bana lise anılarımı hatırlatan olayların değişmez elemanı.
müdür kapısı önünde beklemekle başlar. azarlanma safhasıyla devam eder. Karşı koyduğunuz an disiplin dilekçesini imzalamanız için elinize dilekçe tutuşturulur.
okulda kimi zaman cesaret tezahürü sonucu idol olma, kimi zaman ise rezalet sonucu sefil ilan edilme sonuçları doğurabilen, ancak her daim heyecanlara gark eden öğrenci yıllarından tebessüm ettiren eylem.
bizim sınıfın hobileri arasında yer alırdı. haftada bir disipline gidilmezse huzursuzluk çıkardı. hocalarla kavga edilir , disipline gitmek için türlü türlü bahaneler uydurulurdu. hey gidi günler..
ogretmenlerin ogrencileri korkutmak icin sanki hayatin sonuymus, muebbet hapis cezasindan betermis gibi lanse ettikleri hafif ceza. oyle gozumuzu kokuturlardi ki en buyuk korkumuzdu disipline gitmek. bir ogretmenimiz "bir kere disipline gittin mi, her yerde karsiniza cikar. birak devlet isini ozel sektorde bile zor is bulursunuz." diye bizi korkutmustu. tabii 12 eylul sonrasi boyle seyler korkutuyor insani. bugunku gencler icin disipline gitmek fiyaka sebebi olmali.
lisede sık sık gittiğim yeri, mekanı belli olmayan, müdür nerede seni karşına alıp konuşursa orasıdır disiplin. neredeyse günde 2 defa gidiyodum lisedeyken. hepsinde de babamın arkadaşı selim hoca sayesinde yırtıyodum. *
ama bir seferinde öyle bi gittim ki disipline öyle böyle değil. yazıya başlamadan önce gerçekten günahsız, suçsuz olduğumun altını çizerim.
beden dersi idi. lise 2 deyiz. işte giyindik sınıfa çıkıyoruz. tam sınıfın kapısına geldim karşıma gamze çıktı. gamze de gamze yani. memeleri futbol topu gibi. bu beden dersinde üstüne lacoste un polo yaka t-shirtünden giymiş. tam kapıda karşılaştık ve ben tamamen refleks olarak yemin ediyorum refleks, gamze nin memesinin üstündeki lacoste un timsahına '' hanimiş timsah amanın '' gibisinde şakalar yaparak geçtim yanından. sonra ne mi oldu ? gamze gitmiş selim hocaya;'' hocam gökhan benim memelerime elledi'' demiş. ulan hiç mi utanmadın ya onu demeye. git başka mazeret uydur. memelerime elledi ne ya. * bende okulun arka bahçesinde ronaldo luís nazário de lima formamla yaldır yaldır top oynuyorum. asistler, goller havada uçuşuyo. derken bi baktım selim hoca pencereden hababam sınıfındaki mahmut hoca misali bana bakıyo. baş parmağını kaldırdı bana '' geeell geeel '' işareti yaptı. dedim şimdi sıçtık. neyse çekti beni odaya. üzerimde ronaldo luís nazário de lima forması var. adamın ismini lekeledim disipline gittim. neyse ben savunma yazıcam falan derken selim hocayı ikna ettim yine yırttım kurula gitmekten.
ve olayın sonuç kısmı;
selim hoca aldı beni odaya bi nasihat verdiki akıllara zarar. ''olum gökhan eşşek siksen kuyruğu bir hafta yere inmez '' diyerek lafa girdi. tabi ben dumur oldum. gülüyorum pis pis. abicim o nedir yaa. eşşek ne töbe estafirullah. babana söylicem seni evlendirsin dedi. 2. nasihat ise daha bomba ''sabret az kaldı üniversiteyi kazan arasına karbon kağıdı koyar yaparsın olm.'' bende gevşek gevşek gülmeye başladım. hocam nerde okudunuz siz dedim. uludağ universitesi dedi. görükle dedi bana.
lisede 7-8 defa yaşadığım olay. tüm okuldaki hocalar bana gıcıktı çünkü derslerini hiç dinlememe ve sürekli dersin huzurunu bozmama rağmen sınavlarından tam puan alıyordum. o yüzden nefes alsam beni disipline yollarlardı ama allahtan müdürle aram iyiydi hiç ceza almadım açık ve net.
Ortaokulda ve lisede bir kere gitmiştim...Ortaokulda iki erkek arkadaşımla şakalaşıyorduk bi tanesi beni itti ben de diğer arkadaşımı ittim, bu salak da hayvan gibi biri o da sınıftaki dolaba çarptı ve dolap cami kırıldı sonra hop disipline para ödedik öyle yırttık. Lise anımı başka sefer anlatırım.
