile veren, dahiyane film.
öncelikle belirtilmesi gerekir ki; bence bu film kesinlikle bilimkurgu, veya uzaylı filmi değildir.
bu film ırkçılığı, "bizler ve ötekiler", "ülkenin sahibi ve göçmenler" kavramlarını eleştirirken uzaylıları kullanmıştır sadece. özellikle de çirkin uzaylıları. böylece "bizden olan ve bizden olmayan" kavramını görsel olarak ta vermeyi, vurgulamayı amaçlamıştır.
bu yüzden bu filmi bilimkurgu ve uzaylı filmi olarak ele alıp, "ya ne saçma, uzaylılar gerçekten gelmiş olsa dünya çalkalanırdı, dinler yıkılırdı" demek, "o gemi nasıl öyle havada asılı kalıyor, silahları nasıl işliyor" diye sormak, "geldikleri gezegenleri hakkında yeterli bilgi verilmemiş, acaba hangi galaksideydi" diye eksikler bulmak bence abesle iştigaldir bu filmi izlerken.
film bunlarla ilgilenmemektedir, zaten bunu yapan onlarca film vardır piyasada.
--spoiler--
film belgesel gibi başlarken dünyalıların gözünden uzaylılar, yani yerli halkın gözünden göçmenler anlatılmıştır. aynı amerikalılar gözünden zenciler, fransız gözünden cezayirliler ya da çingeneler gibi. hatta insanlar aynen şu ifadeleri kullanmışlardır: "metroları yıkıyorlar, güvende yürüyemiyoruz, ayakkabılarımızı çalıyorlar, çöpleri karıştırıyorlar, devlet bunlara gereksiz para harcıyor, sırtımızdan geçiniyorlar, sürülsünler!".. ne kadar tanıdık değil mi? bu bakış açısına uzaylıların bilerek çirkin olarak tasvir edilmiş olması ile filmin başında uzaylılara uzak duruyor, sempati beslemiyorsunuz. hatta; amerikaya gitse aşağılanacak, kendisi aynı muameleye maruz kalacak evsiz zenciler bile aynı cümleleri söylüyorlar; hor görülen sıfatını "uzaylılar"a devredince. aslında bu noktada çok hassas bir gerçeğe parmak basılıyor: ezildiklerini, dışlandıklarını söyleyenler, ırkçılığa maruz kaldıklarını söyleyenler; ellerine güç gecince kendileri ezene, ırkçıya, zulmedene dönüşüyorlar. yani bu insanın doğasında var..
tam da bu noktada; insanların başındaki ajan değişime uğrayıp kendisi de uzaylıya dönüşmeye başlayınca; bu sefer uzaylıların da aslında "insan(!)" olduğu, hayvan değil duygularının bulunduğu, insanların, yani baskın gücün onlara ne kadar acımasızca davrandığını görmeye başlıyoruz, sempati duyduğunuz taraf bu sefer uzaylılar oluyor. yani aslında sen de zenci, veya çingene doğabilirdin. işte o zaman aynı hikayeye böyle bakardın, böyle algılardın diyor senaryo, ve bunu da çok güzel başarıyor. bizler ve ötekiler kavramları izleyicinin gözünde yer değiştiriyor.
kanımca filmin devamı gelmeyecektir, zira uzaylıların başının kaçması ve geri döneceğim demesi; ezilen halklarının umudunu, gün gelir devran dönebilir hissiyatını sembolize etmektedir ve bu gelecek izleyicinin hayal gücüne bırakılmaktadır..
--spoiler--
pazarlaması çok iyi yapılan, şuana kadar ki en gerçekçi bilim kurgu filmi. hayatımıza blackmesa tarzında mnu* diye bir şirketini sokan ve uzaylılar için alien ifadesi yerine non-human ifadesini kullanması da küçük ama önemli bir ayrıntı. ırkçılığın sınırlarının olmadığı da gösteriliyor filmde.
türkiye'de çok olay yaratacak bir film değildir. kötü olduğu anlamına gelmez ama genelde türk izleyicisi duygusal sömürü bekler. sinemalarda sömürülmeye alışkın olduğu için bu film çok beğenilmez. boktan filme gidip verdiği bi ton para ile kazıklanmış --burada anlık gazla yazılmış daha ağır bir ifade vardı-- etkisini hissetmeden beğenmez filmi. müstehaktır ama onlara.
bu film bilimkurguda yeni bir dönemin sinyalidir. artık devam filmi çok önemli. bu başarının, özellikle de theatral ve görsel yeniliğinin üstüne çıkmalı.
