Özel öğrenme bozukluğu şeklinde kendini gösterir. Aynı zamanda okuma, yazma ve Kelimeleri telaffuz etmede güçlük çekme olarak ta belirtileri vardır. Bu kişilerin normal veya üstün zekalı olduğu belirtilmiştir.
Zekâ geriliği bulunmaksızın sahip olunan ve günümüzde küçük yaşlarda fark edilebilen öğrenme bozukluğudur.
Bu çocuklar konuşmayı çok geç öğrenebilecekleri gibi özel eğitim olmadan okuma yazma öğrenemeyebilirler. (Tabi herkeste aynı şekilde seyretmeyebilir.)
Einstein, Edison, ABD Başkanları Roosevelt, Wilson, Jonh Kennedy ile ingiltere eski başbakanı Churchill de disleksi imiş.
Sanırsam erkeklerde daha çok görülüyor.
Yaş ilerledikçe gerilemek yerine iyice hayatı zorlaştırmaya başlayan bozukluk.
Kelimeleri okumak iyice zorlaştı. Bazen bir kelime oluyor, türkçe ha, okuyorum, hiçbir anlama gelmiyor. Birkaç kez okuyunca anlam kazanmaya başlıyor. ya da ingilizce kelime oluyor, okunuşunu biliyorum ama asla hatırlamıyorum hemen. Markete gidiyorum kıymalık köfte istiyorum, dedem için poğaçalı peynir almaya çalışıyorum, hiç olmayacak yerlerde manipülasyon yerine mastürbasyon diyorum falan, sahiden zor iş.
Sanıyorum yaşlanınca çocuksu ve incecik sesiyle şarkı söyleyen japon gibi dolaşacağım ortada. Ne dediğim asla anlaşılmayacak. Ta ka ni ki hebele hübele gezeceğim ortalarda gibi geliyor bana. Keşke bize malülen emeklilik hakkı tanısalar. Artık beynimin %70'ini kullanmıyorum çünkü.
Cambridge araştırmacıları, disleksinin bireylere kazandırdığı yeni özel yeteneği ortaya koydu.
Araştırmacılar disleksinin insan türünün hayatta kalmasında önemli bir rol oynadığını düşünüyor.
Cambridge Üniversitesi’nde biliş, davranış ve beyin üzerinde çalışan iki araştırmacı, disleksisi olan kişilerin bilinmeyeni keşfetmede uzmanlaştığını tespit etti.
Frontiers of Psychology adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan yeni makalede araştırmacılar, psikoloji ve sinirbilimdeki önceki deneysel çalışmaları yeniden gözden geçirdi.
Helen Taylor ve Martin David Vestergaard’ın imzasını taşıyan makalede dünya genelinde dislektik bireylerin (küresel nüfusun yüzde 20 kadarının) keşif ve merak açısından diğerlerinden daha iyi olduğu sonucuna vardı.
Dünya Nöroloji Federasyonu disleksiyi "zihinsel yetenekleriyle orantılı okuma, yazma ve heceleme gibi dil becerilerini kazanamayan çocuklarda görülen bir bozukluk" diye tanımlıyor.
Disleksi belirtileri arasında alfabedeki harfleri öğrenme ve hatırlama sorunu, konuşma veya telaffuzda zorluk, kafiyeleri algılayamama veya özbakımda güçlük çekme gibi durumlar yer alıyor.
Öte yandan dislektik bireylerin görsel yeteneklere, yaratıcılık ve problem çözmeyle ilgili güçlü becerilere sahip olabilir.
Taylor da disleksili kişilerin yaşadığı bu zorluklara rağmen, söz konusu nörolojik durumun faydalarının zararlarından daha ağır basabileceğini savunuyor.
"Disleksili kişilerin yaşadığı zorlukların, yeni bilgilerin keşfedilmesi ve mevcut bilgilerin kullanılması arasındaki bilişsel bir değiş tokuş sürecinden kaynaklandığına inanıyoruz" diyen bilim insanı sözlerini şöyle sürdürüyor:
Bu sonuçlar, disleksisi olan kişilerin sanat, mimarlık, mühendislik ve girişimcilik gibi keşifle ilgili yetenekler gerektiren belirli mesleklere neden yöneldiğini de açıklayabilir.