başta 'flooded district' olmak üzere bölüm tasarımları tek kelimeyle şahane olan oyun. "low chaos" da bitirmeye çalışın, çok zor değil. ayrıca stealth bir yaklaşım sergilemek için oyun sizi düşünmeye ve strateji geliştirmeye zorluyor ki böyle daha zevkli bence. fakat kimseyi öldürmemek gerçekten zor.
öte yandan rune ve bones charm ları mutlaka toplayın; kendinize minik sürprizler yapın.
bir oyunla karşılaştırılması gerekiyorsa, deus ex human revolution ile karşılaştırılması isabetli olacak olan bethesda yapımı fps. çok fazla ortak noktaları var zira.
henüz bitirmedim, ama görevler tabiri caizse çatır çutur gidiyor, çok dayanmaz bu oyun bana, bu oyun daha uzun olmayı hakediyor kesinlikle. ve daha önce lansmanı yapıldığı gibi gerçekten hiç yakalanmadan*, hiç kimseyi öldürmeden* oyunu bitirme şansınız var, ana hedefleriniz dahil. tabi weeper adlı, zombi sıfatlı arkadaşları da öldürmemeniz gerekiyor achievementlar için, onları da bir canlı, bir varlık sayıyor (zombi hakları?).
oyun open world değil. ama her görev kendi çapında ufak bir sandbox sayılır, görevinizi yerine getirmeniz için birden fazla yol yordam var. fare olup havalandırmadan girersin, hoplaya zıplaya çatılardan pencerelerden girersin ya da herkesi kılıçtan geçirip elini kolunu sallaya sallaya ön kapıdan girersin, seçim senin. tabii güçleri de oyun tarzınıza bağlı olarak ayarlamanız gerekiyor. yaptıklarınız bütün dunwall'u etkiliyor. her görev bitiminde yarattığınız toplam kaosu görebiliyorsunuz. taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmazsanız (high chaos) şehir farelerden ve weeperlardan geçilmiyor, müttefikleriniz sizden tiksinmeye başlıyor ve tüyoya göre oyunun sonu çok daha karanlık oluyor. stealth takılır, kimseyi öldürmez ve kimselere görünmeden işinizi temiz hallederseniz (low chaos) şehir daha yaşanılabilir kalıyor. assassin olma hissiyatını yaşayabilmeniz için oyunu stealth oynamanızı şiddetle tavsiye ederim.
ve çok çok gariptir ki, hala bugla karşılaşmadım. demek ki bugsız oyun yapılabiliyormuş değil mi bethesda? (tamam la vurmayalım open world değildi bu)
bethesda'nın şaheserlerinden bir tanesi.
ulan bi oyun bi insanı bu kadar derinden etkiler mi?
--spoiler--
alışkanlığımdır, her bitirdiğim oyunun trivia'sını okurum.
emily'nin corvo çizimleri ve dunwall tower'da jessamine'in gizli odasında kızına yani emily'ye bıraktığı ses kaydı varmış. sırf bunları bulamadım diye bitirdikten 3 dakika sonra başlayasım geldi.
sadece bunlar ile sınırlı değil tabi tekrar başlama isteğim, müttefikler ve arkadaşları bırak, the flooded district'te rasgele karşılaştığım adamları bile tekrar dinlemek için load game yapıp tekrar oynamışlığım var.
--spoiler--
trailer'larına bakılırsa özellikle oyun atmosferi dehşet görünüyor. söylemeyeni dövüyorlar galiba; bariz assassin's creed esintileri var. bu bile şans vermeye yeter aslında..
Oyunda Corvo isminde bir karakteri canlandiriyoruz. Kendisi kralicenin korumasi. Kralice ve kizinin cok guvendigi bir sahsiyet.
Bir gun gozleri onunde kralice olduruluyor ve buyu yapildigi icin, engel olamiyor. Ayni kisiler kralicenin kizini da kaciriyor. Olayin hemen ardindan olay yerine gelen askerler, kraliceyi Corvo'nun oldurdugunu dusunuyor ve idam etmek uzere hapse atiyor.
Hapishane de bir mektup buluyoruz. Bu mektup bize inanan ve ihanetin farkinda olan bir kisiden geliyor. Bize yardim etmek istiyor ve gardiyanlar araciligi ile bize bir anahtar ulastiriyor. Mektupta ayni zamanda, hapishaneden kacis plani da belirtiliyor.
Buldugumuz anahtari ve plani kullanarak hapishaneden kaciyoruz. Kacis yolunda yine bize yardimci olmak uzere birakilan notlar ile karsilasiyoruz. Devaminda ise bize yardim eden kisilerle bulusuyoruz ve ihaneti ortaya cikarmak, intikam almak icin gorevden goreve kosuyoruz.
Hikaye kabaca bu sekilde diyebilirim, detaylara girmeyecegim.
Gorevler, genelde saklan, gozlemle, ve oldur seklinde oluyor. Hapishaneden kacmis bir insan oldugumuz icin haliyle araniyoruz bu yuzden, gizlilik cok onemli. Askerleri alarma gecirdigimizde hemen etrafimizi sariyorlar ve mucadele etmek cok zor oluyor.
Bir gorevi basari ile tamamlamak icin en ideal yontem saklanarak ilerlemek. Istersek hic kimseyi oldurmeden bile hedefimize ulasabiliyoruz. Ancak bu da cok riskli. Cunku bir noktada farkedilirsek, geride canli biraktigimiz kisiler de olay yerine geliyor ve uzerimize cullaniyor. Gizlice arkadan yaklasarak oldurup cesetleri saklayarak ilerlemek, en mantiklisi.
Bunun disinda oyun bize strateji gelistirme ve plan yapma imkani sunuyor. Mesela bir noktaya sise firlatip dusmanlarin dikkatini o yone cekip elimizi kolumuzu sallayarak arkalarindan gidebiliriz. Veya bir askeri herkesin gozu onunde olurup, tum askerleri alarm durumuna gecirdikten sonra, onlari atlatip, onlar bizi aslinda olmadigimiz yerde ararken, biz gorevimizi yerine getirebiliriz. Strateji tamamen bize birakilmis. Tamamen ozguruz. Secimlerimize gore de hikaye sekil aliyor. Buna bagli olarak da oyunun iyi ve kotu olmak uzere iki farkli sonu var.
Yapay zekanin cok iyi oldugunu soyleyemem. Bazen gozlerinin onunden gecmemize ragmen bizi goremeyebiliyorlar. Yeter ki golgelerden yuruyelim.
Dusmanlar genelde bir dongu icerisinde hareket ediyorlar. Ornegin bir noktada 5 saniye bekledikten sonra, 10 adim yuruyor, durakliyor sonra geri donuyor. Surekli ayni seyi tekrarliyor. Tabi hepsi bu kadar basit degil. Onemli olan sabirla, yeteri kadar gozlemlemek. Bu donguleri bizim hareketlerimiz degistirebiliyor. Eger egilmek yerine paldir kuldur ilerlersek, ayak seslerimizi duyuyorlar, ve daha tedirgin olup bizi ariyorlar.
Bu oyunun en cok elestirilen kismi grafikleri. Ancak bana gore grafikler oyunun konseptine gayet uygun. Oyunda karakterler karikaturize edilmis. Bazen kafasi kucuk govdesi buyuk, veya kocaman elleri olan insanlar goruyoruz. Boyle karakterlerin oldugu bir oyunda Battlefield 3 gercekciliginde bir ortam beklenemez zaten.
Sehir cok guzel tasarlanmis. Kendinizi salgin hastaliklarin bas gosterdigi yoldan cikmis bir sehirde hissediyorsunuz. Fareler ortalikta cirit atiyor. Eger dikkatli olmazsak, olumumuze bile neden oluyorlar.
Oyunda iki elimizi de kullaniyoruz. Sag elimizde bicak sol elimizde de atesli silah oluyor. Ilerledikce daha gelismis silahlara sahip olabiliyoruz. Ama en cok bicak kullaniyoruz.
Optimizasyonun da cok iyi oldugunu soyleyebilirim. Aslinda grafik ayarlari cok detayli degil. Cogu ozelligi ya aciyoruz ya da kapatiyoruz. Mesela anti-aliasing'de 2x, 4x olaylari yok. Buna ragmen tamamen kapatsak bile goruntu cok bozulmuyor. Orta seviye bir sistemde oyun rahatlikla oynanabilir.
Bana gore bir GOTY olmasi imkansiz olsa da, Assassin's Creed 3, Hitman Absolution gibi oyunlarin golgesinde kalsa da, mutlaka oynanmayi hak ediyor. FPS turunde bir stealth oyunu cok guzel bir deneyim sunuyor. Saf aksiyon sevenler belki on yargi ile yaklasabilir ama ben onlarin da sevecegini dusunuyorum.
Orjinal oyun alma veya aldirma takintim yoktur. Kaldi ki multiplayeri olmayan,sadece 7-8 saatlik bir deneyim sunan bir oyuna para vermek istemeyebilirsiniz. Hic olmazsa malum yollarla edinin ve bu zevki yasayin derim ben.
oyunda biraz assassins creed, biraz crysis havası var ama kesinlikle farklı ve güzel bir şey çıkacağa benziyor.
çıkış tarihi henüz açıklanmadı.
---------Oyun oynandıktan sonra gelen edit:
Oyunda bir suikastçiyi canlandırıyorsunuz. Atmosfer ve grafikler gayet iyi. Oynanış fena değil. Özellikle büyü yapma olayı güzel olmuş. Yalnız eksik bir şeyler var. Oyun tam sarmıyor. Bi noktadan sonra sıkılıyorsun.
Hikaye ve oynanabilirlik olarak cok güzel olan oyun. Entrikalar, distopya, ask her sey mevcut. Seslendirmeler o kadar güzel ki, oyunu bir film tadinda yasiyorsunuz. Yarattiginiz kaos'a göre, oyunun sonu degisiyor. Youtube'dan izledigim kadariyla üc tane sonu var. Kanaatimce en güzeli ve en vurucu olani mutsuz biten sonu olmustur.