sol el parmaklarının vaziyeti üzere son derece ateşli bir konuşma yaptığı ve birilerini veya bir şeyleri savunduğu izlenimi veren arkadaşım olmasa da arkadaşımdır.
dikkat ettiniz mi sanki bu gece olacakları biliyormuşcasına ; ben avril'e benzemiyorum, herkes böyle düşünüyor ama böyle bir kişiyi ben kendimle özdeşleştirmek istemiyorum, gibi bir şey anlatmak istiyor. *
alıp eve kapatıcan bu devirde böyle kızı hacı, yalnız 2 çocuğu var diyoğlağ, çoktan kapmış kapan.
edit : olm ben kızı dedi sandım lan. morganize açınca başlığı, kızlı bi şey sandım. kız görünce bi de niye sapa bakayım hacı? ama güzel çocukmuş allah için. saçlarını da elidorla yıkıyor sanırım. yine de poisonx'in hercai bakışlarını hiçbir şeye değişmem. o yok mu o...
kız sandım ben, kızmasın.
hay anasını editi: entry'yi okumadıydım. e türküz olm biz. foto moto gördün mü direkt ona bakarak yorum yapan bi milletik. mesela benim alt yazılı filmi soundtracklerden takip eden arkadaşım var, onu da götürücem ben zirveye. onunla birebir sevişmiş başka bir arkadaşım var, onu bulursam çok fena yapıcam. siz gidin sevişin erkek adama, olcak iş mi?
geçen yine tunalı hilmi caddesindeyim, elizinn'in yanındaki kafemsi yerdeyim erman toroğlunu gördüm. gördüğünde gülümsedi bana, adam adama gülümser mi hiç? hemmen dedim zirve de görüşücez senle. kağıda (bkz: çıkışa gel çıkışa) yazıp garson aracılığıyla yolladım. meğersem garson sandığım kişi oranın patronuymuş. zamanında eski bi sevgilisi buna sana garson gömleği çok yakışıyor demiş de o yüzden giyiyormuş falan. banane yav dedim, o sıra hesabı uzattı. entel olayim diye sıcak bira içtiydim, 15 liraymış. erman'a gülümsedim, bakmadı. öpücük attım hıhladı. kartımı bırakıp, faturayı buraya yollayın dedim. kartın arkasında acilse çaldır yazıyor benim, numaramın hemen üstünde. koskoca kafe sahibi adam ödemeli atıyor bana geceleyin.
neymiş de erman'ın gözleri şaşıymış, ama onun değilmiş de. amaan dedim. öyle işte.