not: 2. film amerika da geçerse direkt kapatırım.
ayrıca filmde Christopher diye uzaylı var lan.
uzaylılar da böle bişe;
--spoiler--
sonu itibariyle beni ters köşeye yatırmış mükemmel film. halbuki ben beklemiştim ki "3 yıl sonra" falan desin, chris çıksın gelsin, merwe'müz eski haline dönüşsün, karısına dönsün falan. merakla devamını bekliyoruz.
o değil de, filmin sonuna doğru, chris gemiye yükselirken koobus'ın attığı mermimsi cismi(!) merwe'ün durduruş sahnesi çok etkileyiciydi.
--spoiler--
başlarda biraz sıkıcı gelebilir ama filmin diğer yarısında işin sonunun nereye varacağını düşünmekten koltuğa yapışıyor insan. izleyin, izlettirin.
--spoiler--
Gezegenlerindeki saldırıdan kaçarak, dünyaya zorunlu iniş yapmış ancak yakıtları olmadığı için ya da geri dönmeye götleri kesmediği için insanlar tarafından kendilerine ayrılan bölgede barakalarda mutlu mesut yaşayan uzaylıların, iştahlarından ve aç gözlülüklerinden dolayı insanlarla aralarının açılması ve bir tahliye işlemi sırasında uzaylılardan birisinin yakıt için geliştirdiği malzemeye maruz kalan görevliye bulaşması ve onun yarı insan- yarı uzaylı olması sonucu uzaylılarla silah endüstrisi için ilgilenen şirket arasında geçen aksiyon dolu bir bilimkurgu filmidir. Ayrıca kendisine virüs bulaşan tahliye memuru ile uzaylı abimiz arasında gelişen arkadaşlık taktire şayandır. Ağlamak istiyorum sayın seyirci.*
--spoiler--
evvela konu bakımından inanılmaz değişik ve çarpıcı olan film.
bazıların kafası basmamış olacak ki konusu ne ki gibi garip yorumlar yapıyor internet ortamında.
klasik uzaylı/bilimkurgu filmlerinde bu uzaylı kardeşler ya dünyayı istila ederdi ya da teknoloji paylaşımı olurdu.
ama bunda ise tam tersi.
dünyaya gelip gemisi bozulan uzaylılar dünyaya sığınıyor ve mülteci hayatı yaşıyor.
ve akabinde gelişen uzaylılara karşı ırkçı, onları sömüren hareketler.
inanılmaz farklı ve güzel bir konusu varken büyük bekleti oluştutan ve izledikten sonra bu beklentiyi aşan son zamanların en klasik ve kült yapımlarından biri.
filmde özellikle kamera kullanımı 10 numara olmuş.
kimi zaman el kamerası, kimi zaman güvenlik kameralarından ve kimi zaman ise normal sinema çekim ile adeta gerçekçi bir havaya sokuyor sizi.
ek olarak arada belgesel kıvamında ilerleyen görüntülerde cabası.
rahatlıkla son zamanlarda izlediğim en muhteşem film diyebilirim.
bu filmi izleyince insanoğluna lanet edesi geliyor insanın.
başlarda bir kadınla röportaj var ve ondan arkada bir uzaylı çöpü karıştırıyor.
bugüne kadar gördüğüm en yaratıcı ve inanılmaz sahnelerden biri idi.
ek olarak Christopher ile oğlu arasında geçen bazı dialoglar yine klasik olacak mertebede idi.
özellikle bu uzaylıların insan tripleri, et için sıraya girmeleri gibi yaran ayrıntılar izlerken sizi mest ediyor.
aylar sonra bana sozlukte entry girdirecek kadar basarili son yillarda izledigim en saglam bilimkurgu filmi. bende star wars, star trek, matrix tadinda yeni bir orjinal bilimkurgu serisi doguyor hissini yaratmistir. district 9 sadece bir baslangic gibi geldi bana. tereddut etmeyin gidin gorun derim.
peter jackson'nun yapımcılığını yaptığı 2009 yılının en iyi bilim kurgu filmi.Heycan verici sahneleri ve klasik amerikan film kilişelerinden uzak durulmus olmasıyla daha önceden izlediğimiz bilim kurgu filimlerinden farklı bir yapım olmuş.Oyuncular tanınmış kişiler olmamasına rağmen muhteşem bir oyunculuk çıkarmışlardır.Bazı sahnelerde uzaylılarla aynı safta olup insanoğluna lanet ettiren film